Page 29 - İbrahim Tennuri
P. 29
İbrahim Tennûri | hayatı ve eserleri
T alebeleri
Raşit Efendi Kütüphanesinde bulunan Gülzâr-ı Ma’navi’deki tarikat silsilesinde
yetiştirmiş olduğu talebeleri yani halifeleri arasında oğullarından Kasım, Lütfullah ve
Âli’nin isimleri geçiyorsa da eserlerinin olmayışı ve edebiyat dünyasında bir özelliğe
sahip olmadığından biz sadece eser verenleri talebesi kabul ederek onların hayatını
inceledik. 27
Muhammed Hamdullah
Akşemseddin’in yedi oğlundan en küçüğüdür. Göynük’te doğdu. Babasının ölümü
esnasında Hüseyin Enîsî on iki yaşında olduğunu kaydediyorsa da aynı eserde Akşem-
seddin’in ölümü 863(1459) olarak gösterildiğine göre, bu sırada on yaşında olması
icap eder. Onun doğum tarihini doğru kaydeden Evliyâ Çelebi’nin şairimiz hakkında
naklettiği şeyler daha doğumundan evvel babasının şair ve alim olacağını müjdele-
mesi, çocukluğunda aklı bir hastalığa tutulup babasının talimi ile Ayasofya Camiinde
Top-Kandil altında, yedi kere namaz kılarak muayyen bir duayı üç defa okuyup, yedi-
şer tane siyah üzüm yedikten sonra, büyük bir manevî ve fikri inkişaf göstermesi ve
o Top-Kandil Yusuf ve Zeliha nazmına başlaması, sekiz yaşında dîvân sahibi olması
sadece bir efsaneden ibarettir. Babasının ölümünden sonra Hamdullah’ın müşkil bir
vaziyette kaldığı ve büyük kardeşlerinden hiçbir şefkat ve himaye görmediği Yusuf
ve Zeliha’sındaki bazı samımı şikayetlerinden anlaşılıyor. Mamafi bütün bu müşkül
şartlar altında onun ciddi bir tahsil gördüğü kuvvetli edebi kültür sahibi olduğu, hatta
heyet. nücüm ve musiki gibi sahalarda da oldukça geniş malumat edindiği muhak-
kaktır. Bir aralık Bursa’da Çelebi Sultân Mehmet Medresesinde, müderrislik eden ve
meşhur alim Molla Hayali ile ilmi münasebetlerde bulunan şairimizin bu mesleği terk
ederek Göynük’e çekildiğini görüyoruz. Enîsî’ye göre bunun sebebi Bursa’da gördüğü
bir rüyadır; artık zahîri ilimlerini bırakarak, Kayseri’de kendi eski halifelerinden Şeyh
İbrahim Tennûri’den el almasını babası rüyasında ona tavsiye etmiş ve Hamdi de buna
ittiba ederek, Şeyh İbrahim’e mürit olduktan sonra Göynük’e çekilmiştir. Hamdi’nin
tedris hayatını bırakarak Göynük’te adeta münvezi bir halde yaşamasını yalnız bir
rüya ile izaha elbette imkan yoktur. Öyle anlaşılıyor ki, ne hükümdardan ne de devlet
ricalinden himaye ve teşvik göremeyen şair, ruhi bir infial ile Göynük’e çekilmiştir.
Yusuf ve Zeliha’sını, iptida bir dibace ile II. Beyazıd’e takdim ettiği halde, umduğu
mükafata nail olamayınca, eserinden bu dibaceyi çıkararak zamanın takdirsizliğinden
şikayet yollu bazı parçalan ilave ettiğini şair Zati’den naklen Latifi tasrih etmektedir.
Babasının ölümüyle başlayan talihsizlik, öyle görünüyor ki şairimizi hayatının sonuna
kadar takip etmiştir. Kabri Göynük’te babasının mezarı bulunan Hamdi’nin ölüm
27 Gülzâr -ı Ma’nevî: Kayseri Râşid Efendi Kütüphanesi T. Y. No : 8680
29