Page 450 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 450

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                          MİM / 441 [1881]


           göre XVI. yüzyıla kadar şehrin anıtsal tek
           minaresidir.  Bundan  sonra  inşa  edilmiş
           anıtsal  Selçuklu  camilerinde  minarenin
           düşünülmemesi  ayrıca  tartışılacak  bir
           konudur.
           Danışmendliler zamanında inşa edildiği
           bilinen  bir  başka  külliye  ise  Gülük
           Külliyesi’dir. Cami, medrese ve hamam-
           dan oluşan külliye adını XIV. yüzyıldaki
           onarımları  yaptıran  Şemseddin  b.
           Kölük’ten  almaktadır.  Külliyenin  ilk
           banisi  bilinmese  de  Danışmendli  emiri
           Mehmed  Gazi’nin  saltanatı  zamanında
           inşa  edildiği  kabul  edilir  ve  1211  yılında   Cami-i Kebir, Roma Dönemi malzemeleri devşirilerek inşa
                                                edilmiştir.
           Muzafferiddin Mahmud’un kızı Atsız Elti
           Hatun*  tarafından  tamir  ettirildiği  taç   eyvanlı ve tek katlı olarak düzenlenmiş,
           kapısındaki  kitabede  belirtilir.  Gülük   caminin  varlığından  dolayı  ana  dersane
           Külliyesi birkaç noktadan önem arz eden   eyvanı düşünülmemiştir.
           bir  tasarımdır.  Birincisi,  sur  içindeki   Selçuklu Dönemi’nin kentteki en anıtsal
           yapılaşmanın kronolojik bir gelişim gös-  yapı faaliyeti 1205 yılında şehir surlarının
           termediğine işaret eder. İkincisi, caminin   oldukça dışına inşa edilen ve Selçuklula-
           batı cephesinde yer alan ve camiyle orga-  rın Anadolu’daki en erken tarihli hasta-
           nik  bir  plan  ilişkisi  gösteren  medrese,   nesi olan Gevher Nesibe Darüşşifası’dır
           tasarım bakımından dönem içinde ünik   (Çifte Medrese*). Birbiriyle organik plan-
           bir uygulamadır. Bir diğer önemli husus   da yan yana inşa edilmiş iki medreseden
           ise caminin Kayseri’deki tek örneği olan   biri  tıp  eğitiminin  verildiği  okul,  diğeri
           çini  mozaik  mihrabıdır.  E.  Yurdakul,   hastaların  tedavi  edildiği  şifa  evidir.
           çinili mihrabın altında orijinal taş mihrap   Hüzünlü  bir  aşk  yaşadığı  rivayet  edilen
           bulunduğunu,  dolayısıyla  bu  mihrabın   Prenses  Gevher  Nesibe*’nin  umutsuz
           XIII.  yüzyılın  ilk  yarısı  içinde  yapıya   aşkından  yakalandığı  “ince  hastalıktan”
           eklenmiş olabileceğini ileri sürer ki kabul   vefat  etmeden  önce  vasiyetine  binaen
           edilebilecek bir yaklaşımdır.       inşa  edilen  yapı  açık  avluları,  geniş  ve
           Erken dönemde şehrin külliyeler çevre-  yüksek  eyvanlarıyla  bir  şifa  yurdu,  aynı
           sinde  yapılaştığını  gösteren  bir  başka   zamanda  Gevher  Nesibe’nin  ruhuna
           uygulama  da  şehrin  kuzeybatısındaki   huzurlu bir mekân olmuştur. Sur içinde
           Hoca  Hasan  Külliyesi’dir.  Camiden   artık  bir  harabeye  dönmüş  olan  Sultan
           kalan  kitabeye  göre  külliye  1193  yılında   Hamamı  bu  iki  medreseye  vakıf  olarak
           inşa edilmiştir ve cami, medrese ve han-  inşa edilmiştir.
           dan oluşmaktadır. Medresesi harap vazi-  Selçuklu Dönemi* Kayseri’sinde en anıt-
           yette  günümüze  ulaşan  külliyenin  cami   sal  ve  birden  fazla  yapıyı  içerecek  tasa-
           ve hanı yıkılmıştır.                rım,  bir  sultan  tarafından  başlanmasına
           Kayseri’deki  ilginç  tasarımlı  eserlerden   rağmen eşinin adıyla anılan Hunat Hatun
           biri de Selçuklular zamanında sur dışına,   Küllyesi*dir.
           şehrin  kuzeyine  inşa  edilen  Hacı  Kılıç   Külliye cami, medrese, hamam ve türbe-
           Camii  ve  Medresesi*’dir.  1249  yılında   den oluşur. Hamamın temellerinin cami
           hanedan  ailesine  mensup  olmayan  biri   hariminin altına doğru uzanmasına bakı-
           tarafından, Divan Emiri Ebu’l-Kasım ibn   larak manzumenin ilk yapısının hamam
           Ali  et-Tusî  tarafından  inşa  ettirilmiştir.   olduğu sonucuna varılmıştır. Daha sonra
           Ortak bir avlunun güneyine cami, kuzeyi-  medrese  (1235?),  kitabesine  göre  sonra
           ne medrese inşa edilmesiyle oluşturulan   cami  (1238)  ve  son  olarak  türbe  inşa   Cami-i Kebir’in tuğla minaresi
           plan  şeması  XVI.  yüzyılda  kimi  Sinan   edilmiştir.  Taştan  desteklere  atılmış   Orta Asya mimarlık
           külliyelerinin  prototipi  olması  bakımın-  kemerlerle  düzenlenmiş  yedi  sahınlı,   geleneklerinden izler taşır ve
                                                                                   XVI. yüzyıla kadar şehrin tek
           dan  önem  taşımaktadır.  Medrese  iki   mihrap önü kubbeli cami ve açık avlulu   anıtsal minaresidir (Y. Özbek)
   445   446   447   448   449   450   451   452   453   454   455