Page 445 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 445

[1876] 436 / MİM                   KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                    Osmanlı seçkinlerine dâhil etmek üzere   aşamaları üç ayrı yapıyla somutlaştırarak
                                    gerekli  işlem  başlatılmıştı.  Çocukluğun-  tanımlar: “Çıraklık eserim” dediği Şehza-
                                    dan beri Türkçe konuşulan bir aile çevre-  de  Camii  (1548)  ve  külliyesi  ilk  büyük
                                    sinde  büyümüş  olan  Sinan  daha  çok   sultan  camisi  olarak  İstanbul’daki  bir
                                    Karamanlı  cemaatine  yakın  veya  men-  semte adını veren eserdir. Kanûnî Sultan
                                    suptu.                               Süleyman’ın ölen şehzadesi adına yaptır-
                                    Hangi  tarihte  devşirildiği  kesin  olarak   dığı bu cami, dengeli planı ve kütle kom-
                                    bilinmemekle birlikte İstanbul’a geldiğin-  pozisyonu ile kendisinden sonra yapıla-
                                    de  yirmili  yaşlarda  olduğu  düşünülen   cak olan Sultanahmet, Yeni Fatih Camii
                                    Sinan’ın büyük yapılarla çevrili, şehrin en   ve  Eminönü  Valide  Camii  gibi  yapılara
                                    canlı  noktasında,  Saray’a  ve  Ayasofya   örnek teşkil etmiştir. Plan şeması bir tam
                                    Cami-i Kebiri’ne yakın bir yerde, At Mey-  dört yarım kubbe ile bütünüyle merkezî
                                    danı’na bakan bir okulda eğitimine baş-  bir tasarım gösteren yapının minareleri,
                                    ladığı anlaşılmaktadır. Bu süreçte neccar-  klasik Osmanlı eserleri arasında taş süs-
          Tezkiretü’l-Bünyan: Koca Mimar   lık  sanatına  eğilim  gösterdiğini  kendi   lemelerinin  yoğunluğu  bakımından  dik-
          Sinan’ın Mükemmelen
          Terceme-i Hâliyle Âsârı   notlarından  öğreniyoruz.  Yavuz  Sultan   kat çekicidir.
          Hakkında Malûmât, Sâî Çelebi,   Selim’in ordusuyla Çaldıran’da bulundu-  Bu yapının tamamlanmasından birkaç yıl
          Dersaadet 1315.           ğu, Padişah’ın hizmetinde Arap ve Acem   sonra  Sultan’ın  adıyla  yeni  bir  cami  ve
                                    diyarlarını  gezip  dolaştıktan  sonra  yine   külliye inşasına başlamış, yedi yıl içinde
                                    payitahta  döndüğü  bilinir.  Bu  süreçte,   İstanbul’un ve bütün İmparatorluğun en
                                    Mısır Seferi’ne katıldığı, Anadolu Selçuk-  görkemli yapılarından biri daha tamam-
                                    lu ve İran Safevi yapıları kadar antik çağ   lanmıştır. Döneminde bir Orta Çağ kasa-
                                    yapıları ve Mısır piramitlerinden fazlasıy-  bası  büyüklüğüne  ulaşan  Süleymaniye
                                    la etkilendiği, mimarinin şehir dokusun-  Külliyesi  (1557),  İstanbul’un  bir  semtini
                                    daki işlevleri konusunda zengin birikim-  daha  canlandırırken  her  yönden  algıla-
                                    ler  elde  ettiği  açıktır.  1538’deki  Boğdan   nan  yükseltileriyle  kent  silüetini  daha
                                    Seferi sırasında, Prut Nehri üzerinde bir   anlamlı hâle getirmişti.
                                    köprü  kurularak  Osmanlı  ordusunun   Süleymaniye’yi  “kalfalık  eserim”  diye
                                    karşı kıyıya geçirilmesi düşünüldüğünde   nitelendiren  ustanın,  II.  Selim  adına  bu
                                    başarısız  birkaç  köprü  denemesi  yapıl-  kez  Edirne’de  inşa  ettiği  cami,  Sinan’ın
                                    mış,  Lütfî  Paşa’nın  tavsiyesi  üzerine   en  büyük  eseri  olarak  gösterilir.  Eski
                                    köprü  işi  Sinan’a  havale  edilmiştir.  Su   Osmanlı başkentinde bu yapı tamamlan-
                                    üzerinde uyguladığı ahşap inşaat tekno-  dığında seksen yaşını geçmiş olduğundan
                                    lojisindeki ustalığını gözler önüne seren   artık “koca” lakabıyla anılıyordu.
                                    Sinan, on üç günde köprüyü tamamlaya-  Sinan’ın Osmanlı cami kütlesine eklediği
                                    rak  büyük  takdir  toplamıştı.  Kısa  süre   en önemli unsurlardan biri de yan cephe-
                                    sonra  Mimarbaşı  Acem  Ali’nin  ölümü   lere yerleştirdiği revaklardır. Tek veya iki
                                    üzerine  1537’de  bu  göreve  tayin  edilen   katlı  olarak  narin  sütunlarla  desteklen-
                                    Sinan, birçok seferde padişahın yakının-  miş  çıkıntılı  ahşap  örtüleriyle  göze  çar-
                                    da bulunup hizmet etmiş, rütbeler almış,   pan yarı açık mekânlar cepheyi hareket-
                                    ölümüne kadar “reis-i mimaran” olarak   lendirmekte,  ibadet  yapılarına  sivil
                                    kalmıştır. Bundan sonraki yıllara ait bel-  mimarinin çağrışımlarını yüklemektedir.
                                    gelerde imza ve mührüne rastlanmakta-  Süleymaniye ve Edirne Selimiye’de ayrıl-
                                    dır. İmzası “el-fakīr Sinan sermi‘mârân-ı   mış  bir  parça  olarak  cephelere  eklenen
                                    hâssa”  ifadesini  taşırken  elips  biçimli   bu unsur, daha sonra Sinan’ın öğrencileri
                                    mührünün  ortasında,  “el-fakīrü’l-hakīr   tarafından  devralınarak  Sultan  Ahmed
                                    Sinan”,  çevresinde  ise  “bende-i  miskîn   Camii ve Eminönü Yenicami’deki uygu-
                                    kemîne  derd-mend-i  ser-mi‘mârân-ı   lamalarıyla  devam  etmiştir.  Selçuklu
                                    hâssa-müstmend”  ifadesi  kazınmıştır.   camilerinin  yatay  geliştirilmiş  kütleleri
                                    Kısacası   ölümüne   kadar   “reîs-i   Beylikler Devri’nden başlayarak bir yük-
                                    mi‘mârân” olarak kalmıştır.          seliş  göstermiş,  Sinan  yapılarında  bu
                                    Mimarbaşılık görevini kırk sekiz yaşında   hareket  dengesini  bulmuş,  İstanbul’daki
                                    üstlenen  Sinan,  mesleğinde  kaydettiği   sultan camilerinde olduğu gibi yapı küt-
   440   441   442   443   444   445   446   447   448   449   450