Page 196 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 196

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                          HİL / 187 [1147]


           çayı mükemmel derecede öğrenerek ho-  Hilmî di bulır peyrevin olmakla nemâtın
           casından icazet aldı. Öğrenimini tamam-  Şâyeste tefâhürle benâm olsa da zâtın
           layınca bir müddet Develi* ilçesi kadı ve-  İksîrdir aşk ehline her bir kelimâtın
           killiğinde ve Kayseri İdare Meclisi azalı-  Vehbî kalemin menba’ı mı âb-ı hayâtın
           ğında bulundu. 5-6 yaşlarında iken Akbı-  Cûy-ı suhenin mi bir içim su mu nedir bu
           yıkoğlu Hasan Ağa (Vak’ası*) isimli eşkı-
           yanın babasını ve hane halkından yirmi   GAZEL
           kadarını gözlerinin önünde kılıçla öldür-
           mesi hadisesinin etkisiyle ruhi bir hastalı-  Haddini sordum efendim de semendir
           ğın  kurbanı  oldu.  Bu  hastalık  sebebiyle                    didiler
           kırk  yaşını  tamamlayamadan  Hunat   Kadd-i bâlâna da hoş serv-i çemendir
           Camii*’nde sabah namazı kılarken secde-                         didiler
           de ruhunu teslim etti.
           Ahmed Nazif, Hilmî Efendi için, günah-  Unsur-ı zât-ı vücûdun gül-i ra’nâ
           tan  kaçınan,  şeriatın  emirlerini  yerine                    dir iken
           getiren, ağırbaşlı, meclis süsleyen, nükte-  Gül-i ter ruhlarıdır sîmin bedendir
           dan, sözleri sağlam, şiirleriyle kalpte yer                     didiler
           eden zeki bir şairdir demektedir.
           Hilmî’nin gerek hece, gerekse aruz ölçü-  Nev-hırâmım seni yâd itdim ise her
           süyle yazdığı şiirlerinden, onun güçlü bir                      nerede
           şair  olduğu  anlaşılmaktadır.  Kaynaklar-  Keşti-yi bahr-ı melâhatde dümendir
           da,  bir  divan  oluşturacak  kadar  şiirinin                   didiler
           bulunduğu, fakat çeşitli sebeplerden ötü-
           rü bu şiirlerin çoğunun kaybolduğu ifade   Aradım âb-ı hayâtı ebedî nûş ideni
           edilmektedir.                       Leb-i can-bahş-ı dil-ârâyı emendir
           Şiirlerinden birkaçı:                                           didiler
           Tahmis-i Hilmî Efendi Gazel-i Sünbül-
                                        zâde   Hilmiyâ çeşm-i dil-ârâsına söz yok
           Murg-ı dili sayd itmek içün mû mı nedir                        dir iken
                                          bu   Ana da bâis-i îkâz-ı fitendir didiler
           Âlâyiş-i ruhsârede dil-cû mu nedir bu  Kaynakça: Güven, Kayseri’de Mecmualar, s.
           Perçem mi disem kûşe-i ebrû mı nedir bu  21-26;  Köksal,  KDŞ,  s.  149-156;  A.  Nazif,
           Hatt-ı siyehin mi ser-i gîsû mı nedir bu  Meşâhir  (Diriöz’ler),  s.  71-74;  Ahmet  Emin
           Bir bâğda sünbül ile şeb-bû mı nedir bu  Güven,  Kayserili,  Hoca-Talebe  İki  Şairimiz,
                                               Müderris-zâde Âlim-Feyzî Efendi-zâde Hilmî,
                                               Erciyes  Üniversitesi  Yay.,  Kayseri  2006,  s.
           Bir gül-rûha meyl itdi ki dil âfet-i cânım  21-46.
           Bülbülleri lâl itdi benim âh u figânım                      ATABEY KILIÇ
           Bu düzd-i nigâhın okuna karşı kemânım
           Takar mı gelür âh meded kesdi emânım  HİLMÎ bk. DİNİBÜTÜN MUSTAFA HİLMİ
           Şemşîr midir hançer-i ebrû mı nedir bu  PAŞA
                                              HİLMÎ bk. ALİ NİSARİZADE HİLMİ
           Bir gül ki sezâ uğruna bin cânı fedâya
           Bak püskül ile perçeme bak tavr-ı hümâya  EFENDİ
           Bak şu süzülüşlere levendâne edâya
           Dil-dâdeyim ol hande-i dendân-nümâya  HİLMİPAŞA MESCİDİ
           Ey gonca-dehen hokka-i lü’lü mi nedir   Hilmi Paşa Mescidi Camiikebir Mahalle-
                                          bu   si*, Ulu Sokak’ta, Bedesten’in batı duvarı-
           Nâkâm gönül dehrde kâm almadı gitdi  na bitişik olarak inşa edilmiş olup günü-
           Âgûşuna bir serv-i hırâm almadı gitdi  müzde de ibadete açıktır. Mescid, güney
           Bir kebk-reviş hûb-ı benâm almadı gitdi  kuzey yönünde boylamasına üç sahınlı o-
           Çok düşmüş idim ardına sayd olmadı   lup, iç ölçüsü 12,20x7,65 m ölçülerinde-
                                        gitdi  dir. Dört ahşap direk üzerine oturtulan üst
           Vahşetle kaçar beççe-i âhû mı nedir bu  örtü içten ahşap ters tavanla, dışarıdan tek
   191   192   193   194   195   196   197   198   199   200   201