Page 264 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 264
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ İBR / 255 [1215]
Gülşehrî gibi dönem şair ve mutasavvıf- onun şiirlerine nazire yazdığını tespit e-
larının “ehl-i fetâ”ya (Ahilere) bakışının derek, Şeyyâd Hamza ve Nesîmî’nin iki-
müspet olması sebebiyle kendisinin de şer, Âşık Paşa’nın bir şiirinin İbrahim
fetâ ehlinden veya onlara yakın kimseler- Beg’e nazire olmasının, yaşadığı yüzyılı
den olduğunu düşündürür. Bu eserde yer tespitte çok önemli olduğunu vurgula-
alan “Dîvân-ı Kâtib İbrâhîm el-Kayserî” mıştır. Bu verileri değerlendiren Köksal,
ibaresi, İbrahim Beg’in mesleğinin şairin XIII. yüzyıl sonları veya XIV. yüzyıl
kâtiplik, memleketinin de Kayseri oldu- başında doğduğunu öngörür. Sonuç ola-
ğunu gösterir. Eserindeki ipuçları topar- rak şairin nazire yazdığı ve kendisine na-
lanırsa Sünni, Mevlevi tarikatine men- zire yazan şairlerin yaşadıkları dönemler,
sup, “ehl-i fetâ” muhibbi, Kayserili, kâtip onun ömrünün büyük kısmını XIV. asır-
bir şair olduğu söylenebilir. Adının so- da geçirmiş, muhtemelen XIII. asır sonla-
nundaki “beg” unvanı ise Necati Beg, rını da idrak etmiş önemli bir şair olduğu
Hayalî Beg, Yahya Beg gibi şairlerin söylenebilir.
“bey”liği türündendir. Bazı şiirlerinde ay- Eseri: Dîvân, Hacı Mahmut Ef. 3791,
rıca “İbrâhîmu’l-Mevlevi” künyesini de İbrâhîm Beg Külliyâtı (Ktp. kaydına gö-
kullanmıştır. re Gülşen-i Niyâz), Süleymaniye Ktp.
Bazı kaynaklarda zikredildiği gibi, şairin Hacı Mahmut Efendi, Nu. 3791.
mahlas kullanmaması diye bir şey söz İbrahim Beg’in şiirleri üzerine Kadir Gü-
konusu değildir; bununla herhalde mah- ler, İbrahim Beg Divanı (Erciyes Üni-
las olarak kendi adını kullandığı kastedil- versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kay-
mektedir. Halbuki şairlerin mahlas ola- seri 1995) künyeli bir doktora tezi hazır-
rak kendi adını kullanması, her devirde lamıştır.
görülen bir durumdur. M. Fatih Şairin kütüphane kayıtlarına çeşitli adlar-
Köksal*’ın şair ve eseri üzerindeki son la kaydedilmiş bulunan tek eserinin bu-
çalışmalarıyla, bugüne kadar İbrahîm güne kadar İbrahim Tennûrî’ye ait göste-
Tennûrî*’nin bir eseri olduğu belirtilen rilen Gülşen-i Niyâz olup olmadığı ko-
Gülşen-i Niyâz’ın, aslında İbrahim Beg’e nusu son zamanlara kadar açıklık kazan-
ait bir eser olduğu ortaya konulmuştur. mamıştır. Eserden bu şekilde ilk söz eden
Araştırmacılar şairin yaşadığı yüzyıl ola- Kadir Güler, konuyu “İbrahim Bey Diva-
rak XIV. yüzyılın son yarısıyla XV. yüzyı- nı mı, Tennûrî’nin Gülşen-i Niyâz’ı mı?”
lın ikinci yarısı arasında değişen belirle- şeklinde tartışmış, fakat kesin bir hüküm
meler yapmıştır. Köksal’ın tespitlerine vermemiştir. Bu husustaki en net belirle-
göre ise, İbrahim Beg’in yaşadığı yüzyılı meler Prof. Dr. M. Fatih Köksal tarafın-
tespit edebilmek için aslında eldeki en dan yapılmıştır. Köksal’ın görüşleri şöyle
önemli kaynak, Câmiu’n-Nezâir’dir. Zi- özetlenebilir:
ra İbrahim Beg ve eseri üzerine serdedi- Eserinin “Kayserili Kâtib İbrahim’in
len görüşlerde hep onun “Câmiu’n- Divan’ı tamamlandı. Allah onun hanesi-
Nezâir’de bir şiiri” bulunduğundan söz ni güzel eylesin, cenneti de evi yapsın.
edilmiştir. Halbuki onun bu mecmuada, Cuma günü kuşluk vakti 903 senesi
“bir” değil, yedisi kaside, ikisi mesnevi ve Rebiülevveli’nde (yazıldı).” şeklinde ter-
üçü gazel olmak üzere toplam 12 şiiri cüme edilebilecek temmet kaydı bile tek
bulunmaktadır. başına eserin İbrahim Tennûrî’ye ait ol-
Öncelikle şairin Câmiu’n-Nezâir’de bu- madığını ispatlar mahiyettedir. Bununla
lunan ve “İbrâhîmu’l-Mevlevi” künyesini birlikte o temmet kaydı hiç olmasa bile,
kullandığı şiirinin Divan’ında da bulun- eserin yazarının İbrâhîm Tennûrî olama-
ması, bu kitapta şiirlerine yer verilen şai- yacağına delalet eden kayda değer husus-
rin İbrahim Beg’le aynı kişi olduğunu lardır şunlardır:
gösterir. Köksal, şairin yazdığı ve Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Mahmut
Câmi’u’n-Nezâir’de yer alan nazirelerin Efendi Nu. 3791’deki İbrahim Tennûrî a-
hangi şairlere yazıldığını ve kimlerin de dına kayıtlı nüshayla İbrâhîm Beg Diva-