Page 46 - Kültepe Kaniş
P. 46
Prof. Dr. Cahit Günbattı | Kültepe - Kaniş
bulunmaktadır. Hitit tarihinin başlangıç dönemi için son derece önemli bilgiler içeren
bu metinden Anitta’nın babası Pithana’nın Kuşşara şehrinden hareket ederek, Kaniş’le
17
aynı yer olduğu belgelenmiş Neşa şehrini bir gece baskınıyla ele geçirdiğini öğreniyoruz:
18
“Neşa kralı Kuşşara kralına savaş açtı. Kuşşara kralı (Kuşşara’dan) aşağıya çok sayıda
(askerle) geldi. Neşa’yı geceleyin şiddetli bir hücumla zaptetti. Neşa kralını yakaladı ve Neşa-
lılar’dan hiçbirisine kötülük etmedi. Onları kendisine ana, baba yaptı.” Metnin devamında
çevre ülkelere karşı kazandığı zaferlerden övünerek söz eden Anitta, Zalpuwa ülkesi ile
yaptığı savaşı şöyle anlatmaktadır:
“Babam Pithana’dan sonra deniz kenarındaki Zalpuwa’ya bir sefer yaptım ve deniz kena-
rındaki Zalpuwa’yı yendim. ……… Zalpuwa’daki denize kadar olan bütün yerleri zaptettim.
Eskiden Zalpuwa kralı Uhna tanrı şiu’nun (heykelini) Neşa’dan Zalpuwa’ya götürmüştü.
19
Arkadan ben büyük kral Anitta tanrı Şiu’nun (heykelini) Zalpuwa’dan tekrar Neşa’ya getirdim.
Zalpuwa kralı Huzziya’yı da sağ olarak Neşa’ya getirdim.” Bu bilgiden, Anitta kral olmadan
önceki bir tarihte Zalpuwa’nın Neşa’yı ele geçirdiği anlaşılmaktadır.
telaffuzları birbirine çok yakın yer adları geçmektedir. Bunların lokalizasyonları hakkında çok farklı
görüşler bulunmaktadır. Zalpuwa’nın Bafra’daki İkiztepe olduğu konusunda birçok araştırmacı görüş
bildirmişlerdir. Bkz. Kh. Nashef 1991, s. 139-140; G. Barjamovic 2011, s. 107 v. d.
Boğazköy Hattuşa’da bulunmuş Hititçe bir metin (KBo XII, 2) Zalpuwa’nın yerinin tespiti için önemli bir
kaynaktır. İlginç bir hikâyenin anlatıldığı bu metinle Kaniş ile Neşa’nın aynı yer olduğu da doğrulanmıştır:
Kaniş kraliçesi bir defada otuz erkek çocuk doğurdu. O şöyle dedi: “Ne biçim (yaratıklar) doğurdum!” Tekneleri
ziftle (ı) sıvadı ve çocukları içine koydu ve onları ırmağa bıraktı. Irmak onları Zalpuwa ülkesindeki denize
götürdü. Tanrılar çocukları denizden aldılar. Onları büyüttüler. Aradan yıllar geçince kraliçe bu sefer bir defada
otuz kız çocuğu doğurdu. Onları kendisi büyüttü. Erkek çocuklar tekrar Neşa’ya (gitmek üzere yola) çıkarlar
ve eşek (leri) sürerler. Onlar Tamarmara şehrine geldiklerinde şehir halkı şöyle dedi: “Burada misafir odalarını
ısıtınız ve bir eşek bir tane yavrular.” Çocuklar şöyle cevap verdiler: “Biz nereye vardıysak bir kadın bir çocuk
doğurur. Bizi ise annemiz bir defada doğurdu.” Bunun üzerine Tamarmara şehri halkı şöyle dedi: “İlk olarak
Kaniş kraliçemiz de bir defada otuz kız çocuk doğurdu.” Bunun üzerine oğlanlar hemen ortadan kayboldular.
Oğlanlar aralarında şöyle konuştular: “Kimi arıyoruzı Annemizi bulduk. Gelin Neşa şehrine gidelim.” Neşa’ya
geldiklerinde tanrılar onlara başka bir yürek verdiler. Anneleri oğullarını tanımadı ve kızlarını oğullarına
verdi. İlk oğlanlar kız kardeşlerini tanımadılar. Sonuncusu tanıdı ve şöyle dedi: “Onları, kız kardeşlerimizi mi
alacağızı Onlara yaklaşmayın. Böyle bir hareket doğru değildir.” (Tabletin devamı kırıktır).
Metinde bahsedilen ırmağın Kızılırmak, denizin ise Karadeniz olduğunda şüphe yoktur. (Çeşitli
yerlerde işlenmiş olan bu metnin Türkçe çevirisi S. Erkut, “Hititlerden Eski Bir Anadolu Hikayesi”
Argos Gemicileri 6, s. 21-24 ve S. Alp, “Hitit Çağında Anadolu”, Ankara, 2000, s. 56’da verilmiştir.)
17 Kayseri’nin güneydoğusunda bir yerde bulunan Kuşşara Erken Hitit tarihinin önemli şehirlerindendir.
Hitit devletinin kurucusu sayılan I. Hattuşīli saltanatının ilk yıllarını burada geçirmiştir (A. Ünal 2002, s.
66). Kuşşara’yı Kültepe tabletlerinden de tanıyoruz. Burada bir Asur kolonisi (wabartum) bulunuyordu.
18 Bu konuda bkz. S. Alp 1963, s. 371.
19 Eski Önasya’da krallıklar arasındaki savaşlarda galip gelen tarafın, yenilen tarafın, ilk sırada tapılan
bir tanrısının heykelini de savaş ganimeti olarak götürmesi bir gelenekti.
46