Page 102 - Halil Edhem
P. 102
170 KAYSERø ùEHRø 87 KAYSERø ùEHRø 95 171 88
290
epeyi araútÕrmalar yayÕnlanmÕútÕr . Burhaneddin Ahmed, 745(1344) yÕlÕnda arasÕnda, hiçbir zaman inceleme ve kitap yazmaktan geri kalmÕyordu. FÕkÕhtan ve
Kayseri’de do÷muútur. BabasÕ Kayseri KadÕsÕ ùemseddin Ahmed [Mehmed olacak] fÕkÕh usulünden yazdÕ÷Õ eserler, bilginler arasÕnda bugün de de÷erini yitirmemiútir.
olup, asÕllarÕ Türk soyundan, Salur kabilesidir. Sonra, kendisi de Kayseri KadÕsÕ Bununla beraber, son derece zalim ve gaddardÕ. Kendisinden az bir úey úüphelendi÷i
olmuú ve ülkesinde çok büyük úan ve úöhret kazanmÕútÕ. Eretnao÷lu Mehmed’in bir adamÕ, düúünmeksizin ve anÕnda yok ederdi. En sonunda, kendisi de öldürülerek,
öldürülmesinde Burhaneddin’in de eli oldu÷u zannedilir. Herhalde Mehmed’in bu tantanalÕ hayatÕ sona erdi. KadÕ Burhaneddin’in mezar yeri belli de÷ildir.
halefi Ali Bey’in tahta geçmesiyle beraber, KadÕ, kendisini bunun vezirli÷ine tâyin Sivas’da bulunan aile mezarlÕ÷Õnda Mehmed adÕnda bir o÷luyla, Habibe adÕnda bir
ettiriyor. Ali Bey’in 782(1380)’de ölümünde, o÷lu daha çok küçük oldu÷undan, kÕzÕnÕn mezarlarÕ varsa da, kendi mezarÕna ait bir iz görülemedi. Gerçekten
ülkenin ileri gelenleri tarafÕndan, sultan vekili tâyin edilen emirlerden KÕlÕçarslan ile, Sivas’dan epeyi uzak olan bir da÷Õn üzerinde öldürülen bu adamÕn cesedinin Sivas’a
bunun amcasÕ Keyhüsrev’i KadÕ Burhaneddin eliyle öldürüp, 783(1381) yÕlÕnda kadar getirilmiú olmasÕ düúünülemez .
istiklâlini ilân ederek, Sivas’da sultanlÕk makamÕna oturup, kendi adÕna hutbe ve
para düzenletiyor. øúte bu tarihten baúlayarak, KadÕ’yÕ «Sivas SultanÕ Burhaneddin»
adÕyla görürüz. Gerçekten, Sivas úehriyle Kayseri ve bunlarÕn arasÕndaki topraklar,
onun idâresi altÕna girdi. Hatta uçlardan da epeyi yerler alarak, ülkesini geniúletti.
Kendi akrabasÕndan ùeyh Müeyyed adÕnda bir emîre çok güvendi÷inden, Kayseri’ye
vâli tâyin etmiúti. Fakat, bu ümit etti÷i gibi çÕkmayÕp, efendisine karúÕ geldi÷inden,
Burhaneddin ordusuyla, bizzat Kayseri üzerine yürüyerek, muharrem 799 (Ekim
1396)’da, úiddetli bir kuúatmadan sonra, ùeyh Müeyyed’i hapsedip ve bir süre sonra
idam ettirdi. øúte, yukarÕdaki çeúme kitabesinde adÕ geçen Muzaffereddin ùeyh
Müeyyed, bu adamdÕr. BazÕ tarihçilerin sözlerine göre, Akkoyunlu Devleti’nin
kurucusu olan Kara Yülük adÕyla ünlü Kara Osman, bu Kayseri KuúatmasÕ’nda
Burhaneddin’in yanÕnda bulunup, kalenin âmân ile teslimi hakkÕnda ùeyh
Müeyyed’e etki etmiúti. Bu aracÕlÕ÷Õ kabul eden Burhaneddin Ahmed ise, sözünde
durmayarak, Müeyyed’i öldürmesi üzerine, Kara Osman ordusunu alÕp, Divri÷i
tarafÕna çekilmiú ve Burhaneddin ile aralarÕnda do÷an gerginlik, en sonunda bir
savaúa dönüúerek, Karabel üzerinde yapÕlan çarpÕúmada, KadÕ Burhaneddin
öldürülmüútür. Bu olayÕn tarihi hakkÕnda, tarihçiler arasÕnda görüú ayrÕlÕklarÕ vardÕr.
OsmanlÕ tarihçileri 794(1392) ile 799 (1396) arasÕndaki yÕllarÕ gösteriyorlar.
Hâlbuki, Esterâbâdî’nin tarihi 800(1398) yÕlÕnda ve Burhaneddin’in sa÷lÕ÷Õnda
yazÕldÕ÷Õndan, kadÕnÕn ölüm tarihi 800(1398)’den önce olmayÕp, belki bu yÕlÕn
sonlarÕna veya 801(1398) yÕlÕ baúlarÕna denk gelmesi gerekir. Burhaneddin’in
Zeynelâbidin adÕnda bir o÷lu kalmÕútÕ. Emîrler arasÕnda, bunun babasÕ yerine
geçmesi söz konusu olmuúsa da, Sivas’a do÷ru yürümekte olan Kara Osman’a
dayanamayacaklarÕnÕ anladÕklarÕndan, YÕldÕrÕm Beyazid Han’a baú e÷meyi uygun
bulmuúlardÕr. øúte, bu úekilde önce Eretnao÷ullarÕnÕn, sonra Sultan Burhaneddin’in
elinde bulunan geniú topraklar, OsmanlÕ Devleti’ne katÕlmÕútÕr.
Anadolu’da ortaya çÕkan beylikler içinde, KadÕ Burhaneddin Ahmed, en çok
incelemeye de÷er olanlardan biridir. YalnÕz on sekiz yÕl kadar süren hükümranlÕ÷Õ,
kendi ölümüyle son bulmuútur. Bu süre içinde, hiçbir an huzur ve rahatÕn ne
oldu÷unu bilmeyip, gerek sÕnÕr komúusu devletlerle, gerekse ülke içindeki birtakÕm
zorbalarla, durmadan savaútÕ. Hatta, OsmanlÕ ve MÕsÕr devletleri gibi o devrin en
büyük devletleriyle bile, savaúa giriúmek gibi bir cesaret gösterdi. KadÕ
Burhaneddin, devrinin bilginlerindendi. Türkçe, Arapça ve FarsçayÕ iyi bilir ve bu
üç dil üzerine úiir de söylerdi. ùaúÕlacak bir durumdur ki, bu kadar sÕkÕntÕlÕ iú
290 Ayasofya Ktp. de Kitab-Õ MenâkÕb-Õ Burhâneddin (Burhaneddin’in MenkÕbeleri KitabÕ) adÕyla,
3465 numarada kayÕtlÕ Farsça nüsha, 800(1398) tarihinde, Burhaneddin’in kütüphanesi için yazÕlmÕútÕr.
TopkapÕ SarayÕ Ktp. ile RagÕb Paúa. ve Esat Ef. Ktp. de bu eserin birer nüshasÕ vardÕr. Bundan baúka
da÷ÕnÕk olarak, Türkçe ve Arapça tarihlerde de, KadÕ Burhaneddin’den söz edilir. Tevhîd, TOEM’da [Halil Edhem’in, “KadÕ Burhaneddin’in mezar yeri belli de÷ildir. Sivas’a kadar getirlmiú olmasÕ
(1330 ve 1331), Esterabâdî’den alarak, KadÕ Burhaneddin Tarihi’ni özetlemiútir. Burhaneddin’in paralarÕ düúünülemez” demesine karúÕlÕk; øsmail HakkÕ UzunçarúÕlÕ, Anadolu Beylikleri ismli eserinde “28 ùevval
için bkz. Tevhîd, Katalog, s. 442; TOE’nin yayÕnladÕ÷Õ, OsmanlÕ Tarihi, c. I, s. 480-484. [Bu konuda en 800/8 Temmuz 1398’de öldürülen Sultan Burhaneddin Ahmed’in kabri Sivas’tadÕr. Türbesinde
geniú araútÕrmayÕ Yaúar Yücel yapmÕútÕr. KadÕ Burhaneddin Ahmed ve Devleti, Ankara 1970]. kendisinden baúka evlatlarÕ da medfundur” der. Bkz. a.g.e., s. 164, 165 (K.G.)]