Page 82 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 82

Hasan Nail Canat Hikâye Yarışması

               Evin dar gelmeye başlamıştı.
               Gözünde büyüttüğün o apartman dairesi zihninde bir kibrit kutusuna ben-
            ziyordu ve sende yanmak üzere bekleyen son kibrit çöpüydün belki de.
               Düşüncesizliğin sonuçlarına katlanmak kolay, düşüncesizliği kabullenmek
            zordu senin için.

               Durabileceğin kadar durdun o camın önünde.
               Güneşin son ışık tanesinden bile eser kalmadığını görünce seni evde tutan
            bir sebep olmadığı düştü aklına.
               Her şeyin bir bedeli olacaktı ancak senin bu hallerine sebep olanların bedelleri
            çoktan unutulmuştu bile.
               Varlığının en net kanıtı olan düşüncelerin dahi bedel ödemen gerektiğini
            dikte ediyordu sana.
               Sende bu dikte rejimine karşı durmak için çıktın yine evinden, bedeninin
            sığdığı ama ruhunun sığmadığı evinden.

               Dışarı çıktığın anda hafif lodos vurdu yanaklarına.
               Siyah mont fazla gelir mi diye düşündün apartmanın önündeyken.

               Keşke taşıdığım tek fazlalık mont olsaydı diye söylendiğini hatırlıyorum
            ama emin değilim.

               Her gün seni karşılayan kaldırım taşları yine hazırolda bekliyorlardı.
               Ağaçlar yapraksızlıktan dolayı sessizdi ve sen her birini yine de selamladın
            içinden.
               Karşılık vermek onların huyu değildi pek. Kaldı ki sende karşılık beklemedin
            hiçbir zaman. Beklenti olmayışı çok güzel değil mi? Peki tüm bunlar, hatırladığın
            şeylerden biri mi?
               Yorgunluğa neyin iyi geldiğini sorgulamaya başladın zihninde.

               Kahve.
               Türk kahvesi içmeyeli epey zaman olmuştu. Hâlbuki bir dönem vazgeçilmezin
            olan kahveyi bir süredir aramıyordun hiç.




            82
   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87