Page 332 - kappadokia_kralligi
P. 332

HALİT ERKİLETLİOĞLU / KAPPADOKİA KRALLIĞI VE ROMA-BİZANS DÖNEMİ

            (MS 292-348) isimli Mısırlı keşişin manastır sistemini çeşitli değişikliklerle
            Anadolu’ya uyarladığı gibi, daha da önemlisi klâsik gelenek ile Hristiyan
            inancı arasında yaptığı bir sentezle Bizans ilâhiyatının temellerini atmış oldu.

              Basileios’un bu konudaki refomları ana hatları ile şöyleydi;
              Mısır’ın inanılmaz derecede kalabalık manastırlarını fazla büyük bularak
            manastırları küçültmüştü.
              Keşişin itaatkârlığını en önemli erdem sayıyordu.

              Çilekeşlik ve nefsin köreltilmesinde aşırıya varmayı yasakladı; özel olarak
            oruç tutmak isteyen keşiş, başkeşişten izin almak şartını getirdi.
              Pakhomios sistemiyle bir başka önemli fark da Basileios manastırlarının
            çöllerde değil kentlerde kurulmuş olmasıydı. Böylece keşişler, insan kar-
            deşlerinden kopuk yaşamak yerine, hayır işleri görerek onlara yardımcı
            olabileceklerdi. Ayrıca kendi davranışlarıyla, kilise dışından kardeşlerine
            gerçek Hristiyan yaşantısı konusunda örnek olacaklardı.

              Bu noktada, keşişin kişisel kurtuluş arayışının dayanağını oluşturmanın
            yanında, kilise dışından Hristiyan cemaatine çeşitli hizmetler veren orta
            çağ manastırlarının karekteristik özelliklerinin ortaya çıkışını görürüz.
            Ancak Basileios’un Büyük Kurallar’ını okurken dönemin insanlarını en
            çok etkileyen, Mısır keşişlerinin bağnazlığından da, ömrünü direklerin
            (stylos) tepesinde geçiren Suriyeli Stylites’lerden de tamamen farklı olarak
            sergilediği ılımlılık ve pratikliktir . Hatta “Gençlere Söylev” başlığı altında
                                          17
            antik dönemdeki Hellen edebiyatının ve Pagan öğretilerinin bazılarının
            kilise kurallarına dahil edilebileceğini söyleyecek kadar ılımlı ve birleştirici
            konuşmalar yapmıştır. Meselâ:

              “Çocuklarım; ne atalardan gelme asaleti, ne gücü kuvveti, ne güzelliği,
            ne boyu bosu, ne bütün insanlığın bahşettiği payeleri, ne hükümdarlığın ta
            kendisini, ne de ahlâkla gelebilecek başka insani nitelikleri değerli görürüz;
            hayır, bunların uğruna dua etmeye bile değmeyeceğini düşünür; bu nitelik-
            lere sahip kimselere de asla hayranlıkla bakmayız; daha uzak bir zamana
            dair umutlar besleriz. biz yaptığımız her şeyi öbür dünyaya hazırlık olarak
            yaparız.




            17   Talbot, Alice- Mary, Bizans Manastır Sistemine Giriş, Coito, sayı 17 Ocak 2012 İstan-
               bul, s. 166


            332
   327   328   329   330   331   332   333   334   335   336   337