Page 145 - Kültepe Kaniş
P. 145
Hukuk | Aile Hukuku
şeklinde, herhalde evliliğe hazır bir kızla ilgili ilginç bir ifade yer almaktadır. “Kızın
başını örtmek” tâbiri bildiğimize göre Kültepe tabletlerinde ilk defa geçmektedir. Bu
tek yere göre karar vermek zor olmakla beraber, bunu Anadolu’da söz kesilerek veya
nişanlanarak evliliğe ilk adımını atmış kız veya erkek için kullanılan “başını bağlamak”
deyimiyle karşılaştırmak istiyoruz. 102
Eski Mezopotamya’da olduğu gibi Anadolu’da da evlatlık alma (ana mer’uttim laqā’um)
geleneği bulunuyordu. Fakat çok az sayıda ele geçmiş olan evlatlık alınmasıyla ilgili
sözleşmelerde, evlatlıkların ve evlatlık edinen kimselerin hak ve yükümlülükleri hak-
kında bilgi yoktur. Bir belgede şunları okuyoruz:
“Humadaşu Nakilit’i evlatlık olarak aldı. Eğer süresi tam olarak dolmasa (bile) Nakilit
Humadaşu’nun evinden (istediği zaman) çıkıp, ayrılacak. Hiçbir zaman Humadaşu, oğlu ve
Kuşşaralı krallar Nakilit ve oğlu için hak iddiasında bulunmayacak (lar). Karşılıklı olarak hak
iddia eden [x] mina gümüş ödeyecektir. Şahitler: (Tanrı) Nisaba’nın rahipleri Walişra, Dudu
(ve) Kammalia. Humadaşu’nun sorumluluğu.” 103
Bu sözleşmede evlatlığın süresi dolmasa bile, istediği zaman evlatlık olduğu evden
ayrılabileceği şartı, o kimsenin bildiğimiz anlamda evlatlık olmadığı; taraflar arasında
belirlenmiş bir zaman için, iş gücünden yararlanmak üzere kiralandığını akla getir-
mektedir.
Dört şahitli bir diğer belgede evlatlık olarak alınan kızın, babalığının öz oğluyla
evlendiğini okuyoruz.
“Tatali ve Titinital şuppianika’yı evlatlık olarak aldılar. Tatali’nin oğlu şimnuman onunla
evlendi. Onlar evde birlikte oturacaklar….” 104
Hammurabi Kanunu’nun 185-193. maddelerinde evlatlıkların ve evlatlık edinen
kimselerin hak ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak verilmiştir. 190. maddede evlatlık
ile öz çocukların eşit haklara sahip oldukları vurgulanmaktadır. 191. maddede, “Eğer
bir adam evlatlık aldığı bir çocuğu büyüttükten sonra evini yaparsa ve çocuk sahibi olursa,
büyüttüğü çocuğu (evlatlığını) evinden uzaklaştırmak isterse, o çocuk eli boş gitmeyecektir. Onu
büyüten baba malından ona 1/3 hisse verecek ve (çocuk) öyle ayrılacaktır. Tarladan, bahçeden,
evden ona (hiçbir şey) vemeyecektir.” kararı yer almaktadır.
102 Metinde bahsedilen kızın Asurlu mu yoksa yerli mi olduğu belli değildir. Bir başka metinden (Prag I
513) Lalia adlı Asurlu’nun yerli kız Kapsiaşwe ile evlendiğini öğreniyoruz. Bkz. K. Hecker-G.Kryszat-L.
Matouš 1998, s. 106-107.
103 Kt. 89/k 379b: Bu tabletin çok hasarlı olan zarfı V. Donbaz 1993, s. 137-138’de yayınlanmıştır. Tabletin
tercümesi ilk defa burada verilmektedir.
104 G. Eiser-J.Lewy 1930, Nr. 7: Ta-ta-li-i ù Tí-[tí-ni-tal] Šu-pì-a-ni-kà a-na me-er-ù-tim il5-[qé-ù] Ší-im-
2
4
3
1
nu-ma-an DUMU Ta-ta-li-i Šu-pì-a-ni-kà e-[hu-ùz-ma] be-tám iš-té-ni-[iš] uš-bu-ù……
8
5
6
7
145