Page 72 - Hacıkılıç Mahallesi Kitap
P. 72

72 - Hasan Sami Bolak                                                                                                                                  Hacıkılıç Mahallesi  - 73
                     Dış kapıdan girişten hemen sağda tuvalet, sol tarafta ise zemin
               katın kapısı vardı. Zemin kata 2-3 ayakcakla (merdiven basamağı)                                              Ben de
               inilerek  girilirdi.  O    ve  diğer  oturma  odasına  açılan  kapıların
               büyükçe  anahtarları  vardı.. Şimdiki  gibi;  şifreli,  fiyakalı kilitlerle                                 “ meppus”
               henüz tanışmıyorduk.                                                                                          olacaktım
                                                                                                                             nerdeyse!
                       Üst kata çıkılan “ayakcaklar”  hem yüksek, hem de geniş idi.
               Yüksek  oluşlarından  dolayı  olsa  gerek,  yaşlı  büyükannem
                                                                                                                            O  ayakcaklarda,    aynı  radyodan  Mardin  milletvekili  adayı
               ("biyana'm" ) bu ayakcakları, sağ eliyle sağ dizi üzerine ağırlığını                                  olduğumu da duydum. Ne doğduğumdan o güne kadar, ne de o gün-
               verir, öyle çıkardı.. O evde oturduğumuz  yıllarda, o ayakcaklarda,                                   den zamanımıza dek Mardin'e hiç gitmedim.

               mahallenin tek  radyosunun "1648 metre 182  kilohertz üzerinden
               yayın  yapan  uzun  dalga  Ankara  Radyosu"nun,  "Memleket  saat                                           1968  Genel Seçimleri’nden bir süre önce rahmetli Alpaslan
               ayarı”  verildiği  ve  gong’un  saat  tam 13'te vurulduğu  ajans haber-                               Türkeş Ankara'ya bir vardığımda benden nüfus cüzdanımın suretini
               lerinde  (ki o zamanlar TRT kurumu yoktu!)  1958 yılında şair Yahya                                   ve  fotoğrafımı  istemişti..  Sebebini  bilmeden  ben  de  vermiştim.
                                                                                                                     Sonradan  anladım  ki  o  suret  ve  fotoğraf  benim  milletvekilliği
               Kemal Beyatlı'nın ölüm haberini almıştım..                                                            adaylığımda  kullanılacakmış!

                       Yahya  Kemal  Beyatlı  ölümünden  bir  süre  önce  şu  beyti
               söylemiş ve ben de o beyitten çok etkilenmiştim: Hemen içeri girdim                                          Bir  yıl  kadar  sonra ki  Ankara  ziyaretimde,   Gümrükler
               ve elime geçen bir kağıt parçasına kaydettim:                                                         Başmüdürü  olan,  Kayseri  Lisesi’nden   sınıf  arkadaşım    Alper
                                                                                                                     Özarslan  odasındaki  misafirlere beni, sanki çok önemli bir şeymiş
                                                                                                                     gibi:
                       Ölmek kaderde var; yaşayıp köhnemek hazin;                                                           “-Geçtiğimiz seçimde Milliyetçi Hareket Partisi Mardin mil-
                       Buna bir çare yok mudur,  ya Rabbil âlemin?                                                   letvekili  adayı, sınıf  arkadaşım  Hasan  Sami  Bolak”,  diye

                                                                                                                     tanıştırdığında ne kadar utandım, anlatamam..
                       Bu beyiti, geçtiğimiz yıllarda www.Wikipedia.org ve
               www.Ansiklopedika.org başta  olmak  üzere  çeşitli  ansiklopedilerdeki                                        Kimimiz  ölürüz  bu  vatan  için,  kimimiz  nutuk   söyleriz,
               “Yahya Kemal Beyatlı” maddelerine koydum.                                                             kimimiz  de hiç görmediğimiz  bir yerden, kazanma şansı olmadan,
                                                                                                                     sırf liste doldurmak için  aday oluruz!
                                                                                                                            *     *    *
                                                                                                                            Yine o ayakcaklarda, benden üç yaş küçük kardeşim Ömer’in
                                                                                                                     tekrar ekmek istemesi karşısında “Biyanamın”:
                                                                                                                            -Ulan,  biraz  önce  verdim. Öğlene  (öğleye)  ne  kaldı,  biraz
                                                                                                                     sabret! demesinden çok etkilendim ve:
                                                                                                                            -Biyana, bak ben istemiyorum O’na biraz daha ver, dedim.
                                                                                                                            Mahallenin İzzet Ustası’nın evinde bile ekmek, yenilmek için
                                                                                                                     saatini bekliyordu o zamanlar!
























     PDF created with pdfFactory Pro trial version www.pdffactory.com
   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77