Page 20 - ibrahim_tennuri_gulseni_niyaz
P. 20

Prof. Dr. Muhittin Bağçeci | Dr. Rasim Deniz  | Şeyh İbrahim Tennûrî ve Gülşen-i Niyâz

                                         Tasavvufi Kişiliği
               Tasavvuf, İslam dünyasında, sosyal hayatla geniş ölçüde birleşerek halk kütleleri
            arasında büyük alaka ve heyecan uyandıran bir iman, bir fikir, irfan cereyanı ve bir aşk
            hadisesidir.
               Şeyh Tennûrî, tasavvuf tahsilini ve feyzini Akşemseddin’den aldığı için şeri’at, tarikat
            ve marifet prensibini, kendi nefsinde tatbik etmiş ve müridlerine de tatbik etmelerini
            tenbih eylediği gibi, Şeri’atsız, tarikat; tarikatsız, marifet olamayacağını vurgulamıştır.

               Tennûrî, yazdığı kitapları manzum olduğu için halkın ve dervişlerinin anlayabileceği
            kelimeri, vezin olarak da yine anlaşılabilir ve basit olan ölçü ve vezinler kullanmayı
            tercih etmiştir. Eserlerin içeriğinde ise tasavvufî konuların ahalinin ve müridlerinin
            anlayacağı terimler, deyimler, atasözleri, kısa ve açıkça hikayelerle anlatılmasına özen
            göstermiştir. Görülür ki, bu kitaplarda halkın anlayacağı terimler, deyimler. Bugün
            için zor ve anlaşılması güç gibi görülen kitapları, 15. asırda yazılmış kitaplar olduğu
            unutulmamalıdır. O zamanda bu kelimeler, bu şiirler kolayca anlaşılır durumda idi.

               Yine bilinmelidir ki, Şeyh İbrahim Tennûrî, bir halk şâiri değildir. O medrese tahsili
            görmüş, divan edebiyatına vakıf vezin-mevzun bilen kültürlü bir şâirdir. Fakat buna
            rağmen O, şiirlerini halkın ve dervişlerin anlayacağı tarzda yazmış, bütün ülküsü Hak
            rızasını kazanmak için halka hizmet etmektir. Şiirlerinde mahlas olarak “Gülzâr-ı
            Manevî” kitabında “Âşık”; Gülşen-i Niyaz” isimli kitabında da, mahlas olarak kendi
            ismi “İbrahim” kelimesini kullanmıştır.

                    Okıyıban tutavuz bu kitabı
                    Götüre Hak cemâlinden nikâbı

                    Okıyan dinleyen kıldukça tekrâr
                    Vire Hak yine ilm ü yine esrar.

                    Mü’nevver kıl ilâhi subh ü şâmin
                    Diyenün bu dua hakkında âmin















            20
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25