Page 97 - Halil Edhem
P. 97
90 KAYSERø ùEHRø 167 83
XXI
Eretnao÷ullarÕ ZamanÕ-Emîr Erdo÷muú Türbesi, 749(l348): Buraya,
Kayseri’de «Tatarhâniler» Türbesi derler. AynÕ mezarlÕk içinde kubbeli yeni bir
281
binadÕr . KapÕ üzerinde küçük mermer levhaya yazÕlmÕú kitabesinin Türkçesi
úöyledir: «BurasÕ Emîr Erdo÷muú’un úehitli÷idir. 749(1348) yÕlÕ aylarÕnda.». Metni
aúa÷Õdaki gibidir:
ζϤ ϏΩέ ήϴϣϻΪϬθϣ άϫ (˺
ΔϳΎϤόΒγ ϭ ϦϴόΑέϭ ϊδΗ ΔϨγ έϮϬη ϰϓ (˻
Kitabenin tarihine göre, Eretnao÷ullarÕ zamanÕna ait olup, belki Melik Eretna’nÕn
emirlerinden biri olmasÕ yakÕn ihtimaldir. Fakat, buna ait de hiç bilgi bulamadÕk.
Evliyâ Çelebi Seyahatname’sinde (c. 3, s. 186), Kayseri’deki «kemale ermiúlerin ve
büyük velilerin mezarlarÕ» konusunda «Eú-ùeyh Molla Tatar»‘Õ anÕp, fetva
282
kitaplarÕndan «Tatarhânîye» adlÕ güzel kitabÕn yazarÕdÕr diyor .
283
Tatarhânîler Türbesi’ne, buna bitiúik olan «Burhâneddin» Türbesi’nden girilir .
Fakat, bunun ayrÕca bir kitabesi yoktur. Burada «Tirmizli âlîm Seyyîd
Burhâneddin»‘in gömülü bulundu÷u söylenir. NiúancÕ Mehmed Paúa Tarihi’nde (s.
108), adÕ geçen için «Mevlâna Bahâeddin Veled’in elinde yetiúmiúlerdir ve mübârek
mezarÕ zaferler yurdu olan Kayseri’dedir» diyor ki, bu bilgileri Nefahâtü’l-Üns
284
tercümesi (s. 514)’den almÕú olacaktÕr .
XXII
285
Eretnao÷ullarÕ ZamanÕ-Emîr Ali Türbesi, 751(1350): AynÕ mezarlÕk içinde
ve HisarlÕk (HisarcÕk) yolu üzerinde bulunan bu türbeye «Piúrev Ali Türbesi» de
diyorlar. Kesiti dörtgen úeklinde olup, üstü tonosla örtülüdür. Güneye balkan duvarÕ
286
yÕkÕlmÕútÕr . KapÕsÕnÕn üzerinde mermer levhaya yazÕlan iki satÕr kitabesinin
Türkçesi úöyledir: BurasÕ Emîr Ali Piúrev’in úehitli÷idir. 751(1350) yÕlÕnda.» Metni
aúa÷Õdaki gibidir:
281 Bugün, mezarlÕ÷Õn do÷u kÕyÕsÕnda bulunmaktadÕr (K.G. ).
282 Tatarhâniye fetvalarÕ adÕyla tanÕnan kitabÕn adÕ Zadü’l-Müsâfir (yolcunun azÕ÷Õ) ve yazarÕ Âlim
bin Alae’l-Hanefî oldu÷unu ve bunun 286 (899)’da öldü÷ünü Kâtib Çelebi, Keúfü’z-Zünun’da söylüyor.
283 Bugün, adÕ geçen türbeye güneydeki kapÕsÕndan girilmektedir (K.G.).
284 Evliyâ Çelebi Seyahatnâme’sinde (c. 3, s. 186), adÕ geçenin 774(1372)’de öldü÷ünü söylüyor.
Hâlbuki, kendisi Hz. Mevlâna’nÕn ça÷daúÕ oldu÷undan bunda bir yanlÕúlÕk olsa gerekir. Eflâki’nin
MenâkÕbü’l-Ârifin adlÕ eserinde (Kale KapÕsÕ Mevlevîhânesi Ktp’de yazma, nu: 321, vr. 8), Hz.
Mevlâna’nÕn babasÕ «Sultanü’l-ûlema» 18 Rebiyülâhir 628 (23 ùubat 1221)’de ölümünden kÕrk gün
sonra, Belh’den hareketle Konya’ya geldi÷i ve Mevlâna ile dokuz yÕl kaldÕktan sonra, Kayseri’ye
gelmekle, orada iste÷iyle yerleúti÷ini ve öldü÷ünü ve o zaman Kayseri’de SelçuklularÕn vâlisi bulunan
Sâhib ùemseddin øsfahânî tarafÕndan cenaze töreninin yapÕldÕ÷Õ, mezarÕnÕn üzeri örtüldü÷ü halde, birkaç
gün sonra yÕkÕlmÕú ve bu defa üzerine, kubbe yapÕldÕ÷Õ ve fakat bunun da yÕkÕldÕ÷Õ, ifade ediliyor.
Mesnevîhan Mehmed Dede de, SevâkÕb tercümesinde (aynÕ kütüphanede yazma, nu: 277, vr. 14), «Sahib
ùemseddin øsfahânî’ye ölü sahibi olarak, bütün halk baúsa÷lÕ÷Õ dilediler» diyor. Devletúah Teskiresi’nde
(Bombay baskÕsÕ, 1317, s. 86), ve ondan tercüme, Sefinetü’ú-ùuara da (Matbaay-Õ Âmire, 1259, s, 12),
ùam’da öldü÷ünü yazÕyor.
285 Bugün mezarlÕk içinde olmayÕp, Kartal semtinde úehitli÷in batÕsÕnda etrafÕ açÕk bir durumdadÕr
(K.G.).
286 Bugün aslÕna uygun bir úekilde onarÕlmÕútÕr (K.G.).