Page 383 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 383
[854] 374 / GEV KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹
tür. Bu sürede Bizans İmparatorluğu’na
karşı gaza ve cihada devam etmiş, Sel-
çuklu ticaret kafilelerinin İstanbul-Kon-
ya arasında saldırıya uğraması üzerine,
ordusunun başında Bizans arazisine gir-
Gevher Nesibe Çeşmesi’ne ait kitabe
(Yıldıray-Arslan KTKVE) miş, fütuhatta bulunmuş, çok sayıda esir
ve ganimet elde etmiştir. Deftere kaydet-
tiği esirleri, daha önce Bizans tarafından
Çeşmede süsleme olarak, profilli silme- tahliye edilen Akşehir’e iskân etmiştir.
ler, ayna taşı üzerindeki rozet ve padişah Ağabeylerinden II. Rükneddin Süleyman
tuğrasından bahsedilebilir. Ayrıca çeşme Şah’ın Konya tahtını ele geçirmesiyle I.
nişinin üzerini örten küresel örtüyü oluş- saltanatı sona ermiş, sekiz yıl sürecek
turan tasların ışınsal olarak dizilmesiyle, olan maceralı gurbet yolculuğuna çık-
cephede zengin bir görünüşün oluşması mıştır. Güzergâhında bulunan Çukuro-
sağlanmıştır. va, Elbistan, Malatya, Halep, Diyarbakır,
Gevher Nesibe Çeşmesi’nde olduğu gi- Ahlat ve Canik’te sultana yaraşır biçim-
bi, çeşme nişinin küresel örtü ile kapa- de karşılanmış ve yolcu edilmiş, deniz
tılmasıyla ilgili uygulamayı Kayseri’de yoluyla İstanbul’a gitmiş, orada saray
ilk defa Göllü Çeşmesi’nde (1551) gör- mensuplarından Mavrezomes’in kızıyla
mekteyiz. Daha sonra bu uygulamayla evlenmiş, İstanbul’un Haçlılar tarafından
Mıhlım I (1774), Büyük Çeşme Sokağı işgali üzerine adalardan birine geçmiş,
(XVIII. yüzyıl ortaları) ve Talas Hacı 1205’te II. Rükneddin Süleyman Şah’ın
Ahmed Efendi (1885) çeşmelerinde de vefatı üzerine Konya’ya gitmiş, ikin-
karşılaşılmaktadır. M 1728 yılında onarı- ci kez tahta oturmuştur. Oğullarından
lan Gevher Nesibe Çeşmesi’nin taşıdığı İzzeddin’i Malatya’ya, Alâeddin’i Tokat’a,
mimari özellikler dikkate alındığında, Celaleddin’i Koyulhisar melikliğine ta-
büyük bir ihtimalle XVII. yüzyıl içerisin-
Gıyâseddin Keyhüsrev I yin etmiştir. I. Gıyâseddin Keyhüsrev’in
Dönemine ait bakır paranın de inşa edilmiş olabileceğini düşünmek- ikinci saltanatı (1205–1211) Bizans’ın tü-
ön ve arka yüzü teyiz. İnşa tarihinden sonra 1728 ve 1871 revleriyle, Ermenilerle, Haçlılarla müca-
(H. Erkiletlioğlu Arşivi) tarihlerinde de onarılan çeşmenin oriji- delede, aynı zamanda Anadolu’nun imar
nal sekileri ile su yalağı, günümüze ula- ve inşasında geçmiştir. Maraş ve Antalya
şamamıştır. Çeşme 1988 yılında inşa fethedilmiş, Antalya’da “Emîr-i Sevahil-
edildiği yerden sökülerek bugünkü yeri- lik” kurulmuş, ticaret hacmi genişlemiş,
ne nakledilmiştir.
yolların güvenliği sağlanmış, 30–35 ki-
Kaynakça: Denktaş, Su Yapıları s. 58-60; lometrede bir kervansaray inşasına baş-
Ömer Yörükoğlu, Kayseri Çeşmeleri, Kayseri,
1987, s. 15. lanmış, eş zamanlı olarak medreseler,
MUSTAFA DENKTAŞ dârüşşifalar, camiler vb. yapılara hız ve-
rilmiştir.
GEVHER NESİBE DARÜŞŞİFASI bk. ÇİFTE Sultan Gıyâseddin Keyhüsrev Kayseri’de
MEDRESE de önemli işler yapmıştır. En önemlisi
1206 tarihli dârüşşifa ve medresesidir.
GIYÂSEDDİN KEYHÜSREV I Kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan* adına
II. Kılıçarslan’ın küçük oğlu, veliaht şeh- yaptırttığı bu kurum, dünyanın ilk tıp fa-
zadesi, Uluborlu Meliki, Türkiye Selçuk- kültesi olma özelliğine sahiptir. Her türlü
lu Devleti’nin beşinci sultanıdır. Melik- hastalık tedavi edildiği gibi uygulamalı tıp
liğinde batı uç bölgesi Türkmenlerinin eğitimi de veriliyordu. Danişmendli Meh-
çoğu ona bağlıydı, ağabeyleri Muhiddin med Gazi*’nin Cami-i Kebir* (Ulu Camii)
Mesud ve Kutbeddin Melikşah’ın kuv- onun zamanında onarılmış, Danişmendli
Gıyâseddin Keyhüsrev I vetleriyle III. Haçlı Seferi’ni teşkil eden Mahmud Yağıbasan’ın kızı Atsız Elti Ha-
Dönemine ait sikkenin ordulara ağır kayıplar verdirmiş, 1192’de
ön ve arka yüzü tun* Camii de inşa edilmiştir. “Dârülfeth”
(H. Erkiletlioğlu Arşivi) başlayan birinci saltanatı dört yıl sürmüş- unvanını taşıyan Kayseri, Selçuklu sul-