Page 15 - İbrahim Tennuri
P. 15

İbrahim Tennûri | hayatı ve eserleri
               Bir gün hatırıma geldi, kendi kendime şöyle dedim:

               —Senin bu yolun hayvaniyettir. Bununla sülûk mu olur.?
               Şeyhin hizmetçisi yemek getirdiği zaman kabul etmedim. Alıp gitti. O gün çok
            perişan oldum. Yüreğim kazındı. Bir şey görüp yazmaya gücüm yetmedi. Hazreti
            şeyh mana yoluyla durumuma muttali olunca halimi hizmetçiden sormuş. Durumu
            öğrenince hizmetçiye kızmış. Ertesi gün hizmetçi onun ağzından beni azarladı şeyhten
            rivayeten şöyle dedi:
               —”Senin fodulluk nene lazım. Kendi kendine iş yapmak bu yola girenlerin, bu çeşit
            hareketleri nefsin iyi gösterdiği kötü şeylerdendir. Gönüllerin tabibi olan mürşit ve
            mürebbi seni gözetmez mi? Senin meşrebin gereği budur. Onlarınki onu gerektirir.”
            O gün bana iki ekmekle bir çanak bulamaç verdiler.
               Nihayet seksen yedinci gece ki “Beraat gecesi” idi. Gönlüm bir sahan biberli yağlı
            pilavı tenha bir yerde yalnız başıma yemek arzu etti. Her ne kadar nefsin bu arzu-
            sunu unutmaya çalıştım ise de mümkün olmadı. O anda şeyhin hizmetçisi gelip beni
            çağırdığını söyledi. Şeyhin huzuruna gittiğim zaman beni yanına çağırdı. Elime de
            bir sahan dolusu pilav verdi.
               — “Şemseddin burada yok kabul et ve hepsini iştahla ye.” diye emretti. Pilavdan
            hiçbir tane koymadan yedim. O gece halvetten çıkmama müsaade etti. Vakti gelince
            de hilafet verdi.

               Hacı Bayram-ı Veli’nin halifesi ve Fatih Sultân Mehmet’in hocası olan İstanbul’un
            ma’nevî fatihi Akşemseddin’den icazet ve hilafet alarak tekrar Kayseri’ye döndü. Halkı
            sözle irşada başladı. Bazen kendinden geçip dünyayı unutur olduğunda çocuklarını
            dahi bilemez ve kimsiniz diye sorarmış. 8

               Akşemseddin ile birlikte İstanbul’un fethinde bulundu. Yazmış olduğu Gülzâr-ı
            Ma’nevî’sini Fatih Sultân Mehmet’e takdim ederek Fatih’in hürmet ve taltifine mazhar
            oldu. 9
               Hatta Fatih Sultân Mehmet’in Şeyh İbrahim’i vergi ve diğer devlet tekliflerinden
            muaf tuttuğunu Mevlevî Ahmet Dede “Bergüzâr” isimli eserinde beyân etmiştir. 10






            8   Lâmii Çelebi; Nefahatü’I -Uns min Hadarati’I - Kuds: Sadeleştiren: Abdulkadir Akçiçek İst. 1981 , syf.
               1082- 1085 Hüseyin Enîsî; a. g. e: V. 20 b Alı................. ; a. g.e: V. 163 b
            9   Ahmet Remzi Dede; Bergüzâr: Kastamonu Matbaası 1339, syf: 34
            10   Ahmet Remzi Dede; a. g.e. syf: 35

                                                                                     15
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20