Page 96 - seyrani_siir_yarismasi
P. 96
Sallar içli makamlar hüzün denen beşiği,
Hıçkırırken nameler aşığı mecnun eder,
Heyhat her Mecnun’a bir Leyla yazmamış kader…
Saçlarını sererken güneş ufkun koluna,
Vuslat adlı ümidim birden tutuşur yanar.
Karanlıklar batarken, hicran doğar yoluna…
Aklıma sen düşünce dilimde ahlar yanar,
Ateş sağanak olur, yağar gönül çölüne,
Kızgın kumlar tutuşur döner volkan gölüne…
Hangi çöl dayanır ki firakının narına?
Yakarken asumanı kalbe düşen bu ateş…
Dünü verdim toprağa, mezar kazdım yarına
Anladım ki sensizlik ölüm ile öz kardeş.
Zaman çare olmuyor, yara iner derine
Hayalini mi sarsam kalbe deva yerine?
Kim öder vebalini uykusuz gecelerin?
Yıldızlardan süzülen şiirleri kim okur?
Kan damlar arasına ağlayan hecelerin
Hasret ömrüme niçin hüzün ve keder dokur?
Kim bilir derdi neydi devlerle cücelerin?
Anlasam, neden başı dumanlı yücelerin?
Hangi imge yüklenir tasvir için halimi?
Hangi maznun anlatır beni sana ben gibi?
Hangi nehir götürür denizlere selimi?
Hangi kor ateş yakar beni seni sen gibi?
Ceza ver ister isen, kesip sustur dilimi.
Kır, inleyen sazımı, kopar gönül telimi!
96