Page 373 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 373
[844] 364 / GES KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹
mimarisinin, Cumhuriyet dönemine bir Halk Müziği Arşivi’nde kayıtlı iki ayrı
yansıması olarak görebileceğimiz çeşme- versiyonundan 631 numaralı olan birin-
de, silmeler haricinde bezeme öğesi bu- cisini Muzaffer Sarısözen, Ahmet Gazi
lunmamaktadır. Ayhan’dan* derlemiştir; 4026 sıra numa-
Kaynakça: Özbek-Arslan, KTKVE, s. 661. rasıyla kayıtlı olanı ise hem kaynak kişisi
REMZİ AYDIN ve derleyeni, hem de notaya alanı Ahmet
Gazi Ayhan’dır. Birinci varyantı daha
GESİ BAĞLARI TÜRKÜSÜ yaygın olan türküyü, halk müziği sanatçı-
Gesi*, günümüzde Kayseri’nin bir ma- larının yanında bugüne kadar farklı mü-
hallesi konumunda olan, bir zamanlar, zik türlerine mensup pek çok ünlü sanat-
özellikle bağları ve mesire yerleriyle meş- çı okumuş, yorumlamıştır. Türkünün
hur bir yerleşim yeridir, kesin tarihi bilin- makamı uşşaktır.
memekle beraber, bundan yaklaşık sek- Kayseri ile özdeşleşen ve şöhreti nere-
sen doksan yıl kadar önce uzak bir diyar- deyse Kayseri ile yarışan Gesi Bağları
dan, bir rivayete göre İstanbul’dan Türküsü’nün her iki varyantının da Ah-
Gesi’ye gelin gelen bir genç hanımın yak- met Gazi Ayhan’dan derlenmiş olması-
tığı ve Gesi Bağları’nın bir leitmotif (ana nın doğal sonucu olarak aynı söz, usül ve
tema/temel motif) olarak tekrar edildiği makam özelliklerine sahip olduğunu gö-
için bu adla ünlenen türkü, Kayseri Yö- rüyoruz. Farklılık; birincisinin, gerçek
resi Türküleri içinde söz ve müzik yö- anonimlik özelliği gösteren tüm köy tür-
nünden karakteristik özellikler taşıyan külerinde olduğu gibi daha sade, gereksiz
gerçek bir mahallî klasik örneğidir. TRT süs ve gösterişten arınmış, kolektif deha-
nın izlerini taşıyan bir türkü olması; ikin-
cisinin ise daha sanatkârane işlenmiş ve
süslenmiş, bireysel yeteneğin kendini
gösterdiği bir ‘şehir türküsü’ olmasıdır.
Eserin bu yorumunu, özellikle Kayseri
Yöresi Türküleri’nin geleneksel tavır ve
üslubuna hâkim olan Ahmet Gazi Ay-
han’ın, bestecilik yeteneğinin de dürtü-
süyle, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, “ge-
leneğin yeni bir dil ve üslupla ifadesi”
anlamında başarılı bir çalışma olarak
değerlendirmek gerekir.
Türkünün bazı yazılı ve sesli kayıtlarda
değişik isimlerle yazılıp söylendiğini gö-
rüyoruz. Mesela, aslen Ürgüplü olan ama
Kayseri yöresine ait pek çok türküyü
1940’lı yıllarda taş plaklara okuyarak
meşhur eden Refik Başaran “Kersi Bağ-
ları” şeklinde söylerken; Prof. Dr. Ahmet
Caferoğlu başkanlığındaki bir heyetin
1946 yılında yaptığı ağız derlemelerinin
yer aldığı Orta Anadolu Ağızlarından
Derlemeler adlı kitapta Osman Gonal-
ga’dan “Gessi Bağları” adıyla derlendiği-
ni görüyoruz. Mehmet Özbek’in Folklor
ve Türkülerimiz kitabında da kaynak kişi
Osman Gonalga ve türkünün adı “Gessi
Bağları”dır. Ahmet Şükrü Esen’in Ana-
Gesi Bağları Türküsü notaları (M. Kınık Arşivi) dolu Türküleri kitabında ise diğer kay-