Page 178 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 178

Kadir Dayıoğlu
               Birinci ve İkinci Balkan, Trablusgarp ve Birinci Dünya savaşlarında havacılığımızda
            önemli hamlelerin olduğunu görüyoruz. “1911’de Hava Kuvvetleri kurulmuş; havacılık
            dairesi oluşturulmuş. Ve ona bağlı olarak satın alınan uçakların bakım-onarım han-
            garları inşa ettirilerek işe başlanılmıştır.” Bu konuda, Emre Uçar tarafından hazırlanan
            “Türk Havacılık Sanayisinde Kayseri Uçak Fabrikası’nın Yeri” isimli çalışmayı tavsiye
            ederim. Bu güzel çalışmayı, Kayseri Enstitüsü Derneği yayınladı. Biz de, bazı kısımları
            bu çalışmadan aldık.
               “Memleketimizde havacılık sanayinin kurulması için ilk hazırlıklar ve çalışmalar
            1916-1917 de İmparatorluk Devri’nde başlamıştı. Bugün Hava Kuvvetlerini Güçlendirme
            Vakfı tarafından girişilen sonuncu teşebbüs hariç olmak kaydıyla Cumhuriyet Devri’nde
            girişilen üç teşebbüsten birisi tamamen askerî, ikincisi özel sektöre ait ve üçüncüsü de yarı
            resmi bir teşekkül olan Türk Hava Kurumu tarafından yapılmıştır. (Yüksel, Ahmet Nuri).
               İşte bunlardan birisi de Kayseri Hava İkmal Merkezi (Tayyare Fabrikası). Cumhuri-
            yet’in kuruluşunun hemen ardından yapılan işlerden biri de Türk Tayyare Cemiyeti’ni
            kurmak olmuştu. 16 Şubat 1925’de kurulan bu cemiyetin (1935’de Türk Hava Kurumu
            adını alacaktır) kuruluş tüzüğünün ilk maddesinde yer alan “Türkiye’de havacılık sana-
            yisini kurmak” görevi esas amacı da ortaya koymaktadır. Kuşkusuz, daha toplu iğne
            üretemeyen bir ülkede en iddialı sanayiyi kurmak hiç kolay olmayacaktı. Bu amaç için
            23 Nisan 1926’da “Tayyare Makinist Mektebi” hizmete açıldı. Yine bu amaçla; “Tayyare
            ve Motor Türk Anonim Şirketi” (TOMTAŞ) kuruldu. Akabinde, Türkiye’de uçak üretme-
            nin yolları aranmaya başlandı ve Ağustos 1925’te, Alman hükümetinin de desteğiyle,
            Türkiye ile Junkers arasında bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre Junkers, Kayseri’de
            bir motor üretim tesisi kuracak, Türkiye’nin ihtiyacı olan savaş uçakları da TOMTAŞ’tan
            alınacaktı. 40 yıllık bir süre için yapılan anlaşmada, tesisin kapasitesi yıllık 250 uçak
            olarak öngörülmüştü.
               Halk arasında “Tayyare Fabrikası” olarak bilinen uçak fabrikasının hikayesi böyle
            başladı. “…Fabrikanın çelik konstrüksiyonu, tezgah ve teçhizatı Almanya’dan İskende-
            run’a deniz yoluyla, İskenderun’dan Ulukışla’ya trenle, Ulukışla’dan da Kayseri’ye kadar
            da o zamanın en uygun ulaşım aracı olan kağnı ve develerle taşınmıştır.” İnişler, çıkışlar,
            duraksamalar, “Junker’in gittikçe kötüleşen finansal durumu”, çeşitli ortaklıklar; lisans
            konusunda çeşitli anlaşmazlıklar derken, uçak üretiminde bir istikrar sağlanamadı.


            Junker
               “Şehir beyi”, demekmiş. Sosyolojik bir kavrammış... Batı’da; “Feodalizmin içeri-
            sinde kapitalist üretim ilişkilerinin ilk nüvelerinin gelişimi iki tip burjuva oluşumunu
            da beraberinde getirmiş. Bunlardan biri Fransız tipi burjuvalaşmadır ki kökeni pazar



            178
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183