Page 96 - Halil Edhem
P. 96
KAYSERø ùEHRø 165 81 166 KAYSERø ùEHRø 89 82
271
emrindeki emîrlerinden olup, noyan unvanÕnÕ taúÕyan Eretna (Eratna/Erdana)’ya
bÕrakarak, 727 (1327)’de MÕsÕr’a kaçÕp gitmiú ve Eretna da Sultan Ebû Saîd’e baú ௌ ΪϠΧ ΎϨΗέ ϥΎτϠγ ϦϳΪϟϭ ΎϧΪϟ ϒϴγ ϢϟΎόϟ ϰϓ ௌ Ϟυ Ϣϣϻ ΏΎϗέ ϚϠϣ Ϣψόϣ ϩΎθϨϫΎη Ϣψϋ ϥΎτϠγ ΕήπΧ
e÷di÷ini bildirmekle, Anadolu Vâlili÷i kendisine bÕrakÕlmÕútÕ. Tarihçilerin vesikaya ϪΘϜϠϤϣ
uygun olan kayÕtlarÕyla, Eretnao÷ullarÕnÕn elde bulunan epeyi sayÕdaki paralar ve
kitabelerindeki bilgileri karÕútÕrarak, Eretnao÷ullarÕnÕn siyasî tarihi aúa÷Õda oldu÷u Melik Eretna’nÕn úan ve úöhreti, gerek ülke içinde ve gerekse dÕúÕnda çok
gibi özetlenebilir: Eretna 728(1327)’den, 736( 1335) yÕlÕna kadar Ebû Saîd’in bir büyüktü. Hatta halk arasÕnda, kendisine «Köse Peygamber» lâkabÕ verilmiú oldu÷u
vâlisi olmaktan baúka bir úey de÷ildi ve yalnÕz «emîr» ve «noyin/noyan» unvanÕnÕ Câmiü’d-düvel’de yer almaktadÕr . Ölüm tarihini tarihçiler 753(1352) yÕlÕnda
276
alÕyordu. Bundan dolayÕ para da bastÕrmÕyordu. 733(1333) yÕlÕnda Sivas’a u÷rayarak olmak üzere gösteriyorlar. MezarÕ hakkÕnda hiçbir úey bulamadÕk.
kendisiyle görüúen gezgin øbn Batûta, «Emîr Alâeddin Eretna»nÕn
«Rum/Anadolu’da Irak Meliki’nin Vekili» (Nâib-i Melikü’l-Irak bi-Bilâdü’r-Rum) Alâeddin Eretna’nÕn yerine o÷lu Mehmed geçip, bunun 767(1365) yÕlÕna kadar
272
oldu÷unu söylüyor . Ebû Saîd Han’Õn ölümünden sonra 736(1335) veya 737(1336) hüküm sürdü÷ü tarihçilerin kayÕtlarÕndan anlaúÕldÕ÷Õ gibi, yukarÕda geçen mezar
yÕllarÕnda Eratna, ølhanlÕlara olan ba÷ÕnÕ keserek, önce Tebriz’de yerleúen Emîr kitabesiyle de tesbit edilmiútir. Mehmed’in paralarÕnda adÕna eklenen «GÕyâseddin»
Çobano÷lu Küçük Hasan’Õn ve sonra MÕsÕr Memlûkleri’nden Kalavun o÷lu Sultan lâkabÕ kitabede yazÕlÕ de÷ildir. Bununla beraber, sultan unvanÕnÕ almÕútÕr.
NâsÕreddin Mehmed’in himayesine girip, hatta bu ikincisinin adÕna para da GÕyâseddin Mehmed’in, gizli bir ittifak sonucunda öldürülmüú oldu÷u tarihçilerin
273
bastÕrÕyor . Bu sÕrada, kendisinin sultan unvanÕ almasÕna izin verilmeyece÷i ortak açÕklamalarÕndandÕr. Bundan sonra tahta geçen Alâeddin Ali (GÕyâseddin
277
bellidir. Nitekim, yukarÕda Süli Paúa’nÕn 740(1339) tarihli türbe kitabesinde Eretna Mehmed’in o÷lu), 782(1380) yÕlÕnda vebadan ölmüútür . O÷lu Mehmed Çelebi ise,
«emîr» ve «noyîn» unvanlarÕyla yetindi÷i gibi, ùehabeddin Ömerî Mesâlik’te, øbn daha henüz çok küçük oldu÷undan ve zaten, bir süredir ülke içinde sivrilerek üstün
Batûta Seyahatname’sinde, øbn Haldun tarihinde adÕ geçeni yalnÕz bu unvanlarla bir otorite kazanmÕú olan KadÕ Burhaneddin Ahmed, Sivas sultanlÕ÷ÕnÕ takÕnarak,
278
anÕyorlar. Hâlbuki, NâsÕreddin Mehmed’in ölüm tarihi olan 741(1340) yÕlÕndan idâreyi Eretnao÷ullarÕ elinden büsbütün koparÕp, onlarÕn yerlerini almÕútÕr .
sonra, yani 742(1341)’den baúlayarak, paralarÕnda «Es-Sultanü’l-A’deI Alâeddin»
(adaletli Sultan Alâeddin) ve Mo÷ol usulündeki paralarÕnda, «Sultan Eretna» ad ve XX
unvanlarÕ yer almaktadÕr. Bundan dolayÕ, NâsÕreddin Mehmed’in ölümünden sonra,
MÕsÕr ve Suriye’de ortaya çÕkan karÕúÕklÕklardan faydalanarak, Eretna’nÕn kendisini Eretnao÷ullan Devri —Emîr-zâde Mehmed’in Türbesi,
MÕsÕr’Õn himâyesinden ayÕrmÕú oldu÷una ihtimal verilebilir. Gerçekten, Kayseri’nin 746(1345): Matlama adÕ verilen türbe, Kayseri’nin güneydo÷usundaki büyük
güneybatÕsÕnda bulunan Develi Karahisar (Yeúilhisar)’daki bir câmiin kapÕsÕnda mezarlÕk içinde bir tarafÕ çÕkÕntÕlÕ olmak üzere, dörtgen úeklinde ve kesme taútan
274
buldu÷umuz 747 (1346) tarihli bir kitabede «sultan» unvanÕnÕ almÕútÕr . Sivas’da yapÕlmÕú bir binadÕr . Süslemeleri yoktur. KapÕsÕnÕn yukarÕsÕnda iki satÕrdan ibâret
279
Güdük Minare adlÕ bina içinde gömülü bulunan o÷lu ùeyh Hasan Bey’in 748(1347) olarak, mermer levhaya yazÕlan kitabesinin Türkçesi úöyledir: BurasÕ (Türbeki?)
280
tarihli mezar kitabesinin Türkçesi úöyledir: «Hazreti yüce sultan, ulu sultanlar o÷lu Emîr-zâde Mehmed’in türbesidir. 746(1345) yÕlÕnda». Metni aúa÷Õdaki gibidir:
sultanÕ, milletlerin kulluk sahibi, dünyada Allah’Õn gölgesi, din ve dünyanÕn kÕlÕcÕ
Sultan Eretna Hazretlerinin -Allah ülkesini dâim kÕlsÕn-» cümleleriyle daha gösteriúli ϩΩίήϴϣ ΔΑήΗ άϫ (˺
275
ve sanki en büyük sultanlara has olan lâkaplar ve unvanlar görülmektedir . Metni ΔϳΎ ϤόΒγϭ ϦϴόΑέϭ ΔΘγ ΔϨγ ϰϓ (ˮ) ϰϜΑήΗ ϦΑ ΪϤΤϣ (˻
aúa÷Õdaki gibidir:
Mehmed’in babasÕnÕn, zaten bozuk olan adÕnÕ okuyamadÕk. Tarihine bakÕlÕrsa,
271 Prenslere ait olan bu ünvan hakkÕnda yukarÕdaki not 163’e bakÕnÕz. Melik Eretna’nÕn zamanÕna denk gelir. Bunun emirlerinden birinin türbesi olabilir.
272 øbn Batûta, Kayseri’de Emîr Eretna’nÕn eúi To÷a Hâtun’un oturdu÷unu ve adÕ geçen hatuna büyük
demek olan «A÷a» unvanÕ verildi÷ini ve Eretna’nÕn gerek Kayseri’de, gerekse Sivas ve Ni÷de’de, Irak 276 MüneccimbaúÕ, Camiü’d-düvel, c. 2, s. 443; AyrÕca bakÕnÕz: ùebânkârei, Mecmau’l-Ensâb,
melikinin yani, Mo÷ol hükümdarÕnÕn vekili oldu÷unu kaydediyor. To÷a Hâtûn ile Süli Paúa’nÕn aynÕ kiúi Süleymaniye -Yeni Câmii Ktp. nu: 909, vr. 275 a; YazÕcÕ-zâde Ali, Selçuknâme, TopkapÕ SarayÕ -Revan
olup, olmadÕ÷ÕnÕ bilemiyoruz. øhtimal ki, To÷a Hatun, Eretna’nÕn baúka bir eúidir. [Eratna’nÕn eúleri için Bölümü- Ktp. nu: 1391, vr. 446b. (K.G.).
bak. K. Göde, EratnalÕlar, s. 85] 277
MezarÕnÕn Köúk Medrese Türbesi’nde bulundu÷unu Âli bildiriyor. Bu da yÕkÕlan mezarlardan biri
273 Bu paralardan úimdiye kadar, hiç bulunamamÕútÕr. Bununla beraber, Sultan NâsÕreddin Mehmed’in olmalÕ. Kitabesi elimize geçmedi. [Bu kitabe, Kayseri Müzesi —øslâmî Mezar taúlarÕ ve kitabeleri
sikkeleri arasÕnda, MÕsÕr ülkeleri kolleksiyonlarÕna alÕnmÕú olmasÕ da muhtemeldir. deposu—’nda tarafÕmÕzdan, Kültür Müdürü Mehmed ÇayÕrda÷ aracÕlÕ÷Õyla görülmüú olup, üzerindeki
274 AdÕ geçen kitabenin Türkçesi úöyledir: «Bu mubarek mescidi, yüce bilgin, adaletli sultan, Arap ve ibârenin Türkçesi úöyledir: «BurasÕ Merhum Mehmed o÷lu Allahu Teâla’nÕn rahmetine muhtaç; ma÷fur,
Acem’in Meliki Sultan (Erdena)/Eredna, 747(1346) tarihinde onardÕ —Allah onun (mülkünü) dâim merhum Alâeddin Ali’nin kabridir —Allah kabrini rahmeti ve merhameti ile nurlandÕrsÕn— (?)» (K.G.)].
eyleye— » Metni: Metni ise úöyledir:
ϥΎτϠδϟ ϢΠόϟϭ Ώήόϟ ϚϠϣ ϝΪϋ ϻ ϢϠϋ Ϣψϋϻ ϥΎτϠδϟ ϙέΎΒϤϟ ΪΠδϤϟ άϫ ήϤϋ (˺ ϪΘϤΣ ήϣϭ ϪΘϤΣήΑ ˮΎϤϫ ήΒϗ ௌέϮϧ | ΪϤΤϣ ϡϮΣήϤϟ ϦΑ ϰϠϋ ϦϳΪϟ ˯ϼϋ | ϰϟΎόΗ ௌ ΔϤΣέ ϰϟ ΝΎΘΤϤϟ Ϫϟ έϮϔϐϤϟ | ϡϮΣήϤϟ ήΒϗ άϬΒϗ
ΔϳΎϤΘϴγϭ ϦϴόΑέϭ ϊΒγ ΔϨγ ϳέΎΘϟ ϰϓ ϰϟΎόΗ ௌ ϡΩ ΎϧΩέ (˻ 278 KadÕ Burhâneddin Ahmed, yarÕm yüzyÕla yakÕn hüküm sürmüú olan EretnalÕlara 783(1381)
[Halil Edhem, adÕ geçen kitabeyi aktarÕrken, kitabenin aslÕnda bulunan «Kelime-i Tevhîd» ibâresini sonbaharÕnda tarih sahnesinden silmiútir. Bkz. Yaúar Yücel, KadÕ Burhaneddin Ahmed ve Devleti, Ankara
buraya almamÕútÕr. AyrÕca kitabede, taúçÕ hatasÕ olarak «mülkehu» kelimesi de yazÕlmamÕútÕr (K.G.)]. 1970; K. Göde, EratnalÕlar, s.99-140. (K.G.).
275 Eretna’nÕn lâkabÕ «Alâeddin» oldu÷u halde, bu kitabede «Seyfeddin» yazÕlmÕú olmasÕ, dikkati 279 Bugün mezarlÕ÷Õn dÕúÕnda olup, Kayseri Müzesi —øslâmî mezar taúlarÕ ve kitabeleri deposu—
çekiyor. Bununla beraber, aynÕ sultanÕn çeúitli lâkaplar aldÕ÷Õ da bilinir. Bu konuda bakÕnÕz. Corpus, olarak kullanÕlmaktadÕr (K.G.).
Sivas-Divri÷i Kitabeleri, s. 48. [Hüseyin Hüsaraeddin, Amasya Tarihi, c. 3, s. 31, 32 ve 36’da Onun 280 Halil Edhem tarafÕndan «Türbekî» gibi alÕnan bu ibâreyi, biz «Zengi» úeklinde okuduk. Böylece,
«Reúideddin» unvanÕnÕn da oldu÷unu yazÕyor. K. Göde, EratnalÕlar, s. 62’de ünvanlarÕna. (K.G.)]. Zengi o÷lu Emîr-Zâde Mehmed adÕ ortaya çÕkmÕútÕr (K.G.).