Page 11 - Avariz Ve Cizye 1
P. 11
3 5 4 6 10 5
defterlerden suretler çıkarılmakta ve mahalli kadılara nüzül emirleri Sürsat; Ordunun hareketinden önce takip edeceği askerî yol, bu yollar üzerinde olarak XVII. yüzyıl başlarından itibaren, Osmanlı yönetimi için doğrudan merkez
gönderilmekteydi. Tevziat, tahsilât ve nakliyatın süratini temin maksadı ile divan-ı konaklayacağı yerler, menziller, kısa bir süre için istirahat edeceği oturaklar, tayin hazinesi adına toplanan nakdî gelirler birinci derecede önemli hale gelmişti. Buna
hümâyun, maliyeden taşraya gönderilen emirlerin herhangi bir sebeple gecikmesi ediliyor ve bu konaklarda ordunun yiyecek ve yem olarak sarf edeceği zahire miktarı bağlı olarak özellikle cizye ve avârız gelirleri ve bu gelirlere esas teşkil eden nüfusun
ihtimalini düşünerek, kadıların yanlarında olan avârız hanesi defter suretlerine göre un, ekmek, arpa, koyun, yağ, bal, ot, saman, odun tespit ediliyor ve kadılara emirler tespiti büyük bir önem kazanmıştı. Söz konusu sayımların ayrıntılı sonuçlarını ihtiva
tevziatı yapmaları ve derhal harekete geçmelerini emrediyordu. Tekâlif emrini alan gönderilerek bu zahirenin temini isteniyordu. Yürüyüş halinde bulunan orduların eden bu mufassal defterlerdeki rakamsal veriler, Osmanlı malî bürokrasisi tarafından,
kadılar, merkez kazası için her mahallenin önde gelen bir kimsesini çağırıyor ve yol boyunca iaşesini sağlamak üzere halktan alınan bu aynî mükellefiyete sürsat adı ya köy-şehir ve mahalle ölçeğinde ve nefer ile avârız hanesi miktarlarının birlikte
onların huzurunda mahallede kayıtlı ve avârız hanesi hesabına dâhil şahıslar âlâ, veriliyordu. Kelime manası ile belli miktardaki erzakın muayyen bir yere sürülmesi, verildiği ya da imparatorluğun temel idarî-adlî birimi kaza ölçeğinde yalnızca avârız
evsât ve ednâ olmak üzere tahammüllerine göre adalet ile tevzi ediyor ve nakledilmesi, birliklere satılması işlemlerini ifade eder. Sürsat ile ilgili gönderilen hanesini gösteren özetlenmiş ayrı defterler halinde muhafaza edilmiştir. Defterlerden
topluyordu. Köylerde ise bu iş, köy imamı ve kethüdası tarafından yapılıyordu. emirlerde menzile götürülen zahirenin satılacağı, zahire sahiplerine kâr, ordunun elde edilen verilere dayalı olarak yapılan çalışmalarda, özellikle XVII. yüzyıla ait
6
Avârız hanesinin toplamı olarak, her kazadan istenen hububat miktarını tespit iaşesinde de bir genişleme ve ferahlama sağlanacağı zikredilmektedir. nüfus ve iskân ile ilgili önemli veriler elde edilmiştir.
10
eden oran, her zaman aynı değildi. Bu oran, ülkedeki hububat üretimi ve cephede Harbe hazırlık emirleri verilirken, merkez ve taşrada sürsat olarak ordunun Osmanlı Arşivi’nde muhtelif kataloglarda 1640–42 yıllarında, İmparatorluk
savaşan askerin sayısına göre değişmektedir. Nüzül umumiyetle un ve arpa olarak iaşesi için, her kazânın ihraç edeceği sürsat türü un, ekmek, arpa, koyun, yağ, bal vs. çapında gayet kapsamlı bir cizye ve avârız tahririnin yapıldığı ve bunun sonuçlarını
alınıyordu. Arpa ordu hayvanatının yemi olarak sarf ediliyor, un tahsilâtı ile de miktarı sevk edileceği menziller belirtilerek kadılara, emirler gönderiliyordu. Her ihtiva eden birçok mufassal avârız defterinin hazırlandığı bilinmektedir. Bu tür
11
ordunun hareket ve savaşma gücü ile bağdaşmayan zaman gerektiren külfetlerden kadının ordunun ulaşmasından önce kazasından istenen miktardaki erzakı, tahrirlerin 1650 yılına kadar çeşitli fasılalarla devam ettiği anlaşılmaktadır.
kurtulmuş olunuyordu. Nüzülün reayadan toplanması, emredilen yere taşınması ve emredilen menzile nakletmesi ve orada un, ekmek, arpa, yağ, bal ve odunu nüzül Bu tür mufassal avârız defterleri içerisinde ne önemli olanlardan birisi de
orduya nüzül eminine veya savaş sahası gerisindeki ambarlara teslim edilmesi eminine, kasaplık koyunları ganem eminine teslim edip makbuz alması gerekiyordu. Erzurum Eyaleti’nin tahrir eden cizye ve avârız muharriri Cafer Efendi’nin
vazifeleri, kadılara verilmişti. Kadılar, kazalarından ihraç ettikleri nüzülü temin Sefer güzergâhına yakın olan kazalar sürsatı aynî olarak, uzak yerlerdeki kazalar ise hazırlamış olduğu MAD 5152 numaralı ve 1642 tarihli defterdir. Erzurum’a bağlı
12
ettikleri hayvanlara yüklüyor, çoğu defa kafile kervanının başına geçip, hububatı nakdî olarak teslim ediyorlardı. Sürsatın aynî olarak alındığı kazaların kadıları, merkez ile birlikte 14 kazâ kayıtlıdır. Defterin girişinde yer alan kayıttan Erzurum
tayin edilen yere götürüyor ve orada ilgililere teslim ediyordu. Teslim ettiği hububat istenen malları temin etmek ve hayvanlara yükleyip, belirlenen yere nakletmek gibi Eyaleti’nin Sultan İbrahim’in emriyle Evail-i Cemaziyel-evvel 1052 / 28 Temmuz- 6
karşılığında da temessük alıyordu. görevleri yaparlarken, sürsatın bedelini tahsil etmek için merkezden Ağustos 1642 tarihinde tahrir edildiği anlaşılmaktadır. Mufassal olup, bölge ile ilgili
7
Olağanüstü hallerde, ordunun iaşesi (provizyonizm) için halktan talep edilen görevlendirilmiş tahsil memurları gönderiliyor ve sürsat bedelleri tahsil ediliyordu. önemli bilgileri ihtiva etmektedir.
13
nüzülün arpa ve un gibi aynî olarak alınması gerekiyordu. Ancak Osmanlı Nakden ödenen sürsatın bedelleri ordu hazinesine, Padişah seferde ise hazine-i Erzurum Eyaleti muharriri olan Cafer Efendi’nin 1642 tarihli Kayseri avârız
Devleti’nde, toplum hayatında ziraatın hâkim rolü yanında, para ekonomisi de amireye yatırılıyor ve harbin diğer ihtiyaçları için sarf ediliyordu. defterinin hazırlanmasında da etkili olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim defterin giriş
9
oldukça yaygındı. Nitekim nüzülün ayni olarak alındığı gibi, nakdî olarak da tahsil Osmanlı hazinesinin önemli gelirleri arasında yer alan avârız vergisi, kısmına eklenen açıklamada Kayseri Avârız defterini hazırlayan Keygan Ağa’dan
edildiği görülmektedir. Devlet ordunun ihtiyacı olan hububatın aynen teslimini, başlangıçta düzenli olarak tarh edilen bir vergi değil iken sonradan uzayan harpler, başka çağdaşı olan Cafer Efendi’nin ismi de kaydedilmiştir. Bu iki muharririn
14
ihtiyacı aşan miktarların ise nakden verilmesini istiyordu. Böylece nüzül ve sürsat, ekonomik sıkıntılar, timar sisteminin bozulması vb. sebeplerden dolayı her yıl katkılarıyla hazırlanan 1642 tarihli avârız defteri burada incelenmiştir.
imparatorluğun harp sahasına yakın ve büyük askerî yolların civarında bulunan ödenen bir reaya vergisi haline gelmiştir. Özellikle tahrir geleneğinin terk edildiği
bölgeler için aynî bir mükellefiyet, bu hudutlar dışında kalan yerler için nakdî bir XVII. yüzyılda, avârız vergilerinin tahsili için düzenli avârız defterleri tutulmaya
vergi haline geliyordu. Nakdî olarak alınma usulü XVI. yüzyıl sonları ve XVII. başlamıştır. Bu defterlerden bazıları mufassal olarak hazırlanmış olup, tahrir 10 Oktay Özel, “17. Yüzyıl Osmanlı Demografi ve İskân Tarihi İçin Önemli Bir Kaynak: Mufassal
Avârız Defterleri”, XII. Türk Tarih Kongresi (Ankara, 12–16 Eylül 1994), Kongreye Sunulan Bildiriler,
yüzyılda yaygın olarak başvurulan bir uygulama idi. defterlerindekiler kadar ayrıntılı bilgiler vermektedirler. c. III, Ankara 1999, s. 735–743
8
11 O. Özel, “Mufassal Avarız Defterleri”, s. 739.
12 Cafer Efendi adına Erzurum’da inşa edilmiş ve Caferiye Camii adını taşıyan bir camii ve buraya vakfedilmiş
6 Lütfi Güçer, XVI-XVII. Asırlarda Osmanlı İmparatorluğu’nda Hububat Meselesi ve Hububattan Alınan Mufassal Avârız Defterleri çok sayıda vakıfları vardı. Cafer Efendi’nin aynı tarihlerde Karahisar-ı Şarkî Livâsı’nı da tahrir ettiği, 1053’te
Vergiler, İstanbul 1964, s.75. XVI. yüzyılın sonlarına doğru, İmparatorluğun içine girdiği büyük mali kriz, ise Erzurum Eyâleti’ndeki cizye gelirlerinin kaydedildiği başka bir defter daha hazırladığı görülmektedir.
7 Güçer, Hububat Meselesi, s.765–77; Hemen hemen bütün seferlerde bu usulün kullanıldığı BOA. MAD. 299; BOA. MAD. 7521; BOA. MAD. 2929.
görülmektedir. Bkz. Mehmet İnbaşı; “The Register of Expenditures of Murat IV’s Bagdat paranın ayarında meydana gelen düşüşler ve iç karışıklıklar Osmanlı idarecilerini, o 13 Mehmet İnbaşı, “1642 Tarihli Avârız Defterine Göre Erzurum Şehri”, Türk Kültürü İncelemeleri
Campaign”, Acta Orientalia, vol. 54/4, Budapest 2001, s.499. zamana kadar olağanüstü zamanlarda alınan avârız-ı divaniye ve tekâlif-i örfiye Dergisi, sayı IV, İstanbul 2001, s. 9–32; Aynı yazar, “Bayburt Sancağı (1642 Tarihli Avarız Defterine
8 Güçer, Hububat Meselesi, s.81–87; Bu tür uygulamalara XVI. yüzyıl ortalarında da rastlanmaktadır. vergilerini sürekli ve düzenli vergi haline getirmelerine sebep oldu. Bunun sonucu Göre)” Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi cilt 10/1, Erzurum 2007, s. 89-118; Aynı yazar, Osmanlı
Nitekim Kanuni Sultan Süleyman’ın seferleri sırasında birçok bölgeden nüzülün bedeli alınmıştı. İdaresinde Tortum Sancağı (1549–1650), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2008; Aynı yazar, “Erzincan
Mehmet İnbaşı, “Kanunu Döneminde Of Kazâsı’ndan Alınan Askerî Yardımlar”, Trabzon ve Kazâsı (1642 Tarihli Avârız Defterine Göre)”, Türkiyat Enstitüsü Dergisi (baskıda).
Çevresi Tarih, Dil ve Edebiyat Sempozyumu (Trabzon, 3-5 Mayıs 2001) I, Trabzon 2002, s.120-123; 9 Güçer, Hububat Meselesi, s.93–97; Caroline Finkel, The Administration of Warfare: the Ottoman 14 “Cebeciler kâtibi Cafer Efendi ve Keygan Ağa kulları ferman-ı âli üzere tahrir eylediklerinden” MAD. 7063,
Feridun M. Emecen, “Bedel”, DİA. V, İstanbul, 1992, s.301. Military Campaigns in Hungary, 1593–1606, Wien 1988, s. 134. s. 4.