Page 111 - Halil Edhem
P. 111
104 KAYSERø ùEHRø 179 97
Karahöyük veya Kültepe’ye, dolayÕsÕyla Kayseri’ye, Asurlular aracÕlÕ÷Õyla,
Mezopotamya medeniyetinin geldi÷i bilinmektedir. Hem yazÕnÕn ve hem de ticaret
ve sanatÕn erken devirlerde Kayseri ve yöresine giriúi, bugünkü Kayseri’nin, ticaret
ve kültür gelene÷inde önemli bir etken oldu÷unu söyleyebiliriz.
øslâmî dönemde, Emeviler aracÕlÕ÷Õyla øslâm ordularÕ Kayseri’ye hâkim olmuúlar
ve fakat bu hâkimiyet uzun ömürlü olmamÕútÕr.
Türkler’in Anadolu’ya geliúleri ile birlikte, Kayseri de, 1067’den itibaren önemli
bir Türk-øslâm beldesi haline gelmiútir. Cumhuriyet dönemine kadar Kayseri ve
yöresine sÕrasÕyla úu Türk Devletleri hâkim olmuúlardÕr: Büyük Selçuklular,
Dâniúmendliler, Türkiye SelçuklularÕ, ølhânlÕlar, EratnalÕlar, KadÕ Burhâneddin
Ahmed, KaramanlÕlar, DulkadÕrlÕlar, tekrar KaramanlÕlar ve OsmanlÕlar.
Türk Tarihi’nin bütünlü÷ü içinde, Türk Milleti’nin içinden çÕkan hanedanlar
olarak Kayseri ve yöresine hâkim olan, bu saydÕ÷ÕmÕz devletlerden kalan ve
günümüze kadar ulaúabilen âbideler ve hâtÕralar ile bu yöre, tarihî husûsiyete sahip
bir “açÕk hava müzesi”gibidir. Türkiye’de benzeri az görülen bu tarihî zenginlik ve
özellikler, Kayseri ve yöresinin, eski Anadolu ve özellikle Türk tarih ve
kültüründeki yerini ve önemini artÕrmaktadÕr.
Türkler idâresinde Kayseri ve yöresindeki tarihî mekânlarÕ; a. øbâdet edilen, b.
Ziyaret edilen c. ølim ö÷renilen d. Di÷er önemli tarihî mekânlar olarak sayabiliriz.
a. øbâdet Edilen Tarihî Mekânlar
Dâniúmendliler, Türkiye SelçuklularÕ, ølhânlÕlar, EratnalÕlar ve OsmanlÕlar
dönemlerine âit câmii ve mescidler Kayseri ve yöresinin tarihî dokusunu teúkil
ederler ve bu beldeye millî-manevî bir hava verirler. Merkezdeki Câmi-i Kebir veya
Sultan Câmii Daniúmendliler’i ve Selçuklular’Õ ; Gülük Câmii, Hunat, HacÕ KÕlÕç
Câmii ve Han Câmii, Selçuklular’Õ ; Bünyan’daki Ulu Câmii ølhânlÕlar’Õ; merkezdeki
KadÕ Mescidi EratnalÕlar’Õ Fatih Câmii, ùeyh Tennûrî Câmii, ùeyh Taceddin
Câmii,øsa Künbed Câmii, Künbed Mescidi, Kurúunlu Câmii OsmanlÕlar’Õ
hatÕrlatmaktadÕr.
Daniúmendliler’den Cumhuriyet idâresine kadar Kayseri’de hâkim olan siyâsî
teúekküller, ibâdet yerlerimiz olan câmileri yapÕp, geniúletip, tamir edip, yaúata
gelmiúler ve Türk Milleti’nin manevî ihtiyacÕnÕ gidermiúlerdir. Kayseri’nin ve
Kayserili”lerin sa÷lam yapÕsÕnda bu manevî havanÕn rolünün büyük oldu÷u
tartÕúÕlmaz. Bu tarihî câmilerimizin Anadolu topra÷ÕnÕn vatanlaúmasÕ ve ebedî Türk
yurdu olmasÕnda birer manevî tapu senetleri oldu÷unu düúünüp, hiç akÕldan
çÕkarmamak gerekir.
b. Ziyâret Edilen Tarihî Mekânlar
Bilindi÷i gibi, Daniúmendliler’in ikinci sultanÕ, 1105-1134 tarihleri arasÕnda
hüküm süren, kudretli, adâletli, zeki ve cesur olarak bilinen Melik Emir Gâzi’ye âit
Pazarören’deki Melik Gâzi Türbesi, hem sanat açÕsÕndan âbidevi bir eser ve hem de
milletimizin dünden bugüne en önemli mânevi mekânlarÕndan ve dâimî
ziyâretgâhlarÕndan biri olmuútur. HalkÕmÕzÕn “Kuú Kalesi”dedi÷i ZamantÕ Kalesi’ne
hâkim bir yerde yapÕlan bu türbe, bölgeye manevî bir hava vermektedir.
Kayseri merkezindeki en önemli ziyâretgâh, Mevlânâ’nÕn hocasÕ, Seyyid
Burhâneddin Tirmizî Türbesi’dir. Özbekistan’Õn Tirmiz ùehri’nde 1165-66’larda
do÷an ve 1244 yÕlÕnda Kayseri’de vefât eden Seyyid Burhâneddin, bugün kendi