Page 97 - seyrani_siir_yarismasi
P. 97
Sor! halimi bir kere, neden içim yanıyor?
Hangi fırtına beni sarıyor kollarına?
Sor! Göz pınarlarımdan hangi bulut kanıyor
Nöbetçi diye beni kim dikti yollarına?
Kaç yaprak düştü yere umut ağacından? Sor!
Sensiz yaşamak değil, bil ki sensiz ölmek zor!
Ben mi acizim? Yoksa kelimeler mi aciz?
Anla diyorum anla, ne olur anla beni!
Kondu gönül mülküme hasret denilen haciz…
Gözyaşımda kaybettim ne yazık ki ben seni,
İstersen ölmüşüm say, adımın üstünü çiz,
Eğer silinecekse gönlüme düşen bu iz…
Ey zarif kelebeğim, ey nur suretli ayım,
Ey göğümü süsleyen benim kutup yıldızım.
Hicran mıdır aşkından gönlüme düşen payım?
Neden bu kadar çok sen varken hala yalnızım?
Kaynar, kaynar her gece içimde gayya kuyum,
Ah neden değişmez ki seni düşünmek huyum?
Ne seninle olmayı, ne kaçmayı becerdim,
Senden başlar hicretim, sende biter doğrusu.
Ne hicrana mahkûmum, ne vuslatına erdim,
Bir Ârâftır bu dünya, ben şaşkın bir yolcusu…
Yaşamak eğer buysa hayatı sele verdim,
Ben hiçliğe talibim, yaşamak değil derdim.
Yokluğunda dilenmek, varlığında tutuşmak…
Titreyen ellerimin kaderiymiş boşluklar.
Suretinle lal olup, hayaline sataşmak,
97