Page 32 - ibrahim_tennuri_gulseni_niyaz
P. 32
Prof. Dr. Muhittin Bağçeci | Dr. Rasim Deniz | Şeyh İbrahim Tennûrî ve Gülşen-i Niyâz
vardır. Türkçe ve mensur olan bu eser, Abdülkadir Geylani, Eşref- zâde Abdullah Rûmî
ve yine Eşref-zade Şeyh Ahmed Efendi’lerin menkabelerini anlatmaktadır. Risalenin
yazarı olan Tennûrî-zâde Seyyid Mustafa Efendi, Eşref oğlu Ahmed İzzeddin Efendi’nin
müridlerindendir.
Yine, Şeyh İbrahimTennûrî’nin torunlarından olup, III. Murad devri âlimlerinden
Ebu’s-Su’ud İbni Şeyh Sâdullah (Kadı Sa’di) İbni Şeyh Lutfullah İbni Şeyh İbrahim Ten-
nûrî’nin de “Miftâhü’l-adâlet”(Adaletin anahtarı) isminde, mücâhit ve gazilerin fazileti
hakkında Türkçe bir eseri olduğu, Osmanlı Müellifleri’nde bildirilmektedir, (bkz. cilt
1/49) Şeyh İbrahim Tennûrî evladına ait şecere (sofra, soykütüğü) bulunarak Kayseri
Kültür Müdürü Mehmet Çayırdağ tarafından Kayseri Erciyes Dergisi’nin 25. Sayısı’nın
ilk sayfasında yayınlanmıştır. (bkz. Erc. D. 1980, 25. sayı, sayfa 1-3) 9
Ibrahim Tennûrî’nin Eserleri
Bunlardan biri Gülzâr-ı Mânevî, ikinci eseri de Divan’ı - Gülşen-i Niyaz isimli eseridir.
Bu iki eseri de Kayseri’de yayın hayatına girmiştir. Bu eserden “Gülzâr-ı Manevî”Rahmetli
Ali Rıza Karabulut ile Ramazan Yıldız tarafından bazı notlar ilave edilerek “Gülzâr-ı
Mânevi ve İbrahim Tennûri” ismi ile 198....de yayınlanmıştır.
Gülzâr-ı Ma’nevî Özellikleri
İbrahim Tennûri de, diğer müelliflerin yolundan giderek Gülzâr isimli kitabına,
Allah’a hamd ve senâ ile başlamıştır:
Kılalum her işe hamd ile bünyâd
Ki anı hayr ile hatmide üstâd
İşün üstadı oldur kim cihânı
Yaratdı hem içinde cism ü cânı
Tennûri, zamanın kutbunun kendi şeyhi, Akşemseddin olduğunu, O’nun ilmi ile
dünyanın aydınlandığını ve onun aşkı ile gönüllerin temizlendiğini; Hz. Musa’nın asası
ile denizden yol açıp, kendine inananları, Firavun’un şerrinden kurtardığı gibi; Şeyh
9 Mehmet Çayırdağ’ın hazırladığı Kayseri’de ki kitabelerinden 15 ve 16 yy. da yapıldığı anlaşılan ilk
Osmanlı Yapıları” isimli eserde bu caminin Tennûrî’nin torunlarından 984/1576 yılında vefat eden
Şeyh Abdurrahman Efendi tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir. s. 544-545.
32