Page 432 - kayseri_turkuleri
P. 432
KAYSERİ TÜRKÜLERİ VE OYUN HAVALARI
EK-2
GESİ BAĞLARI TÜRKÜSÜ
Bayram Bilge TOKEL
Gesi, günümüzde Kayseri’nin bir mahallesi aslen Ürgüplü olan ama Kayseri yöresine ait pek
konumunda olan, bir zamanlar, özellikle bağları çok türküyü 1940’lı yıllarda taş plaklara okuyarak
ve mesire yerleriyle meşhur bir yerleşim yeridir, meşhur eden Refik Başaran “Kersi Bağları” şeklin-
kesin tarihi bilinmemekle beraber, bundan yakla- de söylerken; Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu başkanlı-
şık seksen doksan yıl kadar önce uzak bir diyar- ğındaki bir heyetin 1946 yılında yaptığı ağız der-
dan, bir rivayete göre İstanbul’dan Gesi’ye gelin lemelerinin yer aldığı Orta Anadolu Ağızlarından
gelen bir genç hanımın yaktığı ve Gesi Bağlarının Derlemeler adlı kitapta Osman Gonalga’dan “Gessi
bir leitmotif (ana tema/temel motif) olarak tekrar Bağları” adıyla derlendiğini görüyoruz. Mehmet
edildiği için bu adla ünlenen türkü, Kayseri Yöresi Özbek’in Folklor ve Türkülerimiz kitabında da
Türküleri içinde söz ve müzik yönünden karakte- kaynak kişi Osman Gonalga ve türkünün adı “Ges-
ristik özellikler taşıyan gerçek bir mahallî klasik si Bağları”dır. Ahmet Şükrü Esen’in Anadolu Tür-
örneğidir. TRT Halk Müziği Arşivi’nde kayıtlı iki küleri kitabında ise diğer kaynaklarda bulunmayan
ayrı versiyonundan 631 numaralı olan birincisini bazı orijinal sözler de içeren 17 kupleden ibaret
Muzaffer Sarısözen, Ahmet Gazi Ayhan’dan derle- türkü, Gesi Bağları adıyla verilmiştir. Kayseri Vali-
miştir; 4026 sıra numarasıyla kayıtlı olanı ise hem liğinin yayını olan Kayseri ve Yöresi Halk Türküleri
kaynak kişisi ve derleyeni, hem de notaya alanı Ah- kitabında ise bazı sayfalarda “Gessili”, bazılarında
met Gazi Ayhan’dır. Birinci varyantı daha yaygın “Gesili” İfakat Nine’den derlendiği kaydedilen ve
olan türküyü, halk müziği sanatçılarının yanında ikişer mısralık bağlantılarıyla âdeta her kuplesi be-
bugüne kadar farklı müzik türlerine mensup pek şer mısradan oluşan 23 kuplelik bir destanla kar-
çok ünlü sanatçı okumuş, yorumlamıştır. Türkü- şılaşıyoruz. Cahit Öztelli’nin Evlerinin Önü kita-
nün makamı uşşaktır. bında, bazı kaynaklarda “Kayseri Sürmelisi” olarak
Kayseri ile özdeşlesen ve şöhreti neredeyse geçen “Sürmeli” adıyla kayıtlı türkü de Gesi Bağla-
Kayseri ile yarışan Gesi Bağları Türküsü ‘nün her rının sözlerini çağrıştırmaktadır. Bazı kaynaklarda
iki varyantının da Ahmet Gazi Ayhan’dan der- “Gezi Bağları” şeklinde geçtiğini de belirtelim
lenmiş olmasının doğal sonucu olarak aynı söz, Hulusi Üstün’ün Türkü Öyküleri adlı kitabında,
usül ve makam özelliklerine sahip olduğunu gö- Gesi’de oturan Pazarörenli bir Avşar kadınından
rüyoruz. Farklılık; birincisinin, gerçek anonim- dinlediği türkünün hikâyesini esas alarak kaleme
lik özelliği gösteren tüm köy türkülerinde olduğu aldığı dramatize metinden de anlıyoruz ki, türkü-
gibi daha sade, gereksiz süs ve gösterişten arınmış yü yakanın trajik duygularını yüreğinin derinlik-
kolektif dehanın izlerini taşıyan bir türkü olması; lerinde âdeta kişisel bir macera olarak yaşayan ve
ikincisinin ise daha sanatkârane işlenmiş ve süs- yaşatan halk, zaman içinde kendi dramını, ferdî
lenmiş, bireysel yeteneğin kendini gösterdiği bir hüznünü de Gesi Bağları’nın yeline emanet etmiş
‘şehir türküsü’ olmasıdır. Eserin bu yorumunu, diyar diyar gezdirsin diye. Ve yörede yeni türküler
özellikle Kayseri Yöresi Türkülerinin geleneksel ta- doğmuş o gün bu gündür söylenegelen. Verdiğin
vır ve üslubuna hâkim olan Ahmet Gazi Ayhan’ın, Yazmayı Bürü- neyim mi, Bir Of Çeksem Karşıki
bestecilik yeteneğinin de dürtüsüyle, bilinçli ya da Dağlar Yıkılır, Çırpını Çırpını Sılamdan Uçtum,
bilinçsiz olarak, “geleneğin yeni bir dil ve üslupla Dağdan Yuvarlandı Kayalarımız, Posta Yolları gibi
ifadesi” anlamında başarılı bir çalışma olarak de- türküler basta olmak üzere, birçok Kayseri türkü-
ğerlendirmek gerekir. sünün Gesi Bağlarından doğan kardeş türküler
Türkünün bazı yazılı ve sesli kayıtlarda değişik olduğu söylenebilir. Gesi Bağları’nın bir başka var-
isimlerle yazılıp söylendiğini görüyoruz. Mesela, yantına Nardıvannan Tıkır Mıcır İnişi sözleriyle
432