Page 41 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 41

[1472] 32 / KAY                    KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                    ayırmak amacıyla, “Erciyes’in kenarında-  anlamında “Dârü’l-Feth” unvanıyla taltif
                                    ki  Kaisareia,  Kapadokya’nın  başkenti   edildi ve bu, Selçuklu Dönemi’nde ismi-
                                    Kaisareia, Anadolu’nun öncü şehri Kai-  nin önüne geçti. Buradan her yöne nice
                                    sareia” gibi unvanlar verilmiştir.  Ayrıca   gazalara  çıkılmakla  kalınmadı,  aynı
                                    “Kapadokya,  Galatya,  Pontus  ve  Erme-  zamanda  ve  hiçbir  inanç  zümresine
                                    nistan’ın en büyük şehri Kayseri” unva-  rahatsızlık  verilmeden,  Kapadokya’nın
                                    nıyla da anılmıştır. Bir Romalı yazar ise   ileri  kültür  ve  medeniyetini  içselleştire-
                                    şehirden  “Mater  Urbium”  unvanınıyla   cek ve bölgeye İslamiyetin rengini vere-
                                    bahsetmiştir.                        cek,  damgasını  vuracak  ilim  ve  kültür
                                    Şehrin bugünkü adını alışı VII. yüzyılda   müesseseleri  ile  Kayseriyye,  özgün  bir
                                    Emevîlerin  Kayseri  Seferleri*'nden  son-  Türk-İslam şehri olarak yeniden kuruldu.
                                    raya  rastlar.  O  da  “Kaisareia”  adının   Selçuklularda ve Osmanlılarda, devletin
                                    “Kayseriyye”,  “Kayserî”,  son  olarak   fiziki ve kültürel gelişmesinin bir sonucu
                                    “Kayseri” şeklinde okunuşundan ibaret-  olarak,  birden  fazla  başkent  kullanıldı.
                                    tir. Şehir o tarihten bu yana bu adla anıl-  Türkler  başkent  karşılığı  olarak  “başka-
                                    maktadır.                            le”,  “âsitâne”,  “pâyitaht”,  “makarr”,

                                    Kaynakça:  Hüseyin  Hüsameddin,  Amasya   “dârü’s-saltanat”, “dârü’l-hilafet”, “dârü’l-
                                    Tarihi, C. II, Amasya 1986; Nazmi Sevgen, Ana-  mülk” “makarr-ı mîr-i mîrân” (beylerbe-
                                    dolu  Kaleleri,  Ankara  1959;  Nezahat  Baydur,   yinin  oturduğu  yer)  isim  ve  unvanlarını
                                    Kültepe ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırma-  kullandılar.  İran  Selçukluları  Nişabur’u,
                                    lar, İstanbul 1970; Erkiletlioğlu, Geniş Kayseri,   Rey’i, İsfahan ve Merv’i; Anadolu Selçuk-
                                    Ülke, Gazete Arşivi, 2006; Strabon, Antik Ana-  luları İznik’i, Konya’yı, Kayseri ve Sivas’ı;
                                    dolu Coğrafyası (geographika: XII-XIII-XIV),
                                    çev.  A. Pekman, İstanbul 2009.      Osmanlılar da Bursa, Edirne ve İstanbul’u
                                               NİLAY ÇORAĞAN KARAKAYA    devlet  ve  hükûmet  merkezi  olarak  kul-
                                                                         landılar.  Selçuklular,  başkentleri  için
                                    Kayseri’nin Unvanları                daha  çok  “dârü’l-mülk”ü  benimsediler.
                                    Dünyanın  her  yanında  bulunduğu  gibi,   Millî  Mücadele’de  Sakarya  melhame-i
                                    Anadolu’da  da  unvanlı  şehirler  vardır.   kübrası (en büyük kanlı boğuşma)  sıra-
                                    Kayseri,  Anadolu’nun  unvanlı  şehirleri   sında,  hükûmet  merkezinin  Ankara’dan
                                    arasındadır. “Kayser”, Roma ve Germen   Kayseri’ye  nakli  düşüncesi  tesadüfi  bir
                                    imparatorlarına verilen unvandır.    karar  değildir.  Anadolu’nun  kalpgâhı
                                    Kayseriyye’nin, Selçuklu Sultanı Alpars-  olarak  gördüğümüz  Kayseriyye  şehri
                                    lan  zamanında  Türk  akınlarına  maruz   “Dârü’l-Mülk”  unvanını  hakkıyla  almış
                                    kaldığını,  1075’te  kurulan  Türkiye  Sel-  ve her zaman da bu unvana layık bir Türk
                                    çuklu Devleti’nin doğu eyaletinin merke-  şehri olmuştur.
                                    zi  olduğunu  hatta  bu  devlet  tarafından   Kayseriyye şehrinin diğer bir unvanı da
                                    Konya ile birlikte hükûmet merkezi ola-  “Menşe-i  Ulemâ”dır.  Daha  yaygın  olanı
                                    rak kullanıldığını biliyoruz. Orta zaman-  “Makarr-ı Ulemâ”lığıdır. Ankara Vilaye-
                                    lar  İslam  dünyasında  önemli  şehirlere,   ti  Resmî  Salnamesi’nde  “Kayseriyye
                                    hepsine  olmasa  bile,  özellikleriyle  ilgili   şehri  menşe-i  ulema  olmakla  müştehir
                                    uygun  unvanlar  verildiği,  bunların  şehir   olup el-yevm mevcûd ve ma‘mûr olan 39
                                    ismi  olarak  kullanıldığı  anlaşılmaktadır.   medresesinden  her  biri  birer  dârü’l-
                                    Kayseri  de  Selçukluların  önemli  kültür,   ulûm”  olduğunun  belirtilmesi  gibi…
                                    medeniyet  ve  ticaret  merkezlerinden   Nihayet,  Hülâsa-i  Ahvâli’l-Buldan  fi
                                    biriydi  ve  bu  özelliğini,  öncesindeki   Memâlik-i  Devlet-i  Âl-i  Osmân*  adlı
                                    kadar olmasa bile, Osmanlılar zamanın-  eserde  ifade  edildiği  gibi  Kayseri’nin
                                    da da korudu.                        “İzmir-i Sânî” unvanına sahip “bir şehr-i
                                    Selçuklular zamanında Kayseriyye şehri,   azîm ve ma’mûr bir bender-i kadîm, mal
                                    “Dârü’l-Feth” ve “Dârü’l-Mülk” unvanla-  ve tüccar yatağı iskele-mânendi” olduğu-
                                    rına sahipti. Anadolu’nun fethi sırasında   nu söylemek lazımdır. Kayseri bugün de
                                    Kayseriyye şehri, bu ülkenin en gelişmiş   Türk  aydınlanmasının  fetih  yurdudur.
                                    bölgesinin merkezi olmakla, Selçuklular   Merkeze muhtaç olmadan kendi öz ser-
                                    tarafından  “fetih  yurdu,  fetih  bölgesi”   mayesini  biriktiren,  tasarrufu  seven,
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46