Page 430 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 430
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ MİL / 421 [1861]
ri olarak değil, şunun bunun tutkusu
peşinde kul köle olarak bulunmuştur.
Millî Mücadele’de kişisel tutku değil,
millî ülkü, millî onur gerçekten etken
olmuştur.”
Bu millî ülkü ve millî onur nedeniyle
Millî Mücadele, Türkiye’ye göz dikenler-
le Türklerin mücadelesidir. ‘Vatanların-
da vatansız kalanların vatan yapma
mücadelesidir.’ Vatanı kurtarma yolunda
ayrı görüşlere sahip olan Türklerin, ortak
düşmana karşı olan mücadelesidir. Bu
mücadeleyi Türk milletinin başarıyla
sonuçlandırması için sadece silahlı halk
kuvvetleri değil, siyasi anlamda
“Müdafaa-i Hukuk” ve “Redd-i İlhak”
Cemiyetleri, “Heyet-i Milliye”ler, kongre- Heyet-i Temsiliye ile Kayseri’ye gelen M. Kemal Paşa kendisini karşılayanlarla,
(soldan) Mazhar Müfit (Kansu), A. Hilmi (Kalaç), M. Kemal Paşa ve Nuh Naci
ler, Ankara’da toplanan Büyük Millet (Yazgan)-20 Aralık 1919 (K. Yedekçioğlu Arşivi)
Meclisi ve bunlara yardımcı olan bütün
organlar, ordu ve millî kuvvetler oluştu- Konya, Ankara, Yozgat, Tokat, Amasya,
ruyordu. Millî Mücadele’de yapılan her Maraş, Niğde, Sivas ve Kayseri bölgeleri-
türlü hareket millete dayanıyor ve onun ne yerleşti. Bu sebeple diğer kentlerde
adına yapılıyordu. Bu sebeple Millî olduğu gibi Kayseri’de de büyük oranda
Mücadele’ye katılan ve taraftar olan her ev sıkıntısı meydana geldi. Kayseri’den
şahsa “Kuva-yı Milliyeci” veya kısaca tehcir nedeniyle sevk edilen Ermenilerin
“Kuvvacı” deniliyordu. evlerine gelen muhacir ve mülteciler yer-
leştirilmek zorunda kalındı. Yine de
Millî Mücadele Tarihi İçerisinde Kayseri büyük çoğunluk açıkta kaldı. Yokluk ve
Kayseri, Millî Mücadele yıllarında Anka- sefalet diz boyu idi. Mevsimin kış ve ilk-
ra’ya bağlı bir sancaktı. Daha sonra bahar olması sebebiyle şehir halkı un ve
bağımsız oldu. Sancaklara “liva” da deni- ekmek bulmada zorluk çekti. Belediye
yordu. 1921 yılı mülki taksimatına göre günde 23.000 insana ekmek temin etme-
Kayseri livası; İncesu, Bünyan, Develi ye çalışıyordu. Belediye Başkanı Rıfat
kazalarından oluşmaktaydı. Aynı yıllarda Çalıka*’nın ekmek yapmak için belediye
Kayseri’nin nüfusu “222.452” idi. namına bulduğu zahireye zaman zaman
Her ne kadar Kayseri, işgal görmemiş bir askerler, cepheye gönderilmek üzere el
şehir olsa da uzun savaş yıllarının getirdi- koyuyorlardı. Belediyenin dağıtacağı
ği ekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntıları ekmekleri beklerken akşamdan sabaha
yaşamada memleketin öteki yerlerinden sağ çıkmayıp açlıktan ölen insanların
pek farklı değildi. Ülke genelinde olduğu sayısı çoktu. Belediyenin kokmuş olduğu
gibi Kayseri’de de merkezî yönetimin için el koyup toprağa gömdüğü etleri
otoritesi zayıf, asayiş yok denecek dere- yiyenler hatta salhanede (mezbahanede)
cede bozuktu, yağma ve eşkıyalık vardı. kesilen koyunların kanlarını dilleriyle
Rusların şark vilayetlerini acımasızca isti- yalayanların sayısı çoğalmıştı. Ordu
lası ve diğer taraftan Ermeni çetelerinin komutanlığı, belediyeye gönderdiği emir-
tahrip ve tecavüzü sonucunda Erzurum, de halka haftada iki gün ve her yaşa göre
Trabzon, Bitlis, Van ve Erzincan halkın- değişik miktarda et yedirilmesini bildiri-
dan 1.000.000’u geçkin nüfus her türlü yordu. Bu işi de belediyenin yapması
sıhhî ve hayati vasıtalardan mahrum ola- gerektiğini belirtiyordu. Anadolu’nun
rak Anadolu’nun ilçelerine doğru iltica ortasında yüzyıllarca ticaret merkezi olan,
mecburiyetinde kaldı. Bu göçte nüfusun alışverişin yoğun olduğu Kayseri’de tica-
701.166’sı açlık, hastalık vs. sebeplerle ret felce uğramıştı. Kayseri’nin ticaret ve
öldü. Sağlam kalanlar Urfa, Diyarbakır, zanaatçılığına büyük katkısı olan Ermeni-