Page 257 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 257
[1690] 248 / KON KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹
tışmalarının çıktığı da olurdu. Han yöne- düz giydikleri ayak bileklerine kadar uza-
ticisi belli malların yalnızca handa satıl- nan kürk astarlı cüppeleriyle daha da
masını ister, tacir ise bir kira ödememek korunmuş olurlardı.
için malını dışarıda serbestçe satmak Yolcu eğer kendi yatacağı eşyayı getirme-
isterdi. mişse bu hanlarda bulacağı eşya; bir
Hanlara büyük demir kapılardan girilin- hasır, belki yatılan mekânın bir köşesin-
ce üst katlara çıkmak için sağlı sollu de bir küp içinde içme suyu ile tuvalet
20-30 basamaklı merdivenler vardır. ihtiyacını giderirken kullanacağı bir
Hanların üst katlarının önleri revak, ibrikten ibaretti. Bu ortamda temizlik ve
arkaları mağazadır. Ön revakların üstü hijyen sağlanamayacağından tahta kuru-
kubbe, mağazaların üstü tonozdur. Her su, bit ve pire gibi haşeratla mücadele
mağaza bir odalı, yalnız köşe mağazalar başlıca bir meseleydi.
iki-üç odalıdır. Çünkü ticaret hanları, Akşamları bu hanların iç koridorlarında
toptancı tüccarın hem yazıhane ve hem bir hareketlilik olurdu. Yemek yapanlar,
de depo olarak kullandığı iş hanları idi. yorgun ayaklarından çıkardıkları çorap-
Alt kısımlardaki mağazalar da aynı şekil- ları, iç donu, iç gömleği gibi çamaşırları-
de önleri revak olarak yapılanmıştır. nı yıkayanlar, akşam yorgun argın işten
Mağazaların altında mahzenler vardır. gelmiş, memleket hasretiyle şarkı, türkü
Bu mahzenlerde dövme demir sandıklar- tutturanların feryadı, figanları ayyuka
da çok kıymetli metalar saklanırdı. Ancak çıkardı.
değerli malların saklanmasında bedes- Hanlar ticari olduğu kadar sosyal hayatın
tenler daha güvenli idi. Evliya Çelebi, da merkezleriydi. Uzak diyarlardan bin
hanların yanında veya hanlarla bağlantılı bir güçlükle gelen değişik kültür ve cemi-
“develik” veya “ahırlar”dan bahseder ki yetlere mensup tacirler, seyyahlar, der-
bunlar kervanların taşıyıcıları olan hay- vişler ve keşişler buralarda mal değişimi-
vanların kaldığı yerlerdir. Üst katlar depo nin dışında her türlü kültür alışverişinin
veya insanların konakladığı yerler olarak de sebebi olurlardı. Türkler, Rumlar,
kullanılmıştır. Üst katlardaki odalarda Ermeniler, Yahudiler, Acemler veya
ocaklıklar bulunur. Kubbelerin yanından Avrupalılar arasında muhabbetler doğar
bacalar çıkar, avluların ortasında da çoğu ve derin ahbaplıklar oluşurdu.
kez bir şadırvan ve üst tarafta mescit Küçük hanlar, duvar boyunca yüksekçe
bulunur. bir sediri olan üstü kapalı bir alandan
Anadolu’da daha çok şehir hanları yapı- ibaretti.
mı önem kazanmıştır. Şehir hanlarında Güvenlik açısından gelen yolcuların
da kervansaray ve eski hanların kale gözetim altında bulundurulması da bir
fonksiyonu ve görünüşlerinden vazgeçi- gereklilik olduğundan her yolcu yerli
lerek sadece ticari amaca yönelindi. Bu halktan bir kefil bulmak veya hancının
sebeple yapıların dışarıyla bağlantısı sağ- kefaletine girmek mecburiyetindeydi.
lanmış dikdörtgen formlardan vazgeçile- Hancılar da “hancılar kethüdası” denilen
rek arsa ve yollara uyan planlar geliştiril- bir kimsenin denetimindeydi. Hanlarda
di ve cephelerde dükkânlar yer almaya kalanların isimleri düzenli olarak han
başladı. Kayseri’deki Pamuk Hanı bu defterine geçiriliyor, şehir yöneticisi iste-
tiplemenin bir örneğidir. diğinde bu bilgiler kendisine ulaştırılıyor-
Şehiriçi hanlara gelen yolcular hayvanla- du. Böylece istendiği an şehrin bütün
rını alt kattaki mekânlara bağlarlar; yemi- hanlarında kimlerin kaldığını tespit
ni, suyunu verirler, hayvanı buradaki bir imkânı bulunmuş oluyordu. Hanlardan
görevliye emanet ederek yukarıdaki ayrılanlar isimlerini sildirdiklerine dair
yatma mahalline çıkarlardı. Burada diğer kaldıkları yerin görevlisinden “pusula”
yolcu ve tacirlerle sohbet ve fikir alışveri- aldıktan sonra hancılar kethüdasına gidip
şinden sonra beraberlerinde getirdikleri pusulalarını imzalatıyorlar, daha sonra
bir yaygı üzerine cübbelerini sererek hay- defter nazırına gidip defterden de sildirip
vanın eyerini de yastık yaparak gece mürur tezkerelerini (izin ve geçiş belgesi)
uykusuna geçerlerdi. Bazı yolcular gün- alarak yola çıkabiliyorlardı.