Page 242 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 242

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                         HÜD / 233 [1193]


          HÜDÂYÎ BABA                          Dolayısıyla şair 60 yaşından fazla yaşa-
           Mutasavvıf-şair (XIX. yüzyılın ikinci yarı-  mıştır denilebilir.
           sı  ile  XX.  yüzyılın  ilk  yarısı).  Biyografik   Eseri: Divan. Bugüne kadar bulunabilen
           kaynaklarda  hayatıyla  ilgili  herhangi  bir   tek nüshası Prof. Dr. M. Fatih Köksal’ın
           bilgiye  rastlanmaz.  Ancak  Dîvan’ındaki   şahsî  kütüphanesindedir.  Hüdâyî  Baba
           bazı bilgilerden, hayatı hakkında ipuçları   Divanı, 220x160 mm ölçülerinde, mavi
           ediniyoruz.                         karton  kapaklı,  tamamı  yazılı  82  sayfa-
           Divan’ında  kayıtlı  künyeye  göre  şair,   dan  oluşan  çizgili  bir  deftere  mavi  mü-
           “Kayserili  Şeyh  Hacı  Hüdâyî  Baba”  na-  rekkeple ve rik’a hatla yazılmıştır. Eserin
           mıyla tanınmıştır. Hüdâyî Baba hakkında   son  sayfasında  bulunan  nottan,  bu  nüs-
           en müşahhas bilgi, eserin sonunda yer a-  hanın  müellif    hattı  olmadığı  anlaşılır:
           lan şu cümlelerdir:                 Kulûbu’ş-şu’arâ  hazâ’inu’r-Rahmâ-
                                               niyy  hadîs-i  şerîfince  Dîvân-ı  Hâcî   Hüdâyî Baba Divanı (yazma)
           Sene bin iki yüz toksan üçde bu hâle   Hüdâyî  Baba,  yedimde  mahfûz  ve   (F. Köksal)
                                      irdim.   nüsha-i  vâhide  olmakla  tâlibîne  ve
           Mü’min olanlara bin üç yüz otuz beşde   ihvân-ı dîne bir hızmet-i hediyye olmak
                               selâmı virdim.   maksadıyla  1  Kânûn-ı  Sânî  1924
           Bu ebyâtı diline hediye itdim.      târîhiyle Sivas Kütübhâne-i Aliyyesi’ne
           On  sekiz  sene  nefsimi  ‘uryân  itdim.   takdîm itdim ve kütübhânenin inşâ ve
           Yakdım cigerimi büryân itdim.       ihyâsına  bâdî  olan  zâtı  da  Cenâb-ı
                                               Hakk  me’cûr  ve  dâreynde  hediyesine
           H 1293 (M 1876) yılının, şairin “Bu hâle   nâ’il eylesün. Âmîn.
           irdim” dediği hâl’in tarikata girdiği tarih   Divan’ın son sayfasında “es-Seyyid Şeyh
           olabileceği gibi, doğum tarihi olması da   Halîl / Ola yâ Rab lutfuña nâ’il” yazılı
           muhtemeldir.  “Bu  ebyâtı  diline  hediye   bir mühür vardır ki, mühürde adı geçen
           ettim.”  dediği  (Rumî  olması  gereken)   Şeyh Halîl’in, Divan’ı toplayan ve yazan
                                               kişi olması kuvvetle muhtemeldir.
           1335  yılı  (1919)  ise  bu Divan’ın  tamam-  Şair  bazı  şiirlerinde  hiç  mahlas  kullan-
           landığı  yıl  olmalıdır.  Ancak  her  hâl  ve   mazken,  bazılarında  ise  Dervîş  Hacı,
           şartta, şairin XIX. yüzyılın ikinci yarısı ile   Dervîş, Hüdâyî, Hüdâyî Dervîş mahlasla-
           XX. yüzyılın ilk yarısında ömür sürdüğü-  rından  başka  Fakir  Kemter  ve  Derviş
           ne  kuşku  yoktur.  Son  iki  cümlede  sarf   Kemter’i de kullanmıştır.
           ettiği  sözlerinden  ise,  şairin  18  yıl  bir
           dergâhta   hizmet   ettiği   anlaşılır.
           Divan’ındaki  bir  Elifiyye’nin  her  bendi-
           nin  sonunda  tekrarlanan  “Abdulkâdir
           Geylânî / Yâ sâkine’l-Bağdâdî” mısraları-
           na (s. 15) ve diğer bir şiirindeki “Arayup
           Hakk’ı bulan / Kâdirî derviş olan” (s. 22)
           mısralarına bakarak, sufi-şairin Kadirîliğe
           müntesip olduğu söylenebilir.
           Divan metninin sonunda Divan’ı topla-
           yan kişi tarafından yazılan bilgi notunda
           yer  alan  bir  kayıt  ve  Divan’da  şaire  ait
           olmayan tek şiir olarak yer alan “Edîb-i
           Sîvâsî” başlığı altındaki şiir (s. 13) de göz
           önünde bulundurulduğunda, şairin ya da
           Divan’ı toplayan kişinin Sivas’la bir irti-
           batının olduğu anlaşılır.
           Bir  dörtlüğünde  geçen  “Sinniñ  âh  a[l]t-
           mışa yetmiş” mısraından, bu şiiri yazdı-
           ğında 60 yaşında olduğu anlaşılır (s. 23).   Hüdâyî Baba Divanı ilk sayfa (F. Köksal)
   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247