Page 303 - kappadokia_kralligi
P. 303
A-ROMA DÖNEMİ
rivayet edilir. Iulianus’un ölümünden hemen sonra cansız bedeni mumyalan-
mış ve Tarsus’ta Maximinus Daia’nın mezarının yakınına gömülmek üzere
Roma topraklarına götürülmüştür. Burada halefi olan Iovianus, üzerinde
bir kitabenin bulunduğu güzel bir mezar ile onu onurlandırmıştır. Bu kita-
bede; “Bir zamanlar asil bir kral ve güçlü bir mızrakçı olan ve hızlı akan
Tigristen dönen Julian burada yatmaktadır.” sözleri yazılıymış. Iulianus’un
mezarı İS 457 yılında makelles lakaplı Trakyalı İmparator Leo I tarafından
Constantinus sülalesinin mezarlarının olduğu Constantinopolis’teki Kutsal
Havariler Kilisesi’ne nakledilmiştir .
25
İmparatorun savaş alanında öldürülmesi ile ordusu dağılır ve Kayseri de
büyük bir felaketten kurtulmuş olur. Ama akılları kurcalayan bir şey vardır.
Iulianus’a saplanan okun bir Roma oku olmasıdır. Başlangıçta, imparatorun
Perslilerin savaş sırasında buldukları bir Roma okuyla öldürüldüğü düşü-
nülürken Iulianus’un hocalarından biri olan Priscus bunun peşini bırakmaz.
Nitekim katil yirmi sene sonra, artık ona bir zarar gelmeyeceğinden emin
olarak ortaya çıkar ve Iulianus’u sözde insanlığı kurtarmak için, İsa’ya olan
sevgisi yüzünden öldürdüğünü itiraf eder.
Iulianus ve Gallus’un altı yıl civarında sürgün edildikleri Macellum,
Latince “mikla” dan türeyen bir kelime olup, taze ve işlem görmüş balık, et
ürünleri, av hayvanları, zeytinyağı, sebze meyve ve lüks ürünlerin satıldığı
çarşılara verilen isimdir. Roma eyaletlerinde, Yunanistan, Anadolu, Sicilya
ve Kuzey Afrika’da macellum yapılarına rastlanmaktadır . Döneminde ise,
26
macellum denilince akla bir sarayın, bereketli bahçelerin, hamamların, su
kaynaklarının ve av alanlarının olduğu bölgeler anlaşılmakta imiş. Hatta
İmparator Tiberius’un Kapadokya’yı MS 17 yılında Roma eyalet listesine
almasından hemen sonra bu bölge Caesarea’ya gelen vali ve imparatorların
av alanı olarak kullanılmıştır .
27
25 Bizans döneminde İstanbul’un en önemli kiliselerinden biri olan Havariyyun (Kutsal Havari-
ler) Kilisesi vardı. Kiliseyi Büyük Konstantinos kendi mezar kilisesi, yani mausoleion olarak
düşünerek yaptırmıştı. Kiliseyi 12 havarî için ve kendini de 13. havari olarak gördüğü için inşa
ettirmişti. 1204 Latin işgali sırasında kilise, haçlılar tarafından yağmalanmıştır. Mausoleiondaki
lahitler kırılarak soyulmuştur. Kilise 1296 depreminde de zarar görmüştür.
Kutsal Havariler Kilisesi İstanbul’un fethinden sonra, bir müddet patrikhane olarak kullanıldı. Ancak zaten harap durumda olan kilise Fatih Sultan Mehmet
tarafından yıktırılmış ve yerine 1461’de Fatih Camii inşa edilmiştir.
26 Atik Sema, Anadolu Macellumları, 21. AST, cilt: 2, 2004, s. 45-46
27 Cooper, J. Eric Decker, Life and Society in Byzantine, Cappadocia, New York, Palgrave
Macmillan 2012 s. 52
303