Page 336 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 336
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ GAV / 327 [807]
Mehmed ve Seyid Salih Çelebi’nin kendi lunmaktadır. Şeyh İbrahim Tennûrî’ye
ölümünden sonra beraberce mütevelli Fatih Sultan Mehmed tarafından verilen
olmalarını ve gelirlerin öşürünü (1/10) muafiyet (onun ve evladının vergiden
almalarını şart koşmuştur. muaf olması) fermanı, sonra gelen bütün
Vakfiyenin sonunda Naib (Kadı yardım- padişahlar tarafından da tasdik edilmiş.
cısı) Seyid Nuh Naci’nin tasdiki bulun- Vakfiyede de belirtildiği üzere, Hunat
maktadır. Mahallesi*’nde şimdiki Saraceddin Med-
Osmanlı Devleti’nin büyük mağlubiyet- resesinin* güneyinde sonradan Mollao-
ler neticesinde Karlofça ve Pasarofça ğulları’na geçen bir sofa, bir tabhane, bir
anlaşmalarını yaparak çöküntüye doğru harem odası, bir kiler, bir hamam, bir
gittiği bu dönemde otoritesinin zayıfladı- burma çeşme, bir mutfak (matbah), iki
ğı eyaletlerde büyük mal varlığı toplayan köşk, bir havlu, bir bahçe ve haricinde iki
eşraf dikkat çekicidir. oda, bir seyrangâh ve altında bir ahırla
Kaynakça: A. Nazif, Mir’at (Palamutoğlu); avludan müteşekkil büyük bir evi (kona-
Mehmet Çayırdağ, Kayseri’de Güpgüpzâde Ha- ğı) bulunmaktaydı. Bu ev bugün yıkılmış
cı Mustafa Ağa Vakıfları, Kayseri 2002, olup son yirmi senede tamamen ortadan
MEHMET ÇAYIRDAĞ
kaldırılmıştır. Ancak bu evin güneybatı-
sında bulunan ikinci evinin kalıntıları,
GAVREMOĞULLARI
XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Kayseri’de öne mülkiyeti ailesinden bazı şahıslar elinde
çıkmış önemli ailelerden birisidir. Aile- bulunmak üzere bugün mevcuttur. Bu-
nin ilk önemli şahsı olup aynı zamanda gün evladı elinde devam eden vakfının
vakıf sahibi olan Gavremzade Hacı Ab- (mülhak vakıf) mütevellileri, ahşap zarla-
dülkadir Ağa’nın ismine 1730 yılında rıyla ünlü, bu iki önemli eski Türk evi ile
Kayseri Şer’iyye Sicilleri’nde rastlan- ilgilenmemişlerdir. Abdülkadir Ağa’nın
maktadır. Bu tarihte Gavremzade Hacı vakfiyesinde karısı Ahmed kızı Fatma’dan
Abdülkadir Ağa’nın Zennecioğulları* ile ve mütevellinin okuması için bıraktığı
birlikte Kayseri’de ikiye ayrılan eşraftan, Hafız Osman Hattı Kur’an-ı Kerim’inden
meşhur mütegalibe Âyan Emir Ağa (Emir bahis bulunmaktadır. Abdülkadir Ağa
Ağaoğulları*) tarafında olduğunu gör- ikinci vakfını, 15 Ocak 1736 yılında kur-
mekteyiz. Kayseri’de ortaya çıkan bu da- muş ve yeni edindiği mülkleri evvelki
vaları halletmek üzere İstanbul’dan gön- vakfına ilave etmiştir.
derilen Divan-ı Hümâyûn çavuşlarından 1730 tarihinde aralarında çıkan anlaş-
Süleyman Ağa’yı bu grubun dövüp yara- mazlığı halletmek üzere İstanbul’dan ge-
lamaları ve İstanbul’a dönen Süleyman len görevlinin dövülmesi esnasında aldı-
Ağa’nın burada aldığı yaralar sebebiyle ğı yaralardan dolayı daha sonra ölmesi
kısa bir süre sonra ölmesi üzerine, 1730 üzerine Gavremzade dahil bütün suçlu-
tarihli fermanla Emir Ağa, Zennecizade ların İstanbul’a götürüldüğünü yukarıda
Osman ve Mustafa Ağalar ve Gavremza- belirtmiştik. 1749’da aynı şahısların Kay-
de Hacı Abdülkadir Ağa tutuklanarak İs- seri’de tekrar karşı karşıya gelmesi ve
tanbul’a götürülmüştür. ahaliye bir kısım zulümlerin yapılması
Hayatında dört defa vakıf kuran Gavrem- üzerine bunlardan Emir Ağa’nın tekrar
zade Hacı Abdülkadir Ağa, ilk vakfını 5 mahkeme edilip cezalandırılması yoluna
Şubat 1734 yılında yazdırdığı vakfiyeyle gidilmiştir.
kurmuştur. Burada kendisini, Kayseri’de 1736 yılından beri Kayseri’de devlet tara-
Fatih Sultan Mehmed döneminde Muta- fından mütesellimliği (mutasarrıf vekili)
savvuf, Şair Şeyh İbrahim Tennûrî* nes- kabul edilen Emir Ağa namlı Mehmed’in
linden olduğunu belirtip ismini Şeyh Safî halka zulmü devam ediyordu. Emir Ağa
evladından Seyyid Şeyh Hacı Ali’nin oğlu 1748 yılında Kayseri Mahkemesinden
Seyyid Hacı Abdülkadir olarak yazdır- Kâtip Seyyid Süleyman, Gavremoğlu
mıştır. Kayseri’de birçok önemli ailenin Seyyid Abdülkadir ve Mehmed Kethüda
Şeyh İbrahim Tennûrî ile bağlantısı bu- adlı kimseleri kendi evine götürüp ahali