Page 201 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 201

[1152] 192 / HİS                   KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                    Muhammedü’l-Kazi tasdik etmiştir. Vak-  Muharrem  1084  (Nisan  1673)  tarihli
                                    fiye, Kayseri’nin İncesu*kazası kadısı Sey-  Kayseri  sancak  mutasarrıfı  ve  Kayseri
                                    yid  Ömer  Lütfi  tarafından  aslına  uygun   kadısına hitaben gönderilen bir fermana
                                    olarak  (XVII.yüzyıldan  sonra)  tanzim   göre, Hisarcık köyündeki bağ ve bahçele-
                                    edilmiştir. Vakfiyeye göre:          ri tasarruf eden köy ahalisi, merkeze ar-
                                    “II.  Gıyaseddin  Keyhüsrev  ölmeden  az   zuhal gönderip, Cebel-i Erciyes*’ten cere-
                                    önce Muhyiddin Arabî’nin soyundan ge-  yan  eden  sudan  kendi  köylerinin  bağ,
                                    len  Taceddin  Emir  Tac  için  Kayseri’de   bahçe ve tarlalarına icra olunagelen su ile
                                    Kızılköşk mevkiinde bir arazi ile Erciyes   suladıkları ve “defter-i cedid-i hakanî”de
                                    Dağı’ndan  çıkıp  Hisarcık  ve  Karagürle   âdet-i mîr-i âbîye olarak 1.200 akçe hasıl
                                    Köylerinden  akarak  bu  araziden  geçen   yazılı  olduğu,  her  sene  bu  miktar  mîr-i
                                    akarsuyu haftada iki gün (pazar ve pazar-  âbîyeye eda edegeldiklerini belirtmişler-
                                    tesi)  kullanmak  üzere  vakfetmiştir.  Sel-  dir. Ancak bazı sipahilerin kanunda be-
                                    çuklu Sultanı, Emir Tac öldüğü takdirde   lirtilen  ve  defterde  kayıtlı  olan  resm-i
                                    vakıf arazisi ile suyun tasarrufunu O’nun   mîr-i âbîye kanaat etmeyip, bunların su-
                                    neslinden gelen erkek ve kız çocuklarına   larını kanuna hilaf olarak, başka bir nahi-
                                    eşit olarak şart kılmıştır.”         ye ahalisine satıp, ahaliye zarar verdikle-
                                    Vakfiyeye  17  kişi  şahitlik  etmiştir  ve  bu   rinden bahisle şikâyette bulunmuşlardır.
                                    şahitlerin başında ilk sırada Mevlâna Ce-  Bunun üzerine konunun “defter-i cedid-i
                                    laleddin  Rumî  ile  O’nun  hocası  Seyyid   hakanî”ye göre çözülmesi emredilmiştir.
                                    Burhaneddin  Tırmizî’nin  de  adları  kay-  H 1163 (M 1749) tarihinde Emir Ağa’nın
                                    dedilmiştir.                         Pervane ve Hisarcık ma-i carilerini (akar-
                                    Osmanlı Dönemi’nde bir yörenin sosyal   sularını) fuzuli zapt ve gasp ile nöbetini
                                    hayatı, halkın yaşayışı ve davranışları, re-  otuzar  kırkar  kuruşa  kadar  ahaliğe  sat-
                                    fah seviyesi, mali durumu hakkında bilgi   mağa  ve  ahaliden  “alel  hesap  suretiyle”
                                    veren kadı sicillerinde ve kayıtlarında da   ala  vechilmüfredat  otuz  dört  kese  para
                                    Hisarcık  Suyu  yer  almıştır.  Akarsuların   almağa “ictisar ettiği” dava ve ispat edilişi
                                    herkesin arazisine muntazam şekilde tev-  olmasına  binaen  evvelce  Sinob’a  “nefiy
                                    ziine  ve  nöbetle  akıtılması  işine  nezaret   ve icla edilmiş” ise de sonradan “menfa-
                                    edenler hakkında “mîr-i âb” tabiri kulla-  sı”  Kastamonu’ya  tahvil  ve  tahliyeden
                                    nılmıştır. Ayrıca,“resm-i mîr-i âbi”ye adı   sonra  Kayseri’ye  avdet  eden  ve  “icra-yı
                                    altında bir verginin de Hisarcık Suyu’n-  mezalime”  cür’et  ettiği  dermeyan  edile-
                                    dan tahsil edildiğini görmekteyiz. Suyun   rek  “iştikaye  kıyam  olunmuş”  bundan
                                    kaynağını kullanma ve tasarruf etme nok-  dolayı  “derun-u  memlekette”  bir  hayli
                                    tasındaki uygulamanın kadim olduğu gö-  “kıylükal” tehaddüs eylemişti.
                                    rülmektedir. Osmanlı kanunnamelerinde   24 Şevval H 1168 (M Ağustos 1754) tarihli
                                    “Ve kadim kırk elli yıla denilmez. Kadim   kadı siciline göre Kadı Hafız Halil Efendi,
                                    odur  ki,  kimse  onun  evvelin  bilmeye”   Çuhadar Mustafa Ağa, Muhzır Ali imzalı
                                    şeklinde ifade edilmiştir. Ancak bazı dö-  Hisarcık Suyu diye bilinen ma-i car Hazi-
                                    nemlerde  bu  uygulamalarda  sıkıntılar   ran,  Temmuz  ve  Ağustos  ayların  beher
                                    yaşandığını ve çözümü için kadı ve mah-  hafta  Cuma  günü,  Cuma  vaktinden  Cu-
                                    kemelere müracaat edildiğini görmekte-  martesi öğle vaktine kadar 24 saat tevliyet
                                    yiz.  Buna  göre:  XVI.  yüzyıl  başlarında   hakkına olmayıp, kadimü’l-eyyamdan be-
                                    Kayseri  şehrinin  liva  hassı  varidatı  ara-  ri Hacı Seyid evladına vakf olmakla, 300
                                    sında Hisarcık Suyu mîr-i âbî resmî mak-  seneyi geçen bu eski usul üzere devam e-
                                    tu olarak 1.200 akçedir. 1520 senesinde   degelmiştir.  Aynı  uygulamayla  kadı  hük-
                                    Hisarcık  Suyu  mîr-i  âbî  Kayseri  Beyler-  mü gereği devam edileceği yazılmıştır.
                                    beyi  Hüsrev  Paşa  haslarına  dâhildir  ve   21  C.Ahir  H  1169’da  (M  1755)  Hisarcık
                                    Erciyes  Dağı’ndan  coşkun  akıp  inen  ve   Suyu’nun Hacı Seyid evladının Boyacı ve
                                    Hisarcık Suyu diye bilinen dere suyu ile   Mermerli  bendi  mütevellisi  olan  Sulbi
                                    çalışan değirmenlerin sayısı sekizdir.   oğlu Seyid Ahmed ark ve bendlerin mü-
   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206