Page 342 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 342

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                           GEÇ / 333 [813]


           lığında  yapılan  kazılarda,  höyüğün  III.
           Kültür Evresi’ne ait iki mimarlık katı ile
           yoğun  bir  yerleşmeye  sahne  olduğunu
           ortaya koymuştur. Dağınık olarak, daha
           geç ve daha yeni mimarlık katlarında ele
           geçen tasvirli orthostad parçalarına göre,
           burada önemli resmî yapıların varolduğu
           kesinlik kazanmıştır. Ancak bu tür kalın-
           tılar, kazılarda in-situ olarak ele geçme-
           miştir. Kültepe’de boya bezemeli serami-
           ğin ağırlıklı olarak kullanıldığı Geç Hitit/  Geç Hitit Dönemine ait Kültepe’de ele geçen
           Demir Çağlarına ait yapı katlarından ilki   “Kırların Koruyucu Tanrısı”nı tasvir eden taş
                                              kabartma (F. Kulakoğlu)
           MÖ IX. yüzyıl ile VII. yüzyıllarının ortası-
           na kadar, son yapı katının MÖ VII. yüzyı-
           lın  sonu,  VI.  yüzyılın  ilk  yarısına  kadar   sayıda  taştan  heykel  parçaları  ve  yazıtlı
           yaşadığı  saptanmıştır.  Demir  devrinde   stelleri derleyerek Kayseri Müzesi’ne ta-
           Asurluların akınlarına uğrayan Kültepe’-  şıdı  ve  birçoğunu  birleştirmiştir.  Tanrı
                                               başları, gövdeler, aslan ve sfenks heykel-
           nin  bu  döneme  ait  yapılarının  tahrip   lerine ait parçalar bugün orada sergilen-
           edildiğini, kırılan kabartma ve yazıt par-  mektedir.  Kurşunlar,  Ankara  Anadolu
           çalarının sonraki dönemlerin yapılarında   Medeniyetleri  Müzesi’nde  korunmakta-
           kullanıldığı gözlemlenmiştir. Hrozny ka-  dır. Gerek steller gerekse kurşun yazıtlar
           zılarında,  ele  geçen  “Kırların  Koruyucu   MÖ VIII. yüzyıl ortalarına tarihlenmiştir.
           Tanrısının”  tasvir  ettiği  taş  kabartma   Stellerden  birinde  adı  Ruwas  olan  kral,
           Kayseri Müzesi’ndedir. Erken yapı katına   kendisini Tabal’ın büyük kralı Tuvatis’in
           ait bir binayı süslemiş olmalıdır.   hizmetkârı  olarak  tanımlamaktadır.  Di-  Geç Hitit Dönemine ait
           Kululu:  Sarıoğlan*  İlçesi  sınırlarındadır.   ğer  bir  stel,  Kral  Panunis’in  mezar  steli   Kululu’da ele geçen heykel
           Köylüler  tarafından  haber  verilen  hiye-  olup,  çocukları  tarafından  ona  sunul-  parçaları (F. Kulakoğlu)
           roglifli bir stel nedeniyle 1940’lı yıllardan   muştur.  Panunis’in  hangi  Tabal  kralının
           beri  tanınmıştır.  1967  yılında  Kayseri   vasalı  olduğu  belirtilmemiştir.  Fakat
           Müzesi’ne getirilen ve her iki yüzü de hi-  özelliklerine göre, diğer Kululu yazıtları
           yeroglif  yazıtlı  ve  rulo  şeklinde  sarılmış   gibi MÖ VIII. yüzyıl ortalarına ait olmalı-
           kurşun bantlarla bir kez daha dikkat çek-  dır.
           miştir.  Bu  kurşunların  günümüze  kadar   Sultanhan: 1928’de Kayseri-Sivas demiryo-
           benzerlerinin  yalnız  Asur  kentinde  bu-  lu yapımında, toprak dolgu yapmak için
           lunmuş  olmaları  nedeniyle  Tahsin  Öz-  han yakınındaki höyükten toprak çekilir-
           güç,  Kululu  araştırmalarını  başlatmıştır.   ken  çıkartılan  yazıtlı  kaide  Ankara’ya   Geç Hitit Dönemine ait
           Tahsin Özgüç Boğazköy’de küçük ve da-  gönderilmiştir. Steli ise, 1935’de Kayseri   Sultanhanı’nda bulunan yazılı
                                                                                   kaide ve stell (T. Bligin)
           ha kalın benzerlerinin açığa çıkarıldığını   Müzesi’ne getirilmiştir. Günümüzde her
           ve bu eserlerin daha erken tarihli olduğu-  ikisi de Ankara’dadır. Yazıta göre, Wasu-
           nu da belirtmiştir. Tahsin Özgüç başkan-  sarmas’ın  vasalı  Sarvativaras  tarafından
           lığında, Kaletepe denilen 1527 m yüksek-  dağların  tanrısı  Tarhunzas’a  sunulmuş-
           likteki eski yerleşim yerinde, bir ay sürey-  tur. 1971’de K. Emre tarafından höyükte
           le yürütülen kazılarda beş ayrı mimarlık   başlatılan kazılarda stele ait kırık bir par-
           katı saptanmışsa da Demir Devri’ne özgü   ça,  Helenistik  döneme  ait  bir  yapının
           yerleşime in-situ olarak ulaşılamamıştır.   duvarında kullanılmış olarak bulunmuş-
           Karışık olarak ele geçen malzemede, De-  tur. Aynı yıl Ankara’da Anadolu Medeni-
           mir Devri seramiği ile Helenistik ve Ro-  yetleri  Müzesi’ne  götürülmüştür.  Müze-
           ma seramiğinin karıştırılmış olduğu göz-  de  steldeki  yerine  oturtuldu.  Yazıt  MÖ
           lenmiştir. Kazı heyeti, hem Kululu hem   740–730 yıllarında yaptırılmış olmalıdır.
           de  civar  köylerdeki  yapılar  veya  bahçe   Bu höyükte de “Geç Hitit-Demir Devri”-  Geç Hitit Dönemine ait
                                                                                   Hisarcık’ta ele geçen stell (J.
           duvarlarına örülmüş durumda olan çok   ne ait stelin çok tahrip olduğu, yamaçlar-  D. Hawkins)
   337   338   339   340   341   342   343   344   345   346   347