Page 371 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 371

[1802] 362 / MEH                   KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹



                                     Mehmed  Said  Efendi’nin  Hacı  Bektaş  Tekkesindeki  Daha  Önce  Var  Olan
                                     Ancak Harap Durumda Bulunan Camii’nin Onarımı İçin Padişah II. Mah-
                                     mud’a Yazdığı Arzuhâl (Günümüz Türkçesiyle)

                                     Allah Tealâ bize [şükretmeyi] vacip kıldı. Allah ne güzel vekildir.
                                     Ahadiyet  sarayının  perdedarı,  Ahmediyet  cörmertliğinden  nasipli,  “Eyne
                                     mâ” âyetinin sembolize ettiği şeye vâkıf, “Kerrem-nâ” âyetinin hazinelerini
                                     keşfetmiş,  hidayet  ana  yolunun  meşalesi,  seçilmişlik  dergâhının  kandili:
                                     “Sana uyan yola girmiştir, senden yüz çeviren helâk olmuştur.”
                                     Devletli, inayetli, şefkatli, yücelik sahibi, himmeti yüce, güzel huylu efendim
                                     hazretleri, devletlerinin ömrü padişahlık sahasının gölgesinde hizmetin en
                                     şereflisi ve şahların şahının yardımında kulluğun en iyisiyle kararlı ve koru-
                                     yucu  kimyagerliğin  saygıdeğer  nazarında  nam  salmış  olup  hayır  işlerinde
                                     başarılı olasınız efendim.
                                     Ulu, kerametli, heybetli, güçlü velinimetimiz padişahımız efendimiz hazret-
                                     lerinin bu rahmete layık ümmete Allah tarafından bağışlanmış yüksek nimet-
                                     ler olan saygıdeğer mutluluk veren padişahlığın varlığı, “Biz yeryüzünde bir
                                     halife  yaratacağız.”  ayetince  hilafet  tahtını  ve  saltanatı  süsleyeliden  beri
                                     İlliyyîn ve Kerûbiyânın güzellik sebebi olan bunca dinin yüce müessir öncü-
                                     sü  ve  bu  kadar  iyilik  ve  hayır  eserleri  yaymadaki  başarıları  Allah  katında
                                     halifeliğe layıklığın kutsal gücünü gösterir. Özellikle İstanbul’da bulunduğu-
                                     muz günlerden önceki günlerde ulu, inayetli, kerametli ve güçlü efendimiz,
                                     Kartal  taraflarına  doğru  yürürken  bir  kızcağızın  İslam  diniyle  şereflenmesi
                                     söz konusu olmuştu. Gerçi bu bayanın faydalı kurtuluşu da Padişah Efendi-
                                     mizin  şeriata  uyması  ve  bu  cihanın  sahibi  olması  dolayısıyladır  ve  hayır
                                     işlerinde bu denli başarılı olmak her padişaha nasip olmamıştır. Bu Peygam-
                                     ber  sırrı  ulu  Padişah  Efendime  hastır.  Önceki  gecesinde  Efendimizin
                                     İstanbul’u şereflendirmelerinden sonra, önce demesi gerekmiştir. İkiyüzlülük
                                     korkusuyla gerçeğin ortaya çıkmasına engel olunmamalıdır. Özetle; “Bir saat
                                     adalet, yetmiş sene ibadetten hayırlıdır.” Peygamber sözünün tecellisi görü-
                                     lüp açıkça ortaya çıkmıştır. Bunun benzeri sözü on bir aydır, kaleme ve dile
                                     almaya gönül müftüsü fetva vermiyordu. Fakat Padişah Efendimizin mübarek
                                     nurlu kalplerine hoşluk bağışlama babında dile geldi. Çünkü Evrenin Öğret-
                                     meni -En üstün övgüler üzerine olsun- Peygamber Efendimizin, “Ben pey-
                                     gamberler  ve  mürsellerin  efendisiyim.”  buyurması  benlik  sayılmaz.  Temiz
                                     sülalenin yaratılışını açıklamış olurlar. Çünkü halifelik sırrı gerçeğin tahrik
                                     edilmesiyle hareketlenir ve gerçeğin sükûnetiyle sakin olur. O, yeryüzünün
                                     halifesidir.  Seçkin  velilerin  imdadının  meyveleri  apaçık  sabittir.  Yalnızca
                                     ilahi yardımlara meskûb isimleri Allah’ın gölgesi olmaya naip olmak üzere
                                     her an günleri iyilikle süsleyen ve zamanı bezeyen, yaratılmışların övgüsü
                                     nice nice hayırlar ve padişahça arınmışlıkları sevap sayfalarında kaydedilmiş
                                     olup, Allah’a hamd olsun, bu hakir duacıları beş-on sene belki de yirmi-otuz
                                     seneden  beri  çoğunlukla  başkentimizden  geri  dönüp  külli  hediyeleriyle
                                     sevinçli  olarak  asıl  memleketimiz  olan  Kayseri’ye  varışım  Hicri  tarihle
                                     50’dedir  [M  1834].  Birçok  padişahça  yüce  yardımlara  ve  halifeliğin  yüce
                                     hediyeleriyle  padişahın  zenginliğinin  cihanın  sahibinin  ihsanı  ve  Yüce
                                     Allah’ın yardımlarına erişerek övünç nevalesinden payımı aldım. Yüce lütuf-
                                     larının teşekküründen aciz olarak ve zahir-bâtından soyunmuş, ilim ve tari-
                                     kat ehli arasında en aşağısı olduğum hâlde, hak etmeksizin Hacı Bektaş Velî
                                     -Allah yüce sırrını takdis etsin- Hazretleri’nin feyizli dergâhlarının şeyhliği
                                     de  acizane  uhdeme  verilip  ihsan  buyrulmuş  ve  o  yüzden  fersiz  emniyet
                                     mumum yandırılıp parlatılmıştır. Buraya acizane yüz sürüşümden beri ilahi
                                     farzlar ve Hazret-i Peygamber’in yüce sünneti gereğince söz konusu şerefli
                                     dergâh Allah’a hamd ve minnetler olsun ki güzelliklerle kısmetlenmiş, dün-
                                     yanın hâkimi olan Padişah sayesinde Nakşibendiliğin seçkin ayininin uygun
                                     bir biçimde icrasına güç sarf edilmiş ve özen gösterilmiştir. Beş vakitte, zikir
   366   367   368   369   370   371   372   373   374   375   376