Page 53 - kayseri-medeniyetlerin-besigi
P. 53

kayseri tariHi | kayseri’nin unvanları  53
                                                                                                                  hIstory of KayserI | KayserI’s tItles



               ile birlikte hükmet merkezi olarak uzun süre kullanılmıştır. Şehir bu
               özelliğinden dolayı; “Darü’l–Feth”, “Darü’l–Mülk” unvanlarına sahiptir.
               Başkent özelliğinden dolayı “Darü’l–Mülk”, sefere çıkılacağı zaman
               ordunun toplandığı, ikmalinin yapıldığı ordugâh şehir özelliğinden
               dolayı da “Darü’l Feth” denmiştir. Kayseri ileri kültür ve medeniyetini
               içselleştirip, İslamla birleşerek özgün bir Türk–İslâm şehri olarak yeni-
               den dünyaya gelmiştir.
                   Türkler başkent karşılığı “Payitaht, makarr, darü’s–saltanat, darü’l–
               mülk, darü’l–hilâfet, âsitâne, makarr–ı mîr–î mîrân” gibi isim ve unvan
               kullanmışlardır. İran Selçukluları; Nişabur, Rey, İsfahan, Merv, Anadolu
               Selçukluları; İznik, Konya, Kayseri, Sivas’ı, Osmanlılar; Bursa, Edirne ve
               İstanbul’u başkent–devlet merkezi olarak kullandılar. Milli Mücadelede
               Sakarya Meydan Muharebesi’nin devam ettiği sırada, Ankara’nın teh-
               like altında bulunması durumunda, hükümet merkezinin Kayseri’ye
               taşınması fikri tesadüfi değildir. Kayseri şehri, “Darü’l–mülk” unvanını
               hakkıyla almış ve her zaman bu unvana layık bir Türk şehri olmuştur.
                   Kayseri şehrinin bir diğer unvanı; “Menşe–i ulemâ, Makarr–ı ulemâ”dır.
               Ankara vilayeti Salnamesi’nde “Kayseriyye şehri, Menşe–i ulemâ olmakla
               müştehir olup, el yevm mevcud ve ma’mur olan 39 medresesinden her biri
               birer darü’l ulûm olduğu” yazılıdır.
                   Yine “Hülâsa–i Ahvâli–i Buldan fi Memâlik–i Devlet–i Âl–i Osman”
               adlı eserde, “Kayseri’nin İzmir–i Sânî (İkinci İzmir) unvanına sahip “bir şehr–i     ♦ Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen bir altar (sunak)
               azîm ve ma’mur bir bende–i kadîm, mal ve tüccar yatağı iskele–mânendi”
               olduğu belirtilir.
                   Kayseri bugün de merkeze muhtaç olmadan kendi öz sermayesini           Again in “Hülâsa–i Ahvâli–i Buldan fi Memâlik–i Devlet–i Âl–i Osman”
               biriktiren, tasarrufu seven, üreten, değer yaratan, geçmişe değer veren,   work, Kayseri is named as the second İzmir and it is cradle of goods and
               geleceğe ümitle bakan, sürekli gelişen, hayırseveri bol, Türkiye’nin   merchants.
               huzur ve üniversite kenti olmaya devam etmektedir.                         Today, Kayseri continues to be the peace and university city of Turkey,
                   “Kayser veya Kaysar” Roma ve Doğu Roma (Bizans) imparatorlarına    which accumulates its own capital without needing the center, loves saving,
               verilen “Caeser” unvanının İslam ülkelerinde kullanılan biçimidir.     produces, creates value, values in the past, looks forward to the future.
               Osmanlı Sultanları, II. Mehmed’den (Fatih Sultan Mehmed) başlayarak        “Kayser or Kaysar” is the form used in the Islamic countries of Caesar
               resmi sıfatları arasında “Kayser–i Rûm” ünvanını da kullanmışlardır.   title given to Roman and Eastern Roman (Byzantine) emperors. The Otto-
                   Caeser (Sezar–Kayzer) asıl oarak Romalı devlet adamı Caius Julius   man Sultans started from Mehmed II (Fatih Sultan Mehmed) and used
               Caesar’ın (M.Ö.100–44) lakâbıdır. Caesar’ın manevi oğlu olan ilk Roma   the title of “Kayser–i Rûm” among their official titles.
               İmparatoru Octavianus Augustus, onursal bir unvan olarak “Caesar”          Caesar (Caesar–Kayzer) is the nickname of the Roman statesman
               lakabını benimsemiştir. Daha sonraki Roma imparatorları da “Caesar     Caius Julius Caesar (B.C. 100–44). The first Roman Emperor Octavianus
               ve Augustus” unvanlarını bir arada kullanmışlardır.                    Augustus, Caesar’s spiritual son, accepted the nickname “Caesar” as an
                   Rus hükümdarları, Caesar adının Rusça biçimi olan “Tsar /Türkçe    honorary title. Later Roman emperors used “Caesar and Augustus” titles
               Çar” unvanını, 1453’te İstanbul’un Türkler tarafından fethinden kısa bir   together.
               süre sonra benimsemişlerdir. Adlandırmanın amacı; Osmanlı sultan-          Russian rulers adopted the title of “Caesar” in Russian in the form of
               larının Rum kayzerliğine varis olma iddiasına karşı koymak ve Bizans   “tsar–Turkish tsar” in 1453 shortly after the conquest of Istanbul by the
               tahtının mirasında hak iddia etmektir.                                 Turkish. Purpose of naming is to oppose the claim of the Ottoman sultans
                   Kutsal Roma–German İmparatorluğu (M.S.961–1804), Avusturya         to become heirs to the Greek Archbishop and to claim the inheritance of
               İmparatorluğu (1806–1918) ve Alman İmparatorluğu (M.S.1871–1918)       the Byzantine throne.
               da Latince “Caesar” ve Almanca “Kaiser” unvanlarını kullanmışlardır.       The Holy Roman–German Empire (A.D..961–1804), the Austrian
               Özellikle son Alman İmparatoru II. Wilhelm (M.S.1888–1918) “Kaiser”    Empire (1806–1918) and the German Empire (A.D.. 1871–1918) used the
               unvanını ön plana çıkarmıştır.                                         Latin “Caesar” and German “Kaiser” titles. Especially the last German
                                                                                      Emperor Wilhelm II (M.S.1888–1918) used the title of “Kaiser” frequently.
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58