Page 24 - ibrahim_tennuri_gulseni_niyaz
P. 24

Prof. Dr. Muhittin Bağçeci | Dr. Rasim Deniz  | Şeyh İbrahim Tennûrî ve Gülşen-i Niyâz

            3.  Mevlidü’l-cismâni ve’l Mevridü’r-rûhâni.

            4.  Tuhfetü’l-uşşâk.
            5.  Kıyafetnâme.
            6.  Ahmediyye veya Muhammediye

            7.  Divanı.
            8.  Mecalisü’t-tefâsir.
               Özellikle Yusuf u Züleyha’sı hâl ile söylenmiş ve kerâmetle nazm olunmuş bir kitap
            olup, 6222 beyittir. Hatta bu kitap -hakkında: Şevk verir okunsa ehl-i dile Hamdi’nin
            Yusuf u Züleyhası bîtereddüt cilâvirip giderir, gönül âyinesindeki pası denilmiştir.
               Bu eserinin çoğunluğu Câmi’nin Yusuf u Züleyha isimli eserinden tercüme, diğer
            bir kısmı da ona naziredir.
               Enisî’nin “Menâkıb-ı Akşemseddin” isimli eserinde yazdığına göre Hamdi Çelebi,
            Mevlânâ Abdurrahman Câmi ile mektuplaşırlar ve birbirini çok severlermiş. Zamanın
            Padişahı Sultan II. Beyazıt, M. Câmi’ye birçok defalar mektuplar göndererek:

               “Yol konak yerine 1.000 akçe vereyim ve sana her çeşit izzet ü ikrâmlar edeyim”
            diye İstanbul’a davet ettiği halde M. Câmi, Veli nimeti olan Horasan Padişahı Sultan
            Hüseyin Baykara’yı bırakmamışlar ve bu davetleri geri çevirmişlerdir. Fakat M. Câmi,
            Hamdi Çelebi’yi ve İstanbul’u görmek için, tebdil-i kıyafet ederek fakir bir derviş kılı-
            ğına girmiş bir seyyah durumunda Bursa’ya gelerek üç gün Hamdi Çelebi’nin evinde
            misafir olduktan sonra İstanbul’a gelmiş. Dönüşünde Hamdi Çelebi Göynük’e gitmiş,
            Câmi’de Göynük’e gelerek ikinci defa görüşmüşlerdir. Bu görüşmede Hamdi Çelebi,
            aziz misafirine gücü nisbetinde hürmetlerde bulunmuştur.
               Hamdi Çelebi, İlm-i Heyet, İlm-i Nücûm, Mûsiki ile de meşgul olup şöhret bulduktan
            sonra Bursa’da Yıldırım Beyazıd’ın oğlu Sultan Mehmed Han Medresesi’ne müderris
            olmuştur. Hamdi Çelebi, bir gece rüyasında görmüş, Şeyh Akşemseddin O’na:

               “Ey oğlum, İlm-i zahir ile meşgul olduğun yeter. Bundan sonra da âhiret hazırlığı
            görüp, halifemez Şeyh İbrahim Tennûrî’nin hizmetine yetiş, O’na mürid ol” buyurmuştur.
            Bu rüya üzerine Kayseri’ye gitmeye hazırlandığı sırada Şeyh İbrahim Tennûrî’yi Bursa’ya
            gelmiş görür ve bu buluşmada Tennûrî, Hamdi Çelebi’ye:
               “Seni, bana gönderen, beni de sana gönderdi. Sen Kayseri’ye var. Ben dahi eğlenmeyip
            varırım” demiştir. Kayseri’ye gelen Hamdi Çelebi, Şeyh Tennûrî’ye mürid olmuş, seneler
            geçtikten sonra icazet alarak Tennûrî’nin halifesi olur.




            24
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29