Page 385 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 385
[856] 376 / GIY KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹
ler arasındaki rekabet yüzünden bir oto- den geliyor. Globule’nin kelime anlamı,
rite boşluğu doğdu. Askerî, idari, mali, il- küçük, yuvarlak, kürecik demektir. Bu
mî, dinî ve ekonomik sistem yanında hak bitkiye İngilizler Guelder rose, Hollanda-
ve adalet düzeni de bozuldu. Yerine Alâ- lılar Gelderse roos, Almanlar ise Gemei-
eddin Ali* sultan oldu. ner Schneeball diyorlar. Diğer dünya dil-
Kaynakça: Aziz b. Erdeşir-i Esterebâdî, Bezm u lerinde ise bola de nieve, olvon, krosved,
Rezm, İstanbul 1928, s. 167-168; Trk. Trc., Mür- kvalkved, karina koralowa, koiranheisi
sel Öztürk, Kültür Bakanlığı, Ankara 1990, s. gibi isimler kullanılmaktadır.
161-162; Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, Bu bitkinin yetiştiği coğrafya, Kuzey
SAD I (1969), Ankara 1970, s. 121-123; Gelibo-
lulu Mustafa Ali, Füsulu’l-Hallü Akd, İÜ Ktp, Amerika, Meksika, Kanada ve Avrupa’da
nr. 9783, vrk. 103 b; Halil Edhem, Kayseriyye ise Kuzey İrlanda... Türkiye’de de yetişti-
Şehri, İstanbul 1334, s. 113, Haz. Kemal Göde, ğini bilenlerin sayısı oldukça azdır. Özel-
Kayseri Şehri, Ankara 1982, s. 139; Hüseyin likle Kayseri’de Bünyan, Akkışla ve Gesi
Hüsameddin Efendi, Amasya Tarihi, İstanbul yöresinde bu bitki önemli ölçüde yetişti-
1329-1332, s. 33, 37, 44, 50; İ. Galip, Takvim,
İstanbul 1309, s. 105; İnayetullah Efendi, Eratna riliyor.
Tarihi, Süleymaniye, Murat Molla/Lala İsmail Türkiye’de değişik adlarla halkın şifalı
Ktp., nr. 744/7, vrk. 153; Kemal Göde, Eratnalı- bitki olarak kullandığı gilaburu bitkisini
lar (1327-1381), Ankara 1994, s. 87-102; Os- Amerikalı bilim adamlarının keşfi Kana-
man Turan, İstanbul’un Fethinden Önce Ya- da’da XIX. yüzyılın sonlarında olmuştur.
zılmış Tarihi Takvimler, Ankara 1954, s. 70/71,
72/73; İ. H. Uzunçarşılı, “Sivas-Kayseri ve Do- Kuzey Amerikalılar ve Kanadalılar, bu
laylarında Eretna Devleti”, Belleten XXXII / 126 bitkiyi Kayseri ve yöresindeki halkın kul-
(1968), s. 177-189; Şikâri, Karamanoğulları landığı biçimde kullanıyorlardı. Sonba-
Tarihi, Neşr. M. Koman, Konya 1946, s. 61-88; harda toplanan meyveleri daha sonra
Yaşar Yücel, Kadı Burhaneddin Ahmed ve meyve likörü veya şurup yapıp içiyorlar-
Devleti, Ankara 1970, s. 21-23. dı. Bu çalı türü genellikle sulak yerlerde
KEMAL GÖDE
ve bataklıklarda yetişiyordu. Anadolu’da
GIYÂSİYE MEDRESESİ bk. ÇİFTE olduğu gibi tarlaların ve bahçelerin kena-
MEDRESE rına dikerek aradaki sınırı da bu bitkiyle
çizmiş oluyorlardı.
GİLABURU (VİBURNUM OPULUS)
Kayseri Bölgesi’nde “gilaburu, gilebolu, Kimyasal Bileşimi
kiraboğlu” gibi isimlerle bilinen bir bitki Gilaburunun kabuksuz, zarlı tanecikleri-
türüdür. Türkçede kullanılan “gilaburu” nin içerisinde valerianik asit, fosenik asit,
sözü, Latince kökten gelen ve bugün İngi- viburnik asit, volatile asit (gaz hâline dö-
lizcede de kullanılan “globule” kelimesin- nüşebilen, buharlaşan asit) ve kırmızı
renk maddesi var. H. Kramer, bunlara
ilaveten demir şurubu, çivit, tanen ve
kendine has acı, ekşi bir tadı olan özün
(viburnum) nötr, yani ne asit ne baz oldu-
ğunu, eterde ve alkolde çözülebilen ama
suda çok az çözülebilen şekilsiz, beyaz
bir toz olduğunu keşfetti.
Tıpta Kullanımı
Kızılcığa benzeyen bu bitki spazm çözü-
cü etkisi nedeniyle Amerika’da genel
olarak cramp bark ismiyle biliniyor. Bu
bitki krampların yumuşaması, gevşemesi
ve bütün spazm çeşitlerine, astıma, histe-
riye (peri hastalığı) ve kadınların değişik
Gilaburu bitkisi uzuvlarındaki (kol, bacak) kramplarına