Page 110 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 110
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ HAM / 101 [1061]
ağazade Hasan (Okutan*), Kavgacızade Hamurculu Nuh Nasuh Efendi’yi 1909
Osman (Ustaoğlu*), Hacı Ahmed Kira- yılında, Keçecizade Muharrem Efendi,
zoğlu* ve Kayseri müftülerinden Abdul- Kilimliağazade Hacı Bekir Efendi ve Ha-
lah Develioğlu*, kayıtlarda adı geçen öğ- murculu Osman Efendi’yle birlikte Hatu-
rencilerindendir. Hocaları arasında “da- niye Medresesi*’nin, müderrisleri arasın-
mad” lakabıyla meşhur Emin Efendi var- da görmekteyiz. 1910’lu yıllarda yayınla-
dır. Öğrencisi ve hemşerisi olan Nuh nan Erciyes gazetesindeki icazet merasi-
Nasuh Efendi de damadıdır. Bu durum, mi ilanında “ulemadan Hacı Nuh Efendi
Osman Efendi’nin “nikâhta denklik” dahi iki zata icazetname verdikleri” kaydı
prensibini gözettiğini akla getirmektedir. geçmektedir.
Kendileri halim selim, ağırbaşlı, güzel Seferberlik nedeniyle Bükreş’e askerliğe
ahlak örneği, erdemli bir kişiydi. Vefatı gitti. Tabur imamlığı ve hastane mute-
için Buldu bak Osman Efendi Cennetü’l medliği yaptı, teskere sonunda Kayseri’-
Adn içre yer mısraı tarih düşürülmüştür. ye döndü. 1916 yılında, Daru’l Hilafe’ye
Ahmed Nazîf Efendi*’nin Meşahir-i müderris tayin edildi ve buranın kapanış
Kayseriyye adlı kitabında, biyografisini tarihi olan 1921’e kadar talebe okuttu.
yazdığı son âlimdir. Hacı Ahmet Kirazoğlu* kendisinden
Sözlü kültürün hâkim olduğu asırlarda mantık okumuştur. 1926’da Boğazlıyan
yaşayan âlimlerin eserleri, öncelikle ye- Vaizliğine tayin edildi, 1938 yılına kadar
tiştirdikleri öğrencileridir. Okuttuğu me- da bu görevde kaldı. Aynı yıl Yozgat Va-
tinlere şerh, şerhlere yorumlar yazmıştır. izliğine, ardından Müftü Yardımcılığına
Ancak bildiğimiz kadarıyla, günümüze atandı. 1941’de Sorgun, 1943 yılında ise
gelen el yazması ve matbu eseri yoktur. tekrar Boğazlıyan müftüsü oldu. 1953’te
emekliye ayrılarak Kayseri’ye döndü.
Kaynakça: A. Nazif, Meşâhir (Diriöz’ler), s. Abdullah Develioğlu’nun ifadesiyle, “son
109; Develioğlu, Bİ, s. 402 Develioğlu, s. 402;
Osmanlı âlimlerinden” olan Hacı Nuh
Koçer, Ulemâ, s. 61, 83-85, 103, 104, 115, 116,
120; A. Emin Güven, Başkâtibzade Ragıb Be- Nasuh Efendi, öğrencilere gönüllü olarak
yin Hatıraları, (Yaşam Öyküm), Ankara 2003; ders okuttu ve büyük camilerde vaaz etti.
s. 20; Kayseri İl Müftüleri Albümü, Kayseri Konuşmalarında daha çok rahmet ayet-
lerinden bahsederdi. “Demirci Hoca
1991, s. 6, 7, 10. (Osman Çapacı*), azap ayetlerinden bah-
MUSTAFA IŞIK
sediyor” diyenlere “Allah, Cennetine ar-
HAMURCULU NUH NASUH pa mı ekecek? ” derdi.
(BALTA HOCA) 35 yıllık resmî hizmetten sonra 63 yaşın-
Âlim, müderris, müftü (Kayseri, 1873 – da vefat etti, Şehir Mezarlığına gömüldü.
Kayseri, 1958). İlk ve ortaöğrenimini Eserleri: Arapça dilbilgisi konusunda
1838 yılında tamamladı. Serçeönü Med- çok iyi olduğu bilinir. Nitekim bu konuda
resesi’nde okudu. Hamurculu Osman yazmış olduğu El-İcmâl fi’s Sarfi ve’n
Efendi’den 1901 yılında icazet aldı. Daha Nahvi adlı yazma eseri, Diyanet İşleri
sonra hocasının damadı oldu. Başkanlık Kütüphanesi’nde mevcuttur.
Öğrencileri arasında “Hacı Nuh Efendi” Kaynakça: Koçer, Ulemâ, s. 103-104; 120-121;
ismiyle, halk içinde ise “Balta Hoca” la- Develioğlu, Bİ, s. 202-203; Başkâtibzade Ra-
kabıyla anılırdı. Nuh Nasuh Efendi’ye gıb Bey’in Hatıraları, (hzl. A.E. Güven), s. 20;
Hulusi Satoğlu, “Hazır Cevap Bir Âlim Merkezin
niçin “Balta” lakabı takıldı bilmiyoruz Şükrü Efendi”, Erciyes dergisi, C II, Yıl: 5, S 57-
ancak bunu öğrenciyken aldığını ve bu 58, s. 31; Erciyes Gazetesi, (hzl. Ali Aktan, Özen Nuh Nasuh Hamurculu
lakapla çağrılmasına ses çıkarmadığı bi- Tok), Kayseri 2009, s. 304. (Balta Hoca)
linmektedir. Talebeyken bir imtihana gi- MUSTAFA IŞIK
rer ve kazanamaz. Bunu duyan Merkez’in
Şükrü Efendi kendisine rastlayınca latife HAMZA EFENDİ
eder: Müderris, kazasker (Kayseri, ? – ?, 1626).
Ne yaptın Balta / Bak ettiğin halta Uzun süre kazaskerlik yaptı. Şeyhülislam
Yine mi gittin alta Ebulmeyamin Mustafa Efendi’nin hizme-