Page 126 - İbrahim Tennuri
P. 126
Dr. Mustafa Fidan
Zerd-i üb: Beyaz şarap, safra, irin. Zinde: Diri, canlı, çevik.
Zerg: Hile, riya, ikiyüzlülük. Zindegân: Dirilik, canlılık.
Zerre: Pek ufak parça. Zinhâr: Asla, sakın, katiyyen.
Zeyn: Süs, zinet, bezek. Zir: Alt, aşağı.
Zındık: Münâfık, zındık, Zir-ü zeber: Alt-üst.
âhirete inanmayan.
Zişt: Çirkin, kötü.
Zi bahşâyiş: Ne güzel bağış.
Zübde: Öz.
Zi kâr-ı turfe: Gülünç iş yapmak.
Zühd: Kendini ibadete verme.
Zibâ: Güzel, güzellik.
Zülüf: Yüzün iki yanından
Zift: Katrandan çıkarılan şey, karasakız. sarkan saç, sevgilinin saçı.
Zihî: Ne hoş, ne kadar güzel, ne iyi. Zünnâr: Papazların kuşandıkları ip, kuşak.
Zinâ: Gayr-i meşru birleşme, fuhuş.
126