Page 454 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 454
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ MİM / 445 [1885]
uluslararası bir panayırdır. Malların ker-
vanlarla taşındığı bu dönemde yol güven-
liği sağlanmış, kervanların konaklayacağı
anıtsal kervansaraylar inşa edilmiştir.
Anıtsal kervansaraylardan ikisi Kayseri il
sınırları içinde günümüze ulaşabilmiştir.
Birbirine yakın tarihlerde, 1230’lu yıllar-
da inşa edilen iki kervansaraydan Sultan
Hanı* Kayseri-Sivas, Karatay Hanı* ise
Kayseri-Malatya yolu üzerindedir. Bir
avlu ve barınak kısmından oluşan iki Karatay Hanı içi (M. Denktaş)
kervansarayın da kendi bünyeleri içinde
birer mescidi ve hamamı vardır. Sultan külliye han, cami, medrese, sübyan mek-
Hanı, avlusunda baldaken tarzı köşk tebi ve hamamdan oluşmaktadır.
mescidiyle diğerinden farklılık gösterir. Osmanlı Dönemi’nde şehir merkezinde
Karatay Han’ın banisi Celaleddin inşa edilmiş en anıtsal yapılar Bedesten*,
Karatay*’ın 1247 tarihli vakfiyesi kervan- Pamukhanı*, Vezirhanı*, Kapalı Çarşı*
sarayların nasıl işlediğine dair kıymetli gibi ticari yapılardır. Kayseri’deki ticaret
bilgiler içerir. yapıları İslam şehirlerinin pek çoğunda
Masif köşe kuleleriyle anıtsal bir görüntü olduğu gibi Cami-i Kebir’in çevresinde
ve emniyetli bir yapı kimliği gösteren bu biçimlenmişlerdir. Kayseri’nin ticaret
binaları yapan ustalar hakkında bilgi dokusu içinde en erken tarihli eser olarak
olmamakla birlikte Sultan Han’ın giriş görülen Bedesten 1497 tarihli olup II.
cephesi batı köşedeki kule üzerinde yer Bayezid zamanında şehre sancakbeyi
alan yazıt “Amel-i Yadigâr” şeklinde oku- olarak atanan Abdülhay oğlu Emir Mus-
narak sanatçı adına referans olarak tafa tarafından eşi ve II. Bayezid’in toru-
değerlendirilmiştir. Her iki han, anıtsal nu Fatma Sultan’ın (Hançerli Sultan*)
ölçülerinin yanı sıra zengin taş süsleme- Bursa’daki vakıf yapılarına gelir sağla-
leriyle emperyal bir gücün tezahürleri mak amacıyla ve “halkın ihtiyacı” için 35
olarak değerlendirilebilir. Ortaçağ içinde dükkânla birlikte inşa ettirilmiştir. Sonra-
bu hanlarda konuk olmuş her tüccar, ki yıllarda Kapalı Çarşı ve Vezir Hanı’yla
memleketine dönüşünde, sattığı malların kuşatılan Bedesten, düzgün kesme taş
bedeli olarak para ve mal götürmesinin malzemeyle dört serbest ayak ve duvarla-
yanı sıra anıtsal ve bezemeli bir yapının ra atılan sivri kemerlerin taşıdığı dokuz
patronları olarak sultanların kudretine kubbeli ana mekân ile bu mekâna güney
yönelik izlenim ve efsaneleri de taşımış ve kuzey cephelerden eklenmiş kubbe ve
olmalıdırlar. Gönül isterdi ki vezir Cela- tonoz bileşimli dikdörtgen mekânlardan
leddin Karatay gurur ve kibre kapılırım
endişesiyle kervansarayın inşaat defterle-
rini yaktırmamış olsaydı, belki o zaman
Selçuklu inşa organizasyonu hakkındaki
bilgilerimizi daha da zenginleştirip detay-
landırmış olabilirdik.
XV. yüzyılın ikinci yarısında şehri kesin
olarak ele geçiren Osmanlıların kentin
fiziki görünümünü değiştirebilecek inşa
faaliyetlerinde bulunmadıkları anlaşıl-
maktadır. Osmanlı Dönemi’nde gerçek-
leştiğini bildiğimiz en büyük inşa faaliyeti
XVII. yüzyılın ikinci yarısında (1678)
İncesu’ya yapılan menzil külliyesidir.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın bani- Tek kubbeli camilere örnek İncesu Merzifonlu Kara Mustafa
liğinde arasta odaklı olarak inşa edilen Paşa Camii-2007