Page 104 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 104

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                           HAM / 95 [1055]


           kadar getirilmiş ve yaşatılmış bulunmak-
           tadır. Böylece Hâmid-i Velî’nin geliştirdi-
           ği  düşünce  yapısının  ifade  biçiminin
           Bayramîlik  olduğu  rahatlıkla  söylenebi-
           lir. Bu düşünce Anadolu’da mayalanmış,
           Erdebil dergâhında yoğrulmuş, Bursa’da
           halka inmiş, Kayseri’de geniş kitlelere u-
           laşmış ve bir müddet Darende’de konak-
           ladıktan sonra Aksaray’da Hacı Bayram
           Velî’yle  yüzyıllar  boyunca  süregeleceği
           mecraı bulmuştur.
           Eserleri:  Şerhu  Hadisi’l-Erbain  (çev.
           M.  Şeyhmus  Alkoç,  1977?;  çev.  Enbiya   Hâmid b. Musa el-Kayserî’nin (Somuncu Baba) Aksaray’daki türbesi (F. Sayar)
           Yıldırım,  2008);  Risaletü’z-Zikr  (çev.
           İhsan Özkes,  1991; çev. Mustafa Özcan,   ...
           2011); Silâhu’l-Müridîn.            Senden oldu iki cihan
                                               Oldum zuhurundan nihân
           İki Şiiri                           Ger bulmayan seni ayân
           Biz ol uşşak-ı serbâzüz             Yâ Rab n’ola hâlim benim.
           Akıl rüşd bize yâr olmaz
           Mey-i aşk ile sermestüz             Dilde kanâat olmaya
           Bize her giz humâr olmaz.           Zühd ile taât olmaya
                                               Senden hidâyet olmaya
           Diriyiz dâim ölmeyiz                Yâ Rab n’ola hâlim benim.
           Karalıklarda kalmayız
           Çürüyüp toprak olmayız              Şol gün ki mîzân kurula
           Bize leyl ü nehâr olmaz.            Hak tapusunda durula
                                               Halâyık od’a sürüle
           Bizim illerde ây ü gün              Yâ Rab n’ola hâlim benim.
           Sebât üzre durur dâim
           Televvün irüşüp ana                 Ağlarım böyle zâr ile
           Gehi bedr ü hilâl olmaz.            Kaldım diriğ ağyâr ile
                                               Bilişmedim sen yâr ile
           Bizim gülşendeki güller             Yâ Rab n’ola hâlim benim.
           Dururlar tâze solmazlar
           Hazân olup dökülmezler              Hamid’in çün gözü yaşı
           Zemistan ü bahar olmaz.
                                               Doldurur dağ ile taşı
                                               Bilmem nidem garip başı
           Şarâb-ı aşkı çün içdik              Yâ Rab n’ola hâlim benim.
           Feragat mülküne göçtük
           Yanup aşkınla tutuştuk
           Bize tahrik ü târ olmaz.            Kaynakça:  Âşıkpaşazâde  Tarihi,  Matbaa-i
                                               Âmire, İstanbul 1332, s. 301; Gelibolulu Mustafa
                                               Âli, Kitâbu’t-Tarih-i Künhü’l-Ahbâr, C I, (hzl.
           Ereliden şems nûruna                Ahmet Uğur, Mustafa Çuhadar, Ahmet Gül, İb-
           Vücûdum düşdü nârına                rahim Hakkı Çuhadar), Kayseri 1977, s. 190-191;
           Erişince baharına                   Lalizâde  Abdülbaki,  Menakıb-ı  Melâmîyye-i
           Ana kar-ı kenâr olmaz.              Bayramiyye,  İstanbul  1281,  s.  12-13;  XV-XVI.
                                               Asır  Bayrâmî-Melâmîliği’nin  Kaynakların-
                                               dan  Abdurrahman  el-Askerî’nin  Mir’âtü’l-
           Bırak ey Hamidâ vârı                Işk’ı, İsmail E. Erünsal, Ankara 2003, s. 202-
           Görem dirsen sen ol yârı            203;  Sarı  Abdullah  Efendi,  Semeratü’l-Fuad,
           Göricek hem tecellâyı               Sad. Yakub Kenan Necefzade, İstanbul 1967, s.
           Andan özge kemâl olmaz.             251; İsmail Hakkı Bursevî, Silsile-i Tarik’i Cel-
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109