Page 11 - kayseriden_kopan_turku
P. 11

Hangi dilden ya da telden olursa olsun dedik ya! Kınalı parmakların ucu yanık nağmelerini, yanık yüreklerin
            kokusunu, kurumuş göz pınarların sessiz çığlıklarını anlatan türküleri kimler seher vakitlerinde söyleyip
            ağlamaz ki? Rakı şişesinde balık olmaya, bir gece intihar etmeye, ayağa, kafaya sıkmaya, edepsizliğe davet
            eden sözde şarkıların karşısında hayâ ederek başını alıp giden, garip, kimsesiz türküler.

            Ve o…
            Ahmet Gazi Ayhan.

            Türkülerin, özellikle Kayseri türkülerinin sesi, dili olan, çocukluğundan beri sitem dolu, kırgın, küskün yü-
            reğinde, bereketli topraklarda çatlayan, göveren bir tohum gibi türkülerin hayat bulduğu sıra dışı bir insan…
            Farklı düşünen, farklı söyleyen, farklı yorumlayan Kayseri türkülerinin sahibi, babası, derleyicisi gerçek
            anlamda bir sanatçı…
            Bazen karlı dağ başlarında kopan bir boran, bazen kimsesiz bir yerde, kimsesizlerin kaldığı çadırın iplerin
            söken bir fırtına, bazen ince bir yağmur ya da meltem olan adam...
            Allah’ın kendisine hediye ettiği müthiş bir gırtlağın, inanılmaz bir tını ve naif bir gönlün sahibi. Ahmet Gazi
            Ayhan.

            Ah! O eski radyolar…
            İki düğmeden birini çekersiniz ya da sağa bükersiniz mavi, küçük bir lamba yanar ve siz sesin gelmesi için
            bir süre beklemek zorunda kalırsınız. İki istasyondan birini dinlersiniz yalnızca. Ankara ve İstanbul Radyo
            İstasyonları size ajans ile memleket haberleri verir. “Arkası Yarın” ile günümüzdeki TV dizileri gibi, mikro-  11
            fonda tiyatronun dinleyicisi olursunuz. Münir Nurettin Selçuk’tan, Zeki Müren’den, Hamiyet Yüceses’ten,
            Müzeyyen Senar’dan ve artık bugün hayatta olmayan Türk Sanat Musikisi sanatçılarından o gençlik sesleri
            ile söyledikleri şarkılar, gönlünüzdeki belki de eski bir sevdadan kalan kabuk bağlamış yarayı yeniden kanatır.
            “Yurttan Sesler” size her yöreden, “Şehrin Yüzleri” her sesten türküler sunar, Muzaffer Akgünler, Nezahat
            Bayramlar, Nurettin Çamlıdağlar, Saniye Canlar ve daha niceleri ile türkülerimizin arkasına takılır gider,
            bazen hüzünlenir, bazen neşe ile dolarız.
            Ama…

            Ne zaman Ahmet Gazi Ayhan’ın, ne zaman onun, yine kendisi gibi sanatçı eşi Yıldız Ayhan’ın sesini duydu-
            nuz, işte o zaman dikkatiniz daha da artar ve radyonun sesini biraz daha yükseltirsiniz. Çünkü Ahmet Gazi
            Ayhan, hemşeriniz, oğlunuz, Kayseri toprağından biri, Yıldız Ayhan ise Kayserililerin gelinidir.

            Ardından bir anonsa kulak kabartırsınız:
            “Şimdi de bir Kayseri türküsünü sanatçımız Ahmet Gazi Ayhan’dan dinleyeceksiniz. Kendisine eşlik edecek saz
            sanatçıları...”

            “Ağam İstanbul’u mesken mi tuttun
            Gördün güzelleri beni unuttun
            Sılaya dönmeye yemin mi ettin
            Gayrı dayanacak gücüm kalmadı
            Mektuba yazacak sözüm kalmadı.’’
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16