Page 304 - kappadokia_kralligi
P. 304

HALİT ERKİLETLİOĞLU / KAPPADOKİA KRALLIĞI VE ROMA-BİZANS DÖNEMİ

              Iulianus’un imparator olmadan önce sürgün olarak kaldığı Macellum’un
            yeri konusunda bazı tahminler yapılmaktadır. Tarihî kayıtlarda; “Macel-
            lum, Argaios’un (Erciyes) verimli yamaçlarında ve Caesarea’dan birkaç
            saatlik uzaklıkta bahçesinde havuzu olan, yeşillik ve ormanlarla çevrili
            bir saraydı. Burada prensler ikamet ederdi.” diye tarif edildiğine göre bu
            günkü Sakar Çiftliği, Hisarcık, Talas, Keykubat, Zincidere gibi bir yerde
            olabileceği veya Tontar ve etrafında bulunan eski Caesarea’dan takriben
            yedi kilometre uzaklıktaki Ermiş Mamas’ın (Mar Mama Kilisesi) mezrasına
            kadar uzanan bir bölgede olabileceği tahminleri yapılmıştır. Iulianus’un
            sürgün edildiği yer olarak bir başka iddia da; Erciyes Dağı’ndan 2.5 saat
            mesafede Kereme (Gereme-kutsal yer) denilen mevkidir. Burada meşhur
            eski manastırların harabeleri halen bulunmakta olup, bunlardan bazılarının
            kubbeleri, diğerlerinin suyolları, kütüphaneleri, hazine daireleri durmakta-
            dır. Bu manastırlar yanında gayet muntazam ve mükemmel mektepleri ile
            meşhur eski bir şehir var imiş ki, iki prensin burada sürgün hayatı yaşadıkları
            yönündedir. Sozomenos’a  göre; Bu sırada büyüğü onbeş yaşlarında olan
                                    28
            iki birader (Roma Prensleri) Gallus ve Iulianus burada ikamet vetahsile
            başlarlar. Bu manastırların etraflarında bulunan dağlar ve derelerde Aski-
            tisler  yaşamaktadır ve halen mevcut olan bu yerlere, yerliler tarafından
                 29
            Askitarya ve Türkler tarafından da Keyslik denilmektedir. Yazarın bahsettiği
            bölge de Erciyes’in güney yamaçlarında bulunan Gereme’dir. O’na göre;
            Kereme, eskiden Makellon, Makelli yahut Demakelli ismi ile bilinirdi. Bu
            kelime ise latince, salahane manasında olup, burada çok miktarda hayvan
            kesildiğinden böylece anılmıştır. Bu yerleri Krillos ve daha mükemmel olarak
            ta Hamilton anlatıyor . Ancak Gereme’nin şehir merkezinden çok uzakta
                                 30
            olması bu ihtimali zayıflatmaktadır.
              Bu tahminlerden en akla yakını ise; Hicri 1034 (milâdi 1624) yılında
            eşkıya komutanı olan Voyvoda Votscen’in notlarında rastlanmış olup, bu
            yazısında şunları anlatmakta imiş: “Eşkıya komutanı olan ben, Voyvoda
            Votscen ve mahiyetimdeki 76 kişi ile Orta Anadolu’nun bazı mıntıkalarında



            28   Sozomenos; MS 323 yılında “Caesarea Eusebios” isimli eseri yazan kilise tarihçisi
            29   Askitisler, MÖ VIII. yüyıldan itibaren Anadolu’ya gelen ve Türklerin ataları kabul edilen
               İskitler olabilir?
            30   Everek (Develi) ve Gereme (Kereme)’ye 28 Temmuz 1837 tarihinde gelen Jeolog W. J.
               Hamilton, buradan Erciyes Dağı’na çıkarak incelemelerde bulunur. Dağdaninerken şim-
               diki Gereme’nin yanında bulunan tepenin üstünden Gereme harabelerinin kalıntılarını
               görür.


            304
   299   300   301   302   303   304   305   306   307   308   309