Page 104 - kayseriden_kopan_turku
P. 104

özel yer göstermişler. Hatta mezarlığın etrafında bulunan çam ağaçlarını karanfillerle süslemişler. Ancak
                          bana son defa yüzünü görmemi istemişlerdi. Ama biz kadınlar olarak arkada duruyorduk ve namahrem
                          olarak biliyordum.
                          Şimdi son defa yüzünü açıp Onu öpmediğime o kadar pişmanım ki.

                          Şu noktayı da söylemekte fayda var. Öleceğini biliyordu ve bana özellikle şunu vasiyet etmişti: “Özlem
                          evlenmeden sakın evlenme.”

                          Kendisinden sonra evleneceğimi zannetmiş. Ama ben evlenmedim ve Onun manevi hatırasını evimde her
                          zaman kişiliğimle yaşattım. Hastalığı sırasında makineye bağlı olduğu halde bana: “Yıldız hasta olma. Yıldız
                          hasta olma.” derdi. Ben ağlıyorum ama Ona göstermiyorum. Ben de kendisine şöyle söylerdim: “Öyle ya!
                          Hasta olursam seni buraya kim getirecek. Senin önünde kim koşacak.” Yine bana o sıralar şöyle söylüyordu:

                          —“Sakın radyodan ayrılma. Her zaman radyo sanatçısı olarak kal. Türkü okumaktan vazgeçme.” “Ben de kendi-
                          sine: “Ayhan! Senin hastalığına çok üzülüyorum. Kapılarda bekliyor, arabada yatıp kalkıyorum. Bu şartlar altında
                          bende ses mi kaldı.”dedim. Ben Onun tavsiyesine uydum ve çocuk yaşta girdiğim radyodan torun sahibi olarak
                          ve 46 yıl süren hizmetten sonra emekli oldum.
                          Ona neden “Ayhan” dediğime gelince. İlk eşi Ona” Ahmet” demiş. İkincisi “Gazi,” demiş. Ben Onu “Ayhan”
                          olarak yakaladım ve bir daha da benden kurtulamadı. Bu bağlamda bir gün Atatürk’ün manevi kızı Ülkü
                          Hanım, bir sohbetimiz sırasında şöyle demişti: “Ahmet Gazi Ayhan seni büyük bir fanusun içine koymuş ve sen
                          senelerce o fanusun içinde kalmışsın. Kırmaya ve çıkmaya çalışmamış aksine içinde yaşamak istemişsin.”

             104          İyi ki de yapmışım. Çünkü beni, namusumu düşünen, benimle ilgilenen bir kocam vardı. Bazen sahnedey-
                          ken şaka yapardım, O benim kocam, organizatörüm, bağlamacım, şoförüm, tamircim, çocuklarımın babası
                          diye. Mutluyum Kayserili bir üstatla evlendiğim, Ona hizmet ettiğim için. Ayrıca Ayhan’ın doğduğu köye,
                          Erciyes Üniversitesi eski Rektörü Sayın Mehmet Şahin’in sayesinde heykeli dikildi. Bu bağlamda da bütün
                          Kayserililere teşekkür ediyorum. 2011 yılında Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Başkan Mehmet Özhaseki’nin
                          talimatıyla Kayseri Şehir Tiyatrosunda “Ahmet Gazi Ayhan Sanat Gecesi ” yaptı. Sunuculuğunu Yazar Ahmet
                          Sıvacı’nın yaptığı geceye ben, kızlarım, kardeşim Sümer ve torunlarımla katıldık. Dört gün misafiri olduk
                          Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin. Çok mutlu oldum çünkü hemşerileri Onu unutmamışlardı. Bu bağlamda
                          bir şey daha söylemek istiyorum. Tekirdağ Çerkezköy’de adım bir sokağa verildi. İsterdim ki mademki ben
                          Kayseriliyim. Mademki ben Kayserili bir sanatçıyım. Kayseri’de de adım bir sokağa verilsin. İnşallah bir gün
                          bu da gerçekleşir.

                          51 yaşında dul kaldım. 4 torunum var. Ayrı yaşıyorum ama Nurdan ve kardeşim Sümer çok yakınımda otu-
                          ruyorlar.
                          Namazımdayım.

                          Tespihimdeyim.
                          İstediğim tek şey;
                          Kelime-i Şehadet getirerek ruhumu teslim etmek.

                                                                                                   Yıldız Ayhan
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109