Page 36 - ibrahim_tennuri_gulseni_niyaz
P. 36
Prof. Dr. Muhittin Bağçeci | Dr. Rasim Deniz | Şeyh İbrahim Tennûrî ve Gülşen-i Niyâz
İki yüzlü bu cübbenin taşıdığı mana işaretine göre, Akşemseddin, Şeyh İbrahim’e:
“Bu cübbenin iki yüzü olduğu gibi, telif edeceğin kitabın da, hem hakîki ve hem de
mecâzi manaları ifade eden iki yönü olsun” işaretini vermiştir.
Seferşah’ın ifadesine göre:
“Ben kendi gönlümden; eğer Şeyh İbrahim mürşid-i kâmil ve kerâmet sahibi bir
kimse ise, Akşemseddin’in buyurduğu gibi, bu kaftanın ikiyüzlü olmasından, telif
edeceği kitabın nasıl olacağını anlar” dedim.
“Seferşah, Kayseri’ye gelmeden; Şeyh İbrahim Tennûri’ye bu hal malum olmuştu.
Hatta Akşemseddin’in telif edilmesini istediği kitabın bir kaç cüzünü (formasını)
Akşemseddin’in isteğine uygun olarak telif eylemişti. Kitabın bir yönü fıkıh, diğer yönü
ise tasavvufu anlatıyordu.
Seferşah Kayseri’ye gelip, İbrahim Tennûri Hazretleri’nin kerâmetini görünce Ona
inandı ve gerçek bir mürid oldu.
Şeyh İbrahim Tennûri, Seferşah’ı, Kayseri’ye, Akşemseddin’in, gönderdiğini yazdığı
Gülzâr-ı Ma’nevî’de şöyle anlatır:
“Buyurmuş bir Azize yürüt ana var
Sana ilm-i İlâhî kıla tekrar
Nazar kılmış ü himmet koşmış ana
O hizmet tâ gelüp yâr ola bana
Seferşah, Şeyh İbrahim Tennûri’den feyz alarak tasavvufun inceliklerini öğrendik-
ten sonra, bu ilme dâir “Ziyâfetü’l-Ihvan bi Metâimi’l- İrfan” adında bir kitap yazmıştır.
Daha sonraları çeşitli yerlerde kadılık ve müderrislik yapmış olan Seferşah Elmalı’da
vefat etmiştir.
İbrahim Tennûri, fıkıhla tasavvufu kaynaştırdığı bu eserinde; Tevhid, Namaz, Oruç,
Zekat, Hacc, Nikah, Talak, İtak, Eyman, Hadd, Cihad, Lakıyd, Lukata, Âbık, Mefkut, Zina,
İçki, İftira, Şirket, Vakf, Büyü, Kefalet, Havale, Kadı, Şehadet, Vekalet, Da’va, İkrar, Sulh,
Mudarebe, Vedi’a, Ariye, Hîbe, İcare, Kitabet, İkrah, Hacr, Me’zun, Gasb, Şüf’a, Kısmet,
Müzare’a, Müsakaat, Zebayih, Uzhiye, Kerahat, İhya-i Mevat, Sayd, Rehn, Cinayet, Vasaya,
Hunsa gibi, İslam fıkhı’nın bütün konularını açıklamış, genellikle fıkıh kitaplarındaki
tertibe göre düzenlemiştir. Eseri bu şekilde tertip ettiğini de, şu beytinde açıklamaktadır:
Diledüm bir kitabı cem idem ben
Ki ola tertibi şer’i üzre müzeyyen
36