Page 333 - kappadokia_kralligi
P. 333
ROMA-BİZANS DÖNEMİNDE KAİSARİA’DA YAŞAMIŞ ÜNLÜ KİŞİLER VE KAPPADOKİA BABALARI
Solon’un zenginler hakkında sarf ettiği şu sözler de bununla ilgilidir: “Fakat
onların servetine karşılık erdemimizi verecek değiliz, zira servet her gün el
değiştirirken daima bereketini koruyan tek şeydir erdemdir.”
Euripides’in bir sözünü anacak olursak, “yemini eden dildir, akıl değil”
ve böyleleri, iyi insan olmayı kendilerine gaye edineceklerine, iyi insan gibi
görünmeyi gaye edinirler. Ancak Platon’un sözlerine kulak verecek olursak,
“Adil olmadan adil görünmek” olabilecek en büyük adaletsizliktir.
İskender, Dareios’un kızlarını esir aldığında her ne kadar kendisine, kızların
muhteşem güzellikte olduğu anlatılmış ise de onlara dönüp bakmamıştır. Zira
erkekleri esir almış birinin
kadınlara teslim olmasını
şerefsizlik addetmiştir.
Bedenin ihtiyaçları mev-
zubahis oldu mu, ruhun
ihtiyaçları için olduğun-
dan daha fazla endişeye
düşmemelidir. Duyular
vasıtasıyla ortaya çıkan
hazlara dudak bükmekle
olur bu, hokkabazların
sergilediği saçma sapan
numaralarla ya da şehevi
Aziz Basil Ailesi: (soldan sağa, ilk sıra) Aziz Petrus Sebaste, Aziz
Basil, Aziz Gregory, (ikinci sıra) St. Theosevia, St. Naukratios, St. hazları kızıştıran beden-
Emmelia, (top) St. Macrina lerin görüntüsüyle göz-
leri eğlendirmekten uzak
durarak, sefihçe şarkıların kulaklarımızdan içeri girip ruhumuza dolaşmasına
izin vermeyerek olur. Zira terbiye noksanlığından kaynaklanan ihtiraslar
ile sefihlik, işte bu tarz müziğin doğal sonuçlarıdır.
Bedenlerinin mümkün olduğunca sıhhat ve afiyette olması için endişe-
lendikleri halde, o bedenden yararlanacak olan ruhu kesinlikle değersiz bir
şeymişçesine görmezden gelenleri, elindeki aletlere titizlenip de, o aletleri
kullanarak icra edilecek olan sanatı kale almayanlardan ayırabilir miyiz?
Pythagoras’ı da çıkarmamalıyız aklımızdan. Müritlerinden birinin egzer-
siz yapıp bol gıda alarak bedenini geliştirdiğini görünce demiş ki, “İçinde
oturduğun zindanı, daha da sefil bir yer haline getirme, Tanrı aşkına!” o
halde ruhu bedene tabi kılmak ve onun hizmetine vermek, düpedüz delilik-
333