Page 168 - kappadokia_kralligi
P. 168
HALİT ERKİLETLİOĞLU / KAPPADOKİA KRALLIĞI VE ROMA-BİZANS DÖNEMİ
Tanrılardan birine bir kurban kesmek isteyen kimse, kurbanı temiz bir yere
götürür, başına, genellikle mersin dalından bir taç koyar, kurban hangi tanrı
için kesiliyorsa, o tanrının adını anar. Kurban kesenin tanrısal yardımı yalnız
kendisi için istemeye hakkı yoktur; bütün Persler için ve özellikle kral için
dua eder; bütün Persler için dua ederken kendisi de bunun içindedir. Sonra
kurbanı parçalar, etleri pişirtir, yere yumuşak otlar, özellikle yonca serer, etleri
bu yaygının üzerine koyar. O, bunları koyunca, yanında ayakta duran bir
Mag, tanrıların soy zincirini anlatan dinsel bir hava okur, – bu dinsel hava,
kendi anlattıklarına göre böyledir; din, bir Mag olmadan kurban kesmeyi
yasak etmiştir. Kısa bir duruştan sonra kurbanı keser, etleri toplar ve otlar
veya yonca üzerine yayar sonra da kurban sahibine verirdi.” 175
Kappadokialıların İnandıkları Hellen Tanrıları
Kappadokialılar, uzun asırlar Hitit, Med ve Pers hâkimiyeti altında yaşa-
dıkları için bütün bu medeniyetlerin etkisi altında kalmaları gayet tabii
idi. Özellikle etkisi altında kaldıkları Pers inanç ve kültürünün Ariarathes
IV’ün Hellenleşme politikası ile kısmen değişime uğradığını her iki kültürün
harman olduğunu anlamaktayız. Bu değişimin en önemli göstergesi de sik-
keler olmuştur. Başşehir Mazaka’da Hellenistik dönemde Zeus Polioukhos,
Apollon Patroos ve Fortuna tapınaklarının varlığını ve bu yapıların şehrin
tamamen Hristiyanlaştığı IV. yüzyılda Hristiyanlar tarafından yıkıldığını
bilmekteyiz. Zira Pagan Roma İmparatoru Iulianus bu sebepten şehrin ve
varoşlarının kliselerine ait tüm para, mal ve mülke el konulmasını, bu kay-
naktan elde edilecek yaklaşık yüzotuzbeş kilo altının hazineye katılmasını,
ayrıca tüm din adamlarının askere alınarak valinin emrine verilmesini emre-
derek şehri ağır bir biçimde cezalandırmıştır . Yine dönemin sikkelerinde
176
bu tapınakların resimlerine rastlamaktayız.
Hellen inanışında Kronos ve Rhea’nın oğlu olan Zeus en büyük tanrıdır.
Zeus (Jüpiter), Hellen panteonunda kendinden önceki baş tanrı olan babası
Kronos’un krallığını elinden alarak Olimpos’ta altın tahtına oturur. Göğün
hükümdarı, yağmur hükmetmesi ve korkunç şimşeği fırlatan bulut topla-
yıcısı güçleri ile tanrısallığı, gökyüzü ile bağlantılıdır. Zaten Zeus kelimesi
parlayan anlamına gelir ve Grekçe Zeus ya da diēus gökyüzü anlamıyla
gökyüzünün kendisini ifade eder. Zeus çok güçlü bir tanrı olsa da kaderi
175 Heredot Tarihi, Türkiye İş Bankası Kültür Yay. 559, İstanbul, Ocak, 2002, s. 61-64
176 Hakman, s. 112
168