Page 280 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 280

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                          KÖŞ / 271 [1713]


            tan sonra Kayseri kadısına gönderilen hükümle şikâyetin haklı görüldüğü, binanın hangâh (tekke)
            olması gerektiği bildirilmiştir.
            Medrese olarak kullanılan binanın aslında tekke (hangâh) olup orijinal vakfiyesine göre şeyhliğinin
            de kendisine ait olduğunu ileri süren Şeyh Kasım’ın iddiası yerinde görülmüştür. Bina, onu medrese
            olarak kullanan Müderris Abdürrezzak Efendi’den alınıp eksiksiz olarak kendisine teslim edilmek
            üzere padişah fermanı alınmıştır. Buna rağmen konuyu ayrıca aydınlığa kavuşturmak için Kayseri
            Mahkemesinin  13  Ağustos  1657’de  bilirkişilerle  şahitler  huzurunda  yaptırdığı  keşif  üzerine  almış
            olduğu karar (sadeleştirilmiş hâliyle) şöyledir:
            “Kayseri şehri haricinde bulunan merhum Şeyh Evhadüddin-i Kirmanî’nin sufileri (dervişleri) için
            bina olunan Köşk Hangâhı, diğer ismiyle Melik Eretna Hangâhı’nın şeyh ve mütevellisi olan Şeyh
            Mehmed Efendi oğlu Seyyid Şeyh Kâsım Efendi’nin kanuni vekili olan meşhur müderrislerden Seyid
            Abdüsselam Efendi oğlu Seyyid Abdülbaki Efendi (bunlar Şeyh İbrahim Tennuri evladından İstan-
            bul’da kadılık yapmış zatlardır) mahkememize gelerek şu ifadede bulunmuştur: “Adı geçen hangâh
            üç yüz on dört seneden bu ana kadar asıl vakfiyesi ve defter kayıtları gereği buk’alık (tekke) olarak
            kullanılagelmiş iken Abdürrezzak Efendi adındaki müderris, medrese olarak kullanmaya başlamış ve
            böylece adı geçen şeyhe (Kasım Efendi) haksızlık etmiş olduğundan durumun tespiti ile karara bağ-
            lanması talebimdir.” demesi üzerine hâkim olarak ben ve karar altında isimleri yazılı bilirkişiler adı
            geçen hangâh’a gidilmiştir. Binanın bir hangâh, içinde bir mescit, bir halvethâne ve dervişlerin kaldı-
            ğı dört göz hücreden ibaret olduğu, burasının medrese olmadığı, kapısı üzerindeki kitabede (şimdi
            kaybolmuş) “Bu şerefli mübarek buk’a (tekke) Emir Eretna -adaleti devamlı olsun- tarafından
            yaptırıldı.”  diye yazılmış olduğu heyet tarafından görülmüştür. İsimleri yazılı olan heyet, burasının
            eskiden beri hangâh olduğu, medrese olduğuna dair bir bilgilerinin bulunmadığı ifadesinde bulun-
            muşlardır. Nihayet burasını medrese olarak kullanan Müderris Şeyh Abdürrezzak Efendi de mahke-
            meye gelerek binanın hangâh olduğunu kabul ettiğini bildirmiş ve bina Şeyh Kasım’a teslim edilmiş-
            tir. Bütün bunlara rağmen kısa süre sonra bina tekrar medreseye çevrilmiş ve faal olduğu XX. yüzyılın
            başına kadar da bu şekilde gelmiştir.
            Aynı yıllarda Kayseri'de genel olarak meydana gelen tekke-medrese, şeyh-müderris mücadelelerinde
            halkın desteği ile şeyhler baskın çıkmış ve medreselerin bir kısmı kapatılmış ise de Kayseri'ye gelip
            yerleşen ulemadan Ali Nisari* (Ö 1698) duruma el koyup tekkeleri ve şeyhleri bertaraf ederek med-
            rese eğitimini yeniden ihya etmiştir.
                                                                                        MEHMET ÇAYIRDAĞ

          KÖŞKER, SAMİ                        KÖŞKERLİ CAMİİ
           Yazar  (Kayseri/Yahyalı,  1955-).  İlk  ve   Yukarı Develi’de Güney Mahallesi, Köş-
           ortaokulu bitirdikten sonra Develi Lise-  kerli  Camisi  Sokağı’nda  bulunan  cami-
           sinden mezun oldu (1973). İstanbul Üni-  nin kuzey cephesi üzerinde yer almakta-
           versitesi  Edebiyat  Fakültesinde  iki  yıl   dır.  Cami  günümüzde  geçirmiş  olduğu
           okudu. Sağlık Bakanlığında memur ola-  tadilatlar neticesinde orijinalliğini tama-
           rak  göreve  başladı  (1976).  Ankara  Üni-  men kaybetmiştir. Orijinal yapıdan geri-
           versitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi   ye sadece giriş kapısı üzerinde yer alan ve
           Genel  Türk  Tarihi  Bölümü’nü  bitirdi   büyük  tahribata  uğramış  bir  kitabe  kal-
           (1982).  Askerlik  hizmetini  tamamladık-  mıştır. Mevcut hâliyle cami, iki katlı olup
           tan sonra Kars Cumhuriyet Lisesine tarih   mihraba  dik  üç  sahından  oluşmaktadır.
           öğretmeni olarak atandı (1985). Sırasıyla                               Sami Köşker
           Yahyalı İmam-Hatip Lisesi, Yahyalı Mus-  Caminin cepheleri moloz taşla örülmüş
           tafa Koyuncu Anadolu Öğretmen Lisesi   olup  üzeri  kırma  çatıyla  kapatılmıştır.
           ve Yahyalı H. H. Arıkan Teknik EML’de   Caminin kuzey cephesi sağır bırakılmış,
           öğretmenlik  ve  idarecilik  yaptı.  Erciyes   doğu ve batı cepheleri altta ve üstte açılan
           Üniversitesi  Sosyal  Bilimler  Enstitüsün-  üçer dikdörtgen pencere ile boşaltılmış-
           de  tarih  dalında  yüksek  lisans  eğitimini   tır.  Cami  eğimli  bir  arazi  üzerinde  yer
           tamamladı (1994).                   almasından dolayı güney cephenin altın-
           Eserleri:  Her  Yönüyle  Yahyalı  (1993);   daki  eğimi  gidermek  amacıyla  bir  bod-
           Türk Kültürü Açısından Yahyalı (1997).    rum kat uygulamasına yer verilmiştir. Bu
                           S. BUHANETTİN AKBAŞ  bodrum katı aydınlatmak için güney cep-
   275   276   277   278   279   280   281   282   283   284   285