Page 151 - kappadokia_kralligi
P. 151

G- KAPADOKİALILAR’IN GELENEK VE GÖRENEKLERİ

            göre; hayatın ışıktan meydana geldiği, dünyanın sonrasının olmadığı, yine
            ışığa dönüş yapılacağı yani bütün mevcudatın bir olduğu ve ölümle bir-
            likte o bire dönüş yapılacağı, ana tanrıça Ma’nın hayatın kaynağı olduğu
            ve dönüşün yine ona olacağına inanılmaktadır. Tanrıçanın dişi bir kişiliği
            olup, bir de eşi rolündeki Adra vardır. Bu dişi ve erkek kişilikleri güneş ve
            ay temsil eder. Bu din Anadolu’da ilk yerleşik hayata geçenlerle birlikte var
            olmuştur ve bin yıllarca varlığını sürdürmüştür. İlk çağlarda adına tapınak-
            lar yapılan ana tanrıça daha sonra diğer dinlerin ortaya çıkması ve baskıcı
            kimliklerini dayatması neticesi bazen gizlenmiş ve bazen de yeni dinlerle
            sentezler oluşturmuştur.
              Luvalar, Frigler, Sümerler, Truvalılar (Truva kenti Adra adına inşa edilen
            bir kentmiş), Kappadokialılar ve hatta Roma bile bu dinin etkisine kalmıştır.
            Perslerin Mecusiliğinin (ateşpereslik) karışımı bir din olduğu anlaşılmak-
            tadır. Antik çağdan itibaren Kappadokia’yı işgal eden çok çeşitli ırk ve
            kavim, halkın inanç sistemlerini etkilemiştir. Nitekim halkta ağırlıklı olarak
            Hitit-Luvi, Ma inançlarının yanında ateş kültünde Perslerin, dağ kültünde
            Hititlerin, Zeus ve Apollon kültünde de Greklerin etkileri gözlenir.
              Bölgenin dinî anlamda yaşadığı en büyük etkileşim, İÖ 546 yılından
            itibaren bölgenin Pers hâkimiyetine girmesiyle birlikte bu imparatorluğun
            inanç sistemini Kappadokia’nın kolaylıkla kabul etmesidir. Bu dönemden
            itibaren yerli kült, Pers tanrıları ile tanışarak bütünleşir. Onların Ahura
            Mazda, Mithra gibi tanrıları da özellikle dağ tanrı Argaios ve Zeus ile bir
            tutulmaya başlar. Hellenistik ve Roma imparatorluk dönemlerinde de Pers
            etkisinin devam ettiği açıkça görülür.
              Perslerin aşk ve bereket tanrıçası Anahita, eski Doğu dinlerinin tamamına
            yakın bir bölümünde yer alan büyük tanrıçanın almış olduğu şekillerinden
            biridir. Hellenlıların büyük tanrıça Kybele ile aşk ve güzellik tanrıçası Aph-
            rodite ile eş değerde tuttukları Anahita’nın dinî ayinleri, büyük ışık tanrısı
            Mithra’nın dinsel törenleriyle birlikte yapılırdı. İnanışlarına göre; Mithra,
            bir bakireden veya bir kaya, ağaç ya da yumurtadan çıkan bir tanrı olup,
            ışığın tanrısı ile karanlığın tanrısının aracısı idi. Bir boğa olan ilk doğan
            canlıyı kurban etmiş ve hayvanın kanından bütün canlı yaratıklar mey-
            dana gelmişti. İnsanlığın kurtuluşu da boğa kurban edilmesi ile mümkün
            olabilecekti. İnsanlığı kötülüğe karşı savunan Mithras, İlyas’ın ateşten ara-
            basından pek farklı olmayan dört atlı bir güneş arabası ile göğe yükselmiş,




                                                                             151
   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156