Page 150 - Kültepe Kaniş
P. 150
Prof. Dr. Cahit Günbattı | Kültepe - Kaniş
“ 1-3 Urşu kārum’u Kaniş kārum’una şöyle söyler:
4-5
Böyle bir olay daha önce hiç olmamıştı. 6-12 Hırsızlar
Tanrı Aşşur’un tapınağına girdiler ve Aşşur’un
göğsündeki altın güneş (kursunu) ve Aşşur’un
hançerini çaldılar. 12-17 Adalet (amblemi), kalubu,
samru’ātum (ve) katappu, (hepsi) alınıp götürüldü.
Tapınak temizlendi (soyuldu). 18-19 Hırsızları bulmaya
çalıştık, fakat bulamadık. 20-22 Sevgili babalarımız
ve beylerimiz orada bu meseleyle ilgilenin.” 109
Asur’daki tapınakların ve rahiplerin geniş
çapta ticarî hayatın içinde yer aldıkları çok açıktır.
“Adak” anlamındaki ikribu aynı zamanda tüc-
carlar adına tapınakta korunan altın, gümüş ve
kıymetli kumaşlar karşılığında kullanılıyordu.
Bir şirket gibi faaliyet gösteren tapınaklarda bu
isim altında bir finans kaynağı oluşturulmuştu.
Kaniş kārumunda bulunmuş, üzerlerinde
silindir mühür baskıları bulunan tablet zarfları
ve bullalar, yerli ve yabancı tanrılar ve bunların
sembolleri hakkında bilgi veren önemli malzeme-
dir. Baskılardaki tapma sahnelerinde Asur’un
110
Baş Tanrısı Aşşur, Sular
Tanrısı Ea, Aşk ve Savaş Tanrıçası İştar, Güneş
Tanrısı Şamaş, Ay Tanrısı Sin ve Fırtına Tanrısı
Adad gibi Mezopotamyalı büyük tanrılarla sıkça
karşılaşılmaktadır. Baskılarda sadece sembol-
leri bulunan yerli tanrı ve tanrıçaların isimlerini
bilmiyoruz. Bu tanrılar ve tanrıçalar arasında,
sonraki Hititler devrinde tapılan bazı tanrıların
prototiplerinin bulunduğu da bilinmektedir. Dev-
Res. 18: Fildişi çıplak tanrıça heykelciği letlerini kuruncaya kadar uzun süre yerli halkla
(T. Özgüç 2005, s.206) iç içe yaşayan Hititler hiç şüphesiz onların din ve
inançlarının büyük etkisi altında kalmışlardır.
109 M.T. Larsen 1976, s. 261-262.
110 Bu konuda bkz. N. Özgüç 1965, s. 64 v. d.
150