Page 435 - kayseri_turkuleri
P. 435
Dr. Erol AKSOY/Dr. Erhan ÇAPRAZ
kavuşacağı mutlu bir yuvası olacaktır. Yavrusu koynunda elin yanında
“Gesiye giderken yollar ayrılır, Yas tutsun ellerim kına yakmayım
Bindim arabaya başım devrilir, Kör olsun gözlerim de sürme çekmeyim
Bize kısmet gurbet elde verilir.
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar, Belletim bağımı yemedim üzüm
Varın, yoğun elinden alsak diyorlar.” Kaynattım pekmezi gelirim güzün,
Telli duvaklı gelin olarak gittiği Gesi’de önceleri Garibe vermezler bir salkım üzüm
köy ortamına uyum gösteremez. Gerek kocası ve
gerekse de kaynanası tarafından horlanır. Bu du- Neyleyim ağlayım anam, alın yazısı
rumunu annesine acı bir ağıtla seslenerek belirtir. Kader böyle imiş anam onmaz bazısı
“Gesi bağlarında gülünen çayır Halımı dokuyup bağ mı tutayım?
Ana ben ölüyom başını çevir Issız gecelerde nasıl yatayım?
Kaynanam imansız, güveyi gâvur Kendimi ben ırmağa mı atayım?
Gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor, ben o yâri neyleyim” El kadar alnımda, kara yazım var
Evvel bir başımdı, şimdi kızım var
“Gesi bağlarında gülünen süsen Bu kadar maddî sıkıntılar ona artık bir şey ifa-
Hiç iflah olmuyor yârine küsen de etmemekte O, yalnız çok sevdiği kocasının ve
Candan kimsen yok ki derdini disen hayatta tutunacak tek dayanağı olan annesinin
Yas tutsun ellerim, kına yakmayım, hasreti ile yanıp kavrulmaktadır. Necmiye’nin ar-
Kör olsun gözlerim, sürme çekmeyim.” tık bundan sonraki çileleri, dertleri dizi dizi ete ke-
Fakat zaman içinde köy hayatına ve yeni ailesi- miğe bürünüp karşımıza türkü olarak çıkmaktadır.
ne alışır. Hatta kocası ile aralarında bir aşk başlar. “Başına bürünmüş el kadar astar
Bu defa gerçekten mutluluğu yakalamıştır. Bu ara- Asker babasını yavrusu ister
da bir de kızları olur. Bir suretin sal da yavruya göster
Gesi bağlarında da açılmış güller Neyleyim dünyayı yâr olmayınca
Derdimi söylesem de deli olmuş derler Tomurcuk gül gibi koklamayınca
Şu gizli sevdamı da bilmesin eller
Gel otur yanıma da boyu posu güzelim Bülbülüm uçtu da kafesi durur
Gülerim ağlarım da ah çekerek gezerim Ne güzel ellerin baban da görür
Ancak çok kısa süren mutlu yuvası yeni bir Babasız yuvada evlât mı büyür
darbe ile yeniden bozulur. Çünkü onu çok seven Meğer taşa biber ekilmez imiş
ve bir dediğini iki yapmayan kocasını askere alır- Kötülerin kahrı çekilmez imiş
lar. Yârinin askerlik süresinin sonunu hasretle ve
sabırla beklemeye başlar. Bu bekleyiş uzun seneler
sürer. Sonunda da kocası bir sebeple askerden bir Dağdan yuvarlandı kayalarımız,
daha dönmez. Bu arada kaynanası da ölmüş, Nec- Gam ile yuğrulmuş mayalarımız,
miye Hanım gurbette küçücük kızı ile tek başına N’ola taş doğuraydı analarımız.
kalarak kara bahtını, kem talihini bir defa daha en Yaz yaz mektubunu postaya bırak
ağır şekliyle yaşamaya başlamıştır. Gesi’de yolun Varamam yanına yollarım ırak.”
sağında olan etrafı bağlarla çevrili kemerli evinde Diye feryat ederek asker kocasından haber bek-
pekmez satarak, halı dokuyarak en asgarî şartlarla ler. Çilesini ve iç dünyasını samimi bir şekilde di-
geçinmeye çalışmaktadır. zelere dökmeye devam eder.
Gesi bağlarında yolun sağında Gül koymuşlar menekşenin adını
Güller çiçek mi açar yavru bağında
435